177 entry daha
  • "mevcut korku altyapısını kullanarak kaliteli işler yapmak" ve "insanları rahatsız etmek" gibi iki ana amaçları olduğunu düşünüyorum. keza başarılı olduklarını da.

    tamamen orijinal korku yapımlarının ortaya konabileceği fikrinde değilim. o dönem kapandı bence.(veya çok çok sonra açılmak üzere kapandı) kimse artık roman polonski'nin the apartment üçlemesi kıvamında medeniyetin yüz akı olacak yapımlar beklemesin. düşünsenize son 20 senede korku adına orijinal ne yapıldı? o kadar vasat, verimsiz bir dönemde yaşıyoruz ki blair witch project tek kamera zamazingolarından falan dolayı "öncü-yenilikçi" olarak adlandırılıyor. böyle öncüsü olan dönemin nasıl ardılı olur! dediğim gibi korku sektörü çıkmazdadır, güzel şeyler ortaya konabilir elbet ama filmin ardından çözümlemesi yapılması gereken, psikolojik "efsane korku yapımları" dönemi geride kaldı. artık ikinci sınıf hayalet filmleri, salgın filmleri(bu arada bu tip filmlere bayılırım), öldürme temalı filmler harici fazla bir alternatif yok. ve bu saydığım tür korku yapımlarının hepsi klişelere, daha önce işlenmiş konulara-üsluplara "yaslanıyor"(ilham almıyor), orijinallik adına hiçbir şey yok.

    yani böyle karanlık bir devirde yaşıyoruz. son dönemde bana korku sektörü açısından ışık veren iki şey oldu; fransız korku sineması ve american horror story. fransız korku sinemasında gerçekten farklı bir tını var. yalın bir iğrençlik, bunun yanında metafizik ve vahşetin üslup olarak kullanımı. fransızlar bu konuda umut veriyor.

    ve bir de dediğim gibi american horror story. bu dizi, mevcut korku kültüründen, gerçek cinayetlerden ve geçmişteki efsane korkulardan "beslenmeyi, ilham almayı" özellikle tercih etmiş. onları taklit etmiyor ama onlardan faydalanıyor ve bunu çok bariz şekilde yapıyor, seyirci anlasın diye uğraşıyor. "bu benim üslubum" diyor adam. ve bu gerçekten orijinal bir şey. bilmiyorum hiç düşünen olmuş mudur "burayı da rosemary'nin bebeğinden çalmışlar yaaaa" şeklinde? şayet varsa, izlemesin bence bu diziyi. müziklerdeki seçim bile geçmişe bir pas atma mahiyetinde. ara ara psycho'nun meşhur müziği (bi' ara telefonumun melodisiydi), kill bill'de çalan ıslık tekrarlanıyor dizinin içinde.

    yani dizi, işini çok iyi yapmış senaristlerden, yönetmenlerden, yapımcılardan, katillerden faydalanmış. ve bunun üstüne kendi tarzını koymuş, orijinal olmuş. yeni ve oldukça başarılı bir tarz; intihal yapmadan, referans vererek kültürden faydalanmak. sonuç çok iyi. en iyi tabirle çok "rahatsız edici" bir dizi. çılgınlar gibi korkmuyorsunuz; olabildiğine rahatsız oluyorsunuz. bu durum dizinin introsundan başlıyor, karakterlerine, olaylara kadar iniyor.

    ikinci sezonu da umarım aynen böyle devam eder. oyunculuklar birinci sezonda çok iyiydi. özellikle constance karakteri şahaneydi ki zaten jessica lange o rolüyle golden globe aldı. tüm bunların haricinde ilk sezonun başarılı olmasının bir sırrı daha vardı; allahım sana geliyorum.
  • şu sıralar 2.sezon tanıtım videolarıyla çılgın atan dizi.

    1
    2

    edit: bunu da yeni yayınladılar 3
    aboo dördüncüsü pek bi' korkunç olmuş.
693 entry daha
hesabın var mı? giriş yap