• bu kitap okununca hablemitoğlu'nun kim tarafından ve neden öldürüldüğü oldukça net görülecektir.
  • faili (güya) meçhul bir cinayete kurban giden doç. dr. necip hablemitoğlu'nun bir zamanlar ortalığı çok karıştıran kitabı. "kemalistçilik" oynadığım günlerde, yanımdan ayırmazdım bunu; "vay be herif çözmüş olayı be abi!" derdim. ancak ben de her "şüpheci" gibi gerek internette gerekse diğer muhtelif kaynaklardan araştırdım alman vakıfları ve bergama olayı'nı. en sonunda bu kitapta öne sürülen iddiaların "asılsız" (yani uydurma, abartı ve çarpıtma) olduğunu öğrendim -ki bunun da benim için çok büyük "sarsıntı" olduğunu söylememe gerek yok. zaten açılan davada da bunlar belirtilmişti. lâkin hablemitoğlu'nun, destabilizasyon amacıyla "vatansever dostları" (kim olduklarını biliyoruz elbette) tarafından canice öldürülüşü bunları "gerçek" kılıyordu, kendisi resmen "tabu" olmuştu.. "eleştirilememe zırhı" giymişti, halbuki bu durum en çok kendisine hakeretti.

    neyse efenim, bunları "gerçek" bellediğimizden dolayı, bir yıl önce sonuçlanan davadaki karara[1] göre, kitaptaki iddiaların "asılsız" olduğunu "nedense" gör(e)medik.

    not: normandy/eurogold'un eski genel koordinatörü hasan gökvardar, kitabın şirket tarafından fabrikasyon bilgilerle yaz(dır)ıldığı ve gene şirket tarafından finanse edildiğini iddia etmiştir. kendisine de dava açılmıştır. yalan konuştuğu için mi? hayır, şirketin "gizli bilgilerini açıkladığı" için!

    [1] "alman vakıflarını suçlayan kitaba ceza", bianet, 20 ekim 2004
    http://www.bianet.org/…flarini-suclayan-kitaba-ceza

    bkz: kürşat bumin ve alper görmüş (kronikmedya), "kritik ab toplantısı öncesinde almanya'ya casusluk suçlaması", yeni şafak, 23 eylül 2003
    http://yenisafak.com.tr/…/eylul/23/kronikmedya.html

    (bkz: komplo teorisi/@asc)
    (bkz: psikolojik harekat)

    edit: linkler kurbağa olmuş, el atıldı.
  • her nereden aklıma geldiyse (bkz: degussa)
  • deniz feneri ile aydınlanmış müslümanlarımızın dikkatini gündem gereği çekmiş bir kitap. gerçi bergama hareketini tez yapmış bir arkadaşım kitabın içeriğinin fason olduğunu rapor etmişti.
  • onu bunu boşver de hepsi koza ipek grubuna yar oldu ana fikrindeki kitaptır.
  • (bkz: kuyudaki taş)
  • said'i nursi'nin düdüğü yazmış. kemalistçilik oynadığım günlerde. doğru vallaha. atatürkçülük bile oynadılar. oyun deyince adamların üstüne yok. hele son 10 yılda ne oyunlar oynadılar. ergenekon, balyoz, izmir casusluk ............. fakat sahneleri kapandı yazık. artık seyredecekler bir müddet.

