aynı isimde "amsterdam" başlığı da var
  • yeni düşen trailer'ı muhteşem duran bol yıldızlı david o. russell filmi.
    kadrodaki bazı isimler: robert de niro, christian bale, john david washington, margot robbie, anya taylor-joy, rami malek, chris rock, mike myers, michael shannon...
  • cast'te çok fazla bilindik isim olunca film değil de müsamere gibi duruyor.
    amsterdam trailer'ında da aynı sorun var.
    bir de hazzetmediğiniz bir oyuncu varsa *, kesinlikle heyecan uyandırmıyor.
  • film olanının başlığı henüz açılmamış, buraya yazalım madem. joy felaketinden sonra david o. russell'ın sinemalara dönüş filmi. 7 yıl geçmiş o tren enkazının üstünden. ama amsterdam da fragmandan iyi durmuyor. gene de asıl şaşırtıcı tarafı, russell'ın kötü şöhretine (?) rağmen hollywood'un hepsini filmine dahil edebilmiş olması. margot robbie, christian bale, john david washington, rami malek, anya taylor-joy, zoe saldana, chris rock diye gidiyor cast. ya tabii ki naif birisi değilim, tabii ki oyuncuların omurgasızlığının farkındayım, bunlar düne kadar harvey weinstein'a tapan, ona "tanrı" diyen insanlar neticede (hepsi değil ama çoğu omurgasız). o yüzden american hustle'da amy'yi günlerce ağlatabilen, huckebees filminde lily'e yakası açık küfürler eden, three king'de clooney'le yumruklaşma noktasına gelen, hustle'da amy'yi ağlatınca bale'le yumruklaşma noktasına gelen birisi bu russell. halen de 'cancel edilmemesi' işin en ilginç tarafı olabilir.

    herkesin ipinin çekilebildiği bir dönemde kadınları taciz etmeyi pek seven russell'ın halen film yapabiliyor olmasına naiflikten midir nedir şaşırıyorum. başta da bahsettiğim diğer şaşırtıcı (pek değil) şey de hollywood'un her şeye rağmen bu adamın filmine dahil olması. yani demek istemiyorum ama hakikaten kadın, kadının kurdu orada. lafa, pr'a, dergilere, manşetlere, röportajlara gelince bütün aktrisler feminist, kadın hakları savunucusu, falan fişmekan ama gerçekler tam tersi istikamette. misal insanın margot'ya sorası geliyor; amy röportajlarında russell'ın set günlerini kendisine nasıl zehir ettiğini açıkladıktan sonra niye bu trene hemen atladın? muhtemelen "bilmiyööördüm" diyecek. haydi kadınları geçelim, bale'e soralım: sen hustle'da bu adamla dövüşme noktasına gelmiştin. neden gene atladın trene? rezalet.

    filme dönersek... yılın en sıkıcı filmi gibi duruyor. ya da fragmanı öyle kestiler (fragman kötü kesilmiş). zaten "bakın kaç hollywood yıldızı var filmde?" diyerek hazırlamışlar fragmanı. ehh bu da filmin tırtlığına delalet. bütün hollywood'u biraraya getirip de iyi çıkabilen çok az film var. bir de russell zaten overrated bir sinemacı. joy felaketti, hustle'da scorsese'nin izinden giden bir öyküyü en tırt ve dağınık şekilde anlatmıştı. belki bir silver linings playbook, bir de the fighter filmi eğlencelidir. ama the fighter'ı da izlenir kılan en büyük şey, bale'in oyunculuğuydu. amsterdam'ı bale de kurtaramayacak, ki gene iskeletora dönmesi de sıkıcılaştı. öyle işte. russell gene oscar hedefliyor ama bakalım neler olacak? pek ihtimal vermiyorum açıkçası.
  • muhteşem bir kadroya sahip david o russell filmi. christian bale'i robert de niro ile karşılıklı izlemek harika olacak.

    amsterdam spot
  • christian bale'in, çekimleri esnasında rol arkadaşı chris rock'ın hayvan gibi komik olması sebebiyle oyunculuk yapmakta zorlandığı film. öyle ki, ara ara kendini chris'ten uzak tutmak zorunda kalmış bale abi. şöyle de ekliyor:

