• bu günlerde sıkça duymaya başladığımız kavram. yöneticilerin yönetilenleri nasıl manüple edebildiklerini alanen dillendirmesidir.
  • haberleri açıyorsun, (göyyyaaa havuz medyası olmayanları da...), yok efendim

    akp chp'yi dava etmiş siyasi ayak olduğu için veya iftira attığı için...

    veya chp akp'yi dava etmiş siyasi ayak olduğu için...

    kanallar: "nedir abi bu bir birini dava etmek?" diyorlar...

    ya da idlib haberleri... şubat sonuna kadar şöyle olacak ta böyle olacak diye cumhurbaşkanı bir sürü açıklamlarda bulunuyor...

    bakın size bir sır vereyim...

    manhattan... diyorum... sex and the city'nin cereyan ettiği yer diyorum... adamlar oraya elli bin takla ve terbiyesizlik ile para aktardık diyorlar... kabul ediyorlar... itiraf ediyorlar... bizimkiler bıraktı bu tabak gibi gollük pası, gündemi değiştirmeye çalışan başlıklara laf yetiştirmeye çalışıyorlar...

    yahu kardeşim, desenize... ankara gaz, kızılay, ensar vakfı, türken ve manhattan olayı çözülmeden ne dersen de, muhatap kabul etmiyoruz... de.... baksanıza bekledi bekledi...

    tek kelime etti mi bu kendini "zor" durumda bırakan bu haber ileilgili?... niye tek kelime etmedi...? niye topa girmedi.... taca gitti... harcandı gitti bu gollük pas....

    şimdi bizimkiler "siyasi ayak" ayaklarında göyyya muhalefet yapıyorlar... be kardeşim, tut bir ipin ucunu, sonu gelene kadar elinden bırakma... çöz... sonra öbürüne geç...

    bıktık artık yarım kalan, takip edilmeyen, ortaya çıkartılmayan, sizin yüzünüzden üstü örtülen rezaletlerin unutulmasından... tutun ucundan bırakmayın... saat kaç diyene: "manhattan bulvarlarında yurt açtılar" de... bilemedin sex and the city.... de... hava nasıl diyene: "ankara gaz-kızılay-ensar-manhattan ve vergi kaçırma".... bir adım atma geriye...

    manhattan dediğin yer sex and the city diye üzerine filim çekilen yer... hatta o filim için turlar düzenleniyor... bak: (https://moovitapp.com/…our-nycnj-site_133002951-121)

    ortaya bir laf atıyorlar, onu tartışıyorsunuz... sonra başka bir laf atıyorlar öncekini bırakıp diğerinin peşine koşuyorsunuz...

    yahu çok mu uzun? açın goebelsin taktiklerini okuyun.... biraz kendinize gelin be kardeşim... al hayrına aşağıya yazıyorum....

    ama siz "muhalefet "gibi bir soruna sahip değilsiniz... muhalefet değilsiniz... size biçilmiş bir rolü oynuyorsunuz...

    hitler’in propaganda bakanı göbels’in taktikleri
    1- insanların beyin tembelliğini gördükçe, her istediğimizi yapabiliriz.
    2- yalan söyleyin, mutlaka inanan çıkacaktır. yılmayın, yalana devam edin.
    3- bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız, insanlar ona o kadar fazla inanırlar.
    4- bir insana yalan olsa bile bir söylemi sürekli tekrarlarsanız, o söylemin nereden geldiğini unutur ve kendi fikri gibi benimser ve savunur.
    5- söylediğiniz yalan ne kadar büyük olursa o kadar etkili olur ve insanların o yalana inanması da o kadar kolaylaşır.
    6- halkı her zaman ateşleyin, asla soğumasına ve düşünmesine izin vermeyin.
    7- halk; büyük yalanlara, küçük yalanlara göre daha çabuk inanır.
    8- hatalı olduğunuzu ya da yanlış yaptığınızı asla kabul etmeyin.
    9- asla rakibinizin üstün bir yanı olduğunu kabul etmeyin.
    10- asla kendinizden başka birine hareket alanı bırakmayın.
    11- asla kabahat ve suç üstlenmeyin.
    12- sadece bir rakibinize odaklanın ve kötü giden her şeyin suçunu onun üzerine yıkın.
    13- yargı devlet hayatının efendisi değil, devlet politikasının hizmetkarı olmalıdır.
    14- bana vicdansız bir medya verin, size bilinçsiz bir halk sunayım.
    15- her zaman etrafınızda, bir yalaka ordusu bulundurun.
    16- prestij ve karizma sahibi lider, propaganda işini çok kolaylaştırır.
    17- ilk sözü kim ne kadar güçlü ve bağırarak söylerse, o kazanır.
    18- önemli olan aydınlar değil kitlelerdir. çünkü onları kandırmak çok kolay.
hesabın var mı? giriş yap