ameliyat sonrası kedi

• ameliyat sirasinda verilen kallavi narkozun etkisiyle misil misil uyuyan bir kedidir. tipki bir melek gibidir. sonra yavas yavas uyanir. uyanirken, içine seytan girer. size bakar ve "mrrk, miyy yuu" der. bu sözler, narkoz sonrasinda ayilan her canlida oldugu gibi, tamamen küfür mahiyetindedir; bozulmamak gerekir. kedinin bilinçaltinda sakladigi süperli küfür dagarcigina sasip kalirsiniz. biraz daha kendine gelir ve "allah senin belani versin!" anlamina gelen mirrklamalara kulaklarinizi tikayarak, onu eve götürürsünüz. evde, narkozun etkisi hala devam ettigi için yürümeye çalisir ama önce saga, sonra sola yalpalar, yalpalar ve düser. veterinerdeki bütün saraplari devirmis, üstüne bir sise raki içmis, onun üstüne de cila amaciyla bira götürmüs gibi bir hali vardir. mama yemez, su içmez. size her baktiginda kusar. hakli olarak üstünüze alinirsiniz. hatta, çok kirildiginizi belirtirsiniz ama umursamaz. gözünü dikip ters ters bakar. "aoooo! ama kizim bu ameliyat senin iyiligin içindi ama ama. yoksa hamile kalirdin, sonra ama ama di mi? hanimis benim güzel kizim? aman da amanin!" derken, kedinizin birine verme hakkini sonsuza kadar elinden aldiginizi, sizin yüzünüzden bir daha seksle alakali olaylara giremeyecegini düsünürsünüz. zaten kediniz de bu sirada büyük olasilikla ayni seyi düsündügü için kusuyor ve kafasini duvarlara vuruyordur. araniza asilmaz bir mesafe girer. kediniz için seks, artik bir tabu olacaktir. artik, siz onun bas düsmani olacaksinizdir. artik, hiçbir sey eskisi gibi olmayacaktir. artik, çok geçtir.
• (bkz: http://yigitozgur.t35.com/cartoon/25.jpg)
• eğer söz konusu ameliyat kısırlaştırma ameliyatı ise, ameliyatı sonrası ise kedişin boynuna ters hunimsi bir şey takılır. zira ameliyat edilip dikiş atılmış bölgeyi ısırıp, temizleme hamlelerine girişmesin diye. zaten kediler narkoz aldıktan sonra dahi gözleri açık olduğu ve nefesi yavaşladığı için içiniz parçalanmakta iki de bir yaşıyor mı, herşey yolunda mı diye kedişi kontrol etmekten kendinizi alamamaktasınızdır, bir de bunun üzerine boyununa o tuhaf huniyi geçirmek zorunda kalırsınız. suçluluk duygusu ile karışık hüzün alır sizi. kediş yavaş yavaş kendine gelir, tuhaf sesler çıkarır, yalpalar, yürümeye çalışır. çok üzücüdür çok. üstüne üstlük kedişiniz ufak, tefek bir kedi ise o kafasındaki huniyi taşımakta iyice zorlanır, diğer taraftan ameliyatlı bölgeye uzanmaya çalışır.
  
  ama narkozun etkisi geçip de, bir kaç gün içinde toparlandığında kedinize bakıp gülmekten kendinizi alamazsınız. kafasındaki huniyi taşımakta zorlanan astronot kedinizin hali aslında bayağı komiktir.
  