    “david (yönetmen) didn't ask me to make this film so he could just watch me giggle. he wants me to be burt and ı'm forgetting how to be burt.'' kdkdkdkdksksjd
  • yarın vizyona girecek olan film. fragmanı görüp bir heves bilet aldım ama imdb’de 5.8 puanı görünce modum düştü. niye o kadar düşük şimdi ki bu? neyse yarın izleyip göreceğiz artık.

    edit: gittim, izledim. (bkz: #143731414)
  • film olanı için yorum yapmak gerekirse vakit kaybı demek doğru olacaktır. oyuncu kadrosu çok iyi olabilir( yan roller bile rami malek, anna taylor joy, zoe saldana vb..) ama bu filmin bir senaryosu yok ya da senaryosunun ne anlattığını ben anlayamadım. gereksiz uzunlukta, sıkıcılıkta ve sonlara doğru komik politik mesajlar vermekteydi. bu filme max 4/10 puan verilebilir o da christian bale’in oyunculuğu için
  • umut veren bir ilk yarıdan sonra ikinci yarıda giderek sönmeye başlayan bir filmdir 2022 yapımı amsterdam.

    kariyeri boyunca beş kez oscar adayı olan senarist-yönetmen david o. russell (setlerde estirdiği terör ve kimi taciz haberleri nedeniyle doğal olarak kendisinden nefret edeni de çok) dönemsel (kara-)komedi türündeki filmini 'bunların çoğu gerçekten yaşandı' diyerek başlatıyor. trump'ın çağrısıyla fanatikleri tarafından gerçekleştirilen kongre baskını hadisesi hatırlatmış olacak ki geçmişte de benzer hatta daha ürkütücü bir girişim denenmek istendi diyerek-tam olarak üçüncü perdesinde aydınlanan-bir hikaye anlatıyor.yine kendine yıldızlarla örülü bir oyuncu kadrosu kurmuş.ama en akılda kalan ya da iz bırakan christian bale oluyor sadece.

    amsterdam, açıkça zengin kadrosunun altında eziliyor.bir david o. russell filmi için bu ilktir.

    bir sinema filmine göre-özellikle de bir hollywood yapımı için- bu kadar çok yakın plan tercihinde bulunulması şaşırtıcı.sanki daha çok evde izlenilsin diye yapılmışa benziyor.görüntü yönetmeninin 3 akademi ödüllü emmanuel lubezki olduğu düşünüldüğünde ortaya çıkan iş silik.keza genel olarak 1930'ların yansıtılması konusunda da yapım tasarımı yetersiz, eksik hissettirir.

    beni sesli gülderen ender bazı anları olsa da çoğunlukla sadece tebessüm ederek izledim.bir komedi filmi için bu kadarı da yabana atılamaz, lakin keşke böylesi kadro çok daha iyi bir senaryo için bir araya gelebilseydi.

    2.5/4
  • vizyona girmiş film. film, 1. dünya savaşından sonra gerçekleşen, “biraz”ı gerçek bir hikayeye dayanan, amerikan sermayesinin (içinde henry ford da var jp morgan jr da) abd başkanı roosvelt’i (kısaca fdr) bir diktatörle değiştirme planlarını anlatıyor. şurda gerçek hikaye mevcut. malum 1930’lar almanya ve italya başta olmak üzere ırkçı diktatörlüklerle yönetilmeye başlanıyor, abd’yi de bu kulübe katmaya çalışanlarla, onları başarısız kılmaya çalışanların hikayesi kısaca. haa fdr’ın 2. başkanlık döneminde diktatörlük planı olarak adlandırılan değişiklikler için bastırması da sanırım tarihin bir ‘cilvesi’. dictatorship plan

    mükemmel diyemeyeceğim ama kesinlikle kötü bi film değil. imdb’de 5.8’i görünce şüphelenmiştim ama kadrosu için gittim, fragmanı da ilgimi çekmişti. 5.8 bence çok düşüktü bu film için zaten şu an 6.2 olmuş bile, bence 7.5 civarına çıkar puanlama. oldukça iyi bir kadroya sahip ama evet bu film 150 dk yerine 100 dk’da da anlatırdı anlatacağını. gereksiz uzatıldığını düşünüyorum. biraz inglourious basterds vibe’ı aldım. söylemeden geçmeyeyim, filmdeki kadınlar çok güzel abi. ayrıca christian bale gerçekten mükemmel