• günü gününde yaşamayı beceremeyince....
    hani önündeki bilmem kaç günü boş verip ayrılığı tadacağın o bir ayı düşününce....
    olmaz böyle dersin ya içinden....
    işte o zaman uzaktan bir dostun gelir aklına
    içelim dersin
    o kendi derdine sen kendininkine
    ama ortak bir nokta vardır elbet
    alkol damarlarında akan asil kandır
    ve acı seni hiç bırakmayan yaran..... *
  • bir cesit vakti kerahat olmali bu yani gun giderken baslanilan ickinin zamani
  • şiir.

    adamı öksüz bırakır alkollüyken.
    bürünüp acılara ce e der her yudumda.
  • adamı vurmuş ve terkediliş sonrası muhtemel bir alkol ikindisi adama en çok koyan mısralara sahip can yakıcı bir şiirdir. genel olarak neşeli bir yapıya sahipmiş gibi görünse de olayı damardan bitirir. genzimizde göl göz yaşlarıyla bütün olayları özetlemektedir. şiirin bir nüshasını da göndermek istediğinize yollamak lazım diye düşünürsünüz ama "yalanı sevdasından büyük sen" durdurur sizi.
  • biz ne zaman içsek
    hep okunan şiirdir.
  • yılmaz erdoğan'ın kayıp kentin yakışıklısı albümündeki güzide şiiri. başında yaklaşık bir dakikalık kanun taksimi bulunmaktadır.
  • herşeyi bırakıp, eve döndüğünüzde o masadan; sizi yarın sabaha hazırlayacak şiirdir.
  • biz ne zaman içsek,
    köfte geç gelir
    ve oturur muhabbetin terkisine
    çıplak bir efkar sözcüğü

    biz ne zaman içsek,
    sabah akar meycinin cebine.
    günde kaç kez öpüşür ki akrep ile yelkovan.

    biz ne zaman içsek,
    iç değilizdir aslında.
    dışımızda bronz bir akşam sözcüğü,
    çırıl bir efkar sözcüğü.
    eften püften bir kar beklentisi.
    delikanlı kıvamında sevda değilse de
    tabansız sevişmelerdeki el değmemiş pişmanlık
    biz ne zaman içsek,
    iç değilizdir aslında.

    bu alkol ikindisi şiirle
    şimdi burda açılsaydın,
    adımın baş harfi gibi.
    belki ağustos kokardı ağustos.
    sen,
    fikrini ipotek etmiş kiralık sevdalara,
    senine boyuna sevilmiş sen,
    yalanı sevdasından büyük sen,
    bir bil-sen.

    biz ne zaman içsek seni düşünüyoruz.
    genzimizde göl gözyaşları.
    biz ne zaman içsek,
    iç değilizdir aslında.

    dışımızda bronz bir izmir akşamı...
  • geri kalanında çok fazla betimleme olduğundan dinlemesi yorsa da, sırf girişteki; "biz ne zaman içsek, köfte geç gelir" serzenişine hasta olduğum için dinlediğim yakışıklı şiir.

    yılmaz başganın diğer güzelliği içinse;

    "belki balkona kar seyretmeye çıkar diye sevdiğimiz kızlar,
    çok dibimiz donmuştur
    ve çoğu zaman kar mevzuu kızlara yeterince ilginç gelmemiştir..."

    ondan sonra ilgisiz yaftasını yiyen de biz oluyoz yılmaz abi. kıçımıza batan platonik dikenleri saymazsak tabi. oo kafiye. hem de cinaslı.
hesabın var mı? giriş yap