  üzücüdür ameliyat sonrası kedilerin hali.
• hem çok iç burkan hem de eğlenceli bir süreçtir. iç burkar çünkü o özgür ruh o serseri mayın o manyak, kıpırdayamıyordur, başına ne geldiğini bilmeyen şaşkın bakışlarla, yardım et ifadesiyle, sizi süzüp durur. kalkmaya çalışır yapamaz, kaşınır kaşıyamaz, sıkılır gidemez.. of bi kedi için tam bir kabustur. ama siz o küçük manyağa istediğinizi yapabilirsiniz istediğiniz gibi sarılırsınız okşar, öper, mıncıklarsınız heh heh heh buna daha çok gıcık olur zaten.. herşeye rağmen kedi ile sahibini yakınlaştırır. bize öyle oldu..
• ayılırken önce göz kırpması, arka ayakları geriye çekme gibi refleksler geri gelir, gözleri sulanır (ağlarmış gibi olur, pek acıklıdır), sonra "ay bana bişiler olmuş" deyip yatmaz da, illa ki gezinmeye yeltenir, aman, yükseğe yatırdıysanız, kendine hakim olamaz, pat diye düşer, odanın içinde dolap beygiri gibi saçmasapan döner, arka ayaklarını bir türlü toplayamıyor gibidir, dilinin ucu pespembe dışarıya sarkmıştır, o akşam her zamankinden sessiz olur, ama sabaha sapasağlam, bildiğiniz kedi olur çıkar.
  bu akrobasi harikası hayvanın düz çizgide yürüyemediğini görmek, pek bir tuhaftır.
• çok üzücüdür ilk başta. gözleri camlaşmış bir post gibi ensesinden tutarak elinize tutuşturuverirler hayatınızdaki en değerli varlıklardan birini. sonra siz eve getirip yatırırsınız ve başında yavaş yavaş ayılmasını izlersiniz. o kendine geldikten sonra kalkıp yalpalaya yalpalaya yürümeye başlar. siz de merak ve endişeyle peşinden gidersiniz, ne yapacak acaba diye. gider, çişini yapar kumuna; sonra yatağına geri döner. hasta hasta çişine gösterdiği bu özene saygı duyarak biraz ağlarsınız. ama sonra iyi olur, her şey unutulur.
• narkozun etkisiyle halüsinasyon görme ihtimali olan kediymis. bu sebeple maksimum iki saat arayla gelen cigliklar, kendine ve etrafina zarar verme cabalari, bunu gözlemlemek zorunda kalan ve zarari minimuma indirmek icin yavrusuna battaniye sararak gözyaslari icinde veterineri arayan ben, sonraki nöbetlerde "gecti kizim, biticek, bu geceyi bir atlat her sey güzel olacak" sözleriyle caresizce ikna yoluna gitmeye calisan ben, buna karsilik gercekten de disini sikip dayanmaya calisan ve bana zarar vermemek icin battaniyenin ucunu kemiren bebegim ve bütün bunlarin farkinda olup yine gözyaslarina bogulan ben.... (bkz: loop)
  
  bu da ameliyat sonrasi kediden ziyade kedisi ameliyat olduktan sonra ben'i tanimlar oldu, olsun varsin.
• sahibine uykusuz geceler yaşatan kedidir. operasyon kısırlaştırma türünde bir şeyse, çırpınıp dururken bandajlarını açmaması için başında bekler durursunuz. bu esnada çıkardığı seslere yürek dayanmaz genellikle. acı mı çekiyor yoksa narkozun etkisiyle halüsinasyon mu görüyor, bir türlü emin olamazsınız. içiniz içinizi kemirir. ayaklanmaya başladığında sarhoş gibidir. iki adım gider, sonra yere kapaklanır. canını acıtmamak için dokunmaya kıyamazsınız. ikinci kedinizde buna hazırlıklı olduğunuzu sansanız da, kendine gelme süreleri arasında dağlar kadar fark olduğundan zırt pırt veterineri ararsınız.
• yeni dogmus bir bebegin ilgisini isteyen kedidir. aglar, garip sesler cikartarak miyavlar, anesteziden cikmasinin da etkisiyle sersemler ve kusma ihtimali vardir. kisacasi gece sahibine zehir olmustur, uyku haramdir, butun gece yari uyanik yari uyur vaziyette kedisinin kafasini sevecek ayaga kalkip da dusmesin diye uyumamaya calisacak oldugundan haliyle "ulan evladim olsa ancak bu kadar yapabilirim" diye dusunmesine sebep olacaktir.
• uygarlığımız ve teknolojik gelişmelerimiz karşısında, ağzı olup dili olmayan bir hayvanın çaresizliğine örnektir.