    canım çok güzel bir türk oyunu var. adı çiftetelli. silivri'de, sincan'da bol bol onu oynayın artık. birde zamanınız bol. kitabı bir daha oku. hablemitoğlu'nun anlattığı ilişkiler ampül gibi parlıyorda. sizi vesayetten kurtaracak ampül değil ha. bu arada vesayet değince bir gülme geliyor. hah hah hah.
  • alman ve dolayısı ile amerikan derin devletinin türkiye'yi sömürme yollarından biriyle ilgili olarak necip hablemitoğlu'nun yazdığı ve kendisinin de davadan 8 gün önce bir suikast ile hayatını kaybetmesine neden olan kitap.
    allah rahmet eylesin.
  • gençlerin anlaması için söyleyelim, akp'den önce ve veya akp gerçekten iktidar olmadan önce şimdinin atatürkçüleri şimdinin çomarları gibi büyük oyunu görüyorlardı. bağımsız özgür laik cumhuriyetimizi yıktırmamak için neo islami bir çizgi de değil ama laik bir çizgide çomarlık yapıyorlardı. bu da onlardan bir tanesi. ülkemiz büyük oyun cenneti elhamdülillah.
  • bildiğim kadarıyla almanların türkiye'deki casusluk faaliyetlerine dair bilgi veren ilk ve sanırım tek kitap. (farklı kitaplar varsa lütfen bana gönderin burada paylaşayım ya da başlığın altında kendiniz paylaşabilirsiniz)
    kitabın 11 ile 55. sayfaları alman vakıflarının niteliklerinden ve istihbarat örgütü gibi çalıştıklarından bahsediyor.

    kitaba göre; küreselci sivil toplum örgütleri için (küreselciler diye kısaltacağım) gelir dağılımdaki adaletsizlikleri, ülke ekonomisinin gelişmesi, bilimsel aktiviteler vs. bir önem taşımazken, küreselciler iki tane temel özgürlüğü savunur: "dinsel özgürlükler (cemaat, tarikat vs.) ve etnik parçalama özgürlüğü. şimdi kitaptan kısaltmalı değil direk alıntı yapacağım.
    "laik hukuk sisteminin çökmesiyle ya da alt kültür kimliklerinin siyasallaştırılmasıyla ortaya çıkacak iç savaş ve bu iç savaşta ortadan kalkacak olan başta yaşama hakkı olmak üzere, yok olacak tüm temel insan hak ve özgürlüklerinin hesabı hiç önemli değildir."
    bravo hablemitoğlu! bravo! daha akp gelmeden önce türkiye cumhuriyeti devletinin olası bir dönüşümünde olayın iç savaşa kadar yolu olduğunu ne güzel tahmin etmişsin.2006-2011 yılları arasında laik hukuk sistemi ve devlet parçalandı malum örgüt tarafından (ne hikmetse bergama'da eurogold'a nasip olmayan altınlar koza ipek grubuna nasip oldu) ve o örgüt 15 temmuz darbesini gerçekleştirdi ama olay iç savaşa evrilmedi. bunun da tek sebebi suriyeli mültecilerle mücadele edemeyen almanya'nın, olası bir iç savaşla yıkılan türkiye'den gelecek mültecilere dayanamayacak olması. bravo hablemitoğlu ne müthiş bir öngörü, daha akp bile iktidarda değilken. biz kitaba devam edelim.
    kitap türkiye'de alman vakıflarının marifetleri isimli tamer bacınoğlu'nun makalesinden alıntı yapıyor. ben burada benim ilgimi çeken kısmı koyacağım:
    "ikinci maddedeki etkinlikler, ''türkiye'de yerel yönetimlere işlerlik kazandırmak'' amacıyla, almanya'da adı var, kendi yok ''federal sistem'' i türkiye'ye tanıtmayi hedefler.

    fdp'nin friedrich naumann vakfı ''federalizmi tanıtma'' çabalarını genelde batı anadolu'da yürütürken, yeşiller'in heinrich böll vakfi ''federal yönetimin nimetleri'' ni dogu anadolu konusunda gündeme getirmektedir.

    yeşiller'in bu vakfı şu sıralar, türkiye'nin etnik çetelesini tutmakla mesgul ve hem alman dısisleri bakanı ile hem de aynı bakanlığa bağlı alman resmi ''araştırma'' enstitüleri ile ortak çalışmakta.

    spd'nin friedrich ebert vakfı da, daha ''global'' bir yaklaşımla ''türkiye'de sivil toplumun kurulabilmesi'' icin çaba gösterirken, daha çok ''ekonomi ağırlıklı diyalog arayışı'' nda oldugu izlenimini vermek istiyor.

    türkiye'de ''islami demokrasiyle barıştırmak'' yolunda en kapsamlı projeler ise cdu'nun konrad adenauer vakfınca yaşama geçiriliyor."

    tüm makale için http://www.biroybil.com/…ar�n�n-marifetleri&p=22118

    kitap mesut yılmaz'ın alman vakıflarıyla ilişkisini de eleştiriyor.

    daha sonra konrad adanauer vakfı'nın öncülüğünde düzenlenen "almanya ve türkiye'de devlet, vatandaş ve sivil toplum kuruluşları" isimli konuşmada yer alan konuşmacılardan bahsediyor.
    yılmaz argüden (bkz: yılmaz argüden/@marius de sade)
    kemal köprülü
    ali bayramoğlu https://www.yenicaggazetesi.com.tr/…adi-214571h.htm http://www.democraticprogress.org/…n-in-turkish.pdf
    burhan şenatalar https://t24.com.tr/…p-yonetimini-ele-gecirdi,736607
    zafer üskül https://www.dunyabulteni.net/…karilmali-h19946.html http://www.agos.com.tr/…l-yonetimi-olaganlastirildi
    ibrahim kaboğlu (hablemitoğlu kendisi için 'alman vakıflarının gedikli konuşmacısı' demiştir. ben de bir tane link koyayım örnek olarak) http://anayasader.org/…-anayasa-bakimindan-halkoyu/
    paylaştığım linklerden bu isimler ajandır manası çıkmasın. sadece ilginç bulduğum linkleri paylaşmak istedim.
    hablemitoğlu daha sonra "kav'ın türkiye'deki en önemli işbirlik partneri" olarak nitelendirdiği türk demokrasi vakfı'nın başkanı bülent akarcalı'nın (bkz: bülent akarcalı/@marius de sade) açıklamalarına yer veriyor:
    "son 2 yıldır vakıf türkiye temsilcisi olan wulf schönbohm, uzun yıllardır ülkemize gelenler içinde tanıdığım en dengeli ve sorunlarımıza çok müspet bakabilen, ciddi siyasi geçmişi ve inandırıcılığı olan kişidir. dolayısıyla sorun başkalarının ülkemizde ne yaptığı değildir. kaldı ki bütünleşen dünyada bu kaçınılmazdır."

    kav'ı bırakıp heinrich böll vakfı'na geçiyor. pkk, aşırı sol ve islamcı gruplarla bağlantılarından bahsediyor. en yoğun işbirliği yaptığı vakıflar arasında istanbul barosu, (bkz: insan hakları derneği), (bkz: helsinki yurttaşlar derneği) isimleri dikkat çekiyor. daha sonra vakfın broşürlerinde türkiye'nin kadın haklarında mısır, sudan ve mali ile aynı sınıfta olduğundan bahsediyor. (evet o atatürkçü eski türkiye'den bahsediyoruz arkadaşlar, vakıf böyle demiş zamanında). daha sonra vakıf pazartesi isimli bir feminist ve ordu düşmanı dergiyi finanse etmiş. ayrıca https://tr.boell.org/…nizmin-yukselisi-ve-imkanlari

    şimdilik birinci kısmı bitireyim. daha uygun bir zamanda bergama dosyasını bundan daha kısa ve özet biçiminde bu entry'i editleyip yazacağım. tabi buraya kadar yazdıklarım özet 44 sayfalık bir yazının özetini yazdım. bu kitabı herkes okumalı ve bilgilenmeli. buradan tüm atatürkçü yayınevlerine sesleniyorum. küreselci aşkıyla yanıp tutuşan yeni chp'den korkmuyorsanız şu kitabı tekrar yayınlarsınız. hablemitoğlu bu kitap için canını verdi, nadirkitap olmasa kitabı hiçbir şekilde bulamayacağız. bu türkiye'nin ayıbıdır. her kütüphaneye bu kitaptan 1 tane konmalı. türkiye gerçeklerini gençler anlamalı. adam bir kitap yazmış geçmişten günümüzü aydınlatıyor. bir diğer aynı nitelikteki gazeteci için (bkz: uğur mumcu) mekanlarınız uçmağ olsun.

    edit: bu entry ilginizi çektiyse bu da çekecektir. karşınızda küresel sermayenin ideolojisi!
    (bkz: kültürel marksizm/#93710869)
hesabın var mı? giriş yap