• acinin tek kisilik dipsiz bir kuyu oldugunu gosterirken, kuyuya yukardan bakip da gozlerinin gorebildigi kadariyla yetinenlerin dalga gecer gibi insanin yuzune soyledikleri cumle. "annen melek oldu yavrum" a nedensellik kattigini sanan, ama yasamin acimasizliginin buyuklugu icinde giderek kuculen, anlamsizlasan soz obegi.
    yetiskin halimle bana soyleyenleri tokatlamak istiyorum evet, ama cocuklara bile soylenmemesi gereken bir yalan. gercek guzeldir, en azindan karsinizdakini sizin aciniza boyle sacma sapan avuntular sayesinde yabancilastirmaz, sizi daha da yalniz ve anlasilmaz hissettirmez. biri cikip demelidir yuzunuze, onu bir daha goremeyeceksin diye, o her nerdeyse...
  • bir savunma mekanizmasıdır "akla yatkınlaştırma". kişi psikolojik bozukluk yaşamamak için bu söze inanarak kendini telkin eder.
  • erken-geç göreceli kavramlar olduğu için teselliden öteye gidemeyen kabuldür...

    kimisine göre 63 (bkz: peygamber) geç, kimisine göre erkendir.
  • ilkokulda din kültürü dersi.. (ulan din miydi??? belki din kültürü dersi olmayabilir, ilkokulda din kültürü dersi var mıydı ki?? herneyse artık... hay anasını, bi entry giremedik)

    hoca ahiretten bahsediyor (ders beden eğitimi olsa ahiertten bahsetmez herhalde, din dersidir o din...) yanımdakiyle konuştuğumu görünce "kalk oğlum, anlat" dedi... anlık refleksle hemen kalkıp konuşmaya başladım ağız ishali olmuşcasına... birkaç saniye içerisinde cümleler, kelimeler ve en sonunda heceler tükendi... söylediklerimden kendim bile tatmin olmamışım herhalde ki sonuç cümlesi olarak, ondan bir gün önce izlediğim kemal sunal filminde duyduğum allah sevdiği kulunu yanına erken alırmış repliğini tekrarladım...

    arkadaşlarımın bana orospu çocuğuymuşum gibi güldüklerini hatırlıyorum... hatta ilkokul öğretmenim beni korumak için "evet, geride kalanlar ölenin kıymetini bilsinler, bundan ders alsınlar diye böyle birşey olabilir" demişti... yok gözümün nur-u anaç hocam, yok... ben o muameleyi haketmişim... öyle cevap mı olur allasen?? gülüşmeler hala kulağımda...

    sonuç olarak kemal sunal filmlerinde geçen bir repliktir bu efendim... hatta rahmetlinin, köylünün kerametine inanıp zorla üçkağıtçı olduğu filmiydi, yanlış hatırlamıyorsam... ama ders, din dersiydi din... eminim... galiba..
  • freddie mercury icin gecerlidir bu onerme. aids, gay, ibne falan bunlari gecin. asil freddie mercury'yi sevmeyen toptur top. allah da sevdi, yanina erken aldi. aids ise sadece bir aracti.
  • ölümün her türlüsü ve her yaşta olanı zorken, erken yaşta gelen hele bi de aniden gelen ölüm çok daha zordur, çok daha fazla sarsar insanı. böyle durumlarda insanın kendini teselli etmek için (ya da çevresindekilerin yakınını kaybetmiş insanları teselli etmek için) sarf edebileceği sözler de çok sınırlıdır. malum, daha yaşlı insanlar öldüğünde, "yaşayacağı kadar yaşadı, göreceğini gördü.", üstüne bu insan çok hastaysa ve çok acı çektiyse "kurtuldu"ya varan teselli amaçlı sözler sarf edilir. genç ölümlerin acımasızlığı da buradadır zaten. yaşamak istenenler yaşanamamıştır, daha önünde uzun yıllar olduğuna inanılan insan bir anda yok olup gitmiştir. işte böyle durumlarda söylenecek tek bir söz vardır: allah sevdiği kulunu yanına erken alırmış...
  • allah'in nietzsche'yi pek sevip ablasina burun kivirmasi.

    (bkz: friedrich nietzsche)
    (bkz: elisabeth förster-nietzsche)
  • bu laf, işiten için de taziye de bulunan için de ilginç bir anlam içeriyor aslında. taziyede bulunan kişi teselli edebilmek için kendini hiçe sayarak, allahın onu sevmediğini ima ediyor, üstelik allahın teselli ettiği kişiyi de sevmediğini ima ediyor. bu bir avuntu olabilir mi sevdiğini kaybeden insan için? olabilir pek tabii. sevdiklerimiz öldüğünde bir daha onları göremeyeceğimizin ve çok özleyeceğimizin farkında olduğumuz için teselli oluyor bu laf. sevdiğimiz birinin iyi bir yere gideceğini düşünmek, gittiği yerde kötü olmayacağını düşünmek rahatlatıyor bizi.
  • bir de bunun allah sevdiği kuluna dert verirmiş versiyonu var ki 'aramızdaki her şey bitti, beni sevme,' diyesim geliyor. madem seviyor, verecekse huzur versin, paso dert, paso tasa, bu nasıl aşk? bu nasıl sevgi? bu ne ihtiras?
hesabın var mı? giriş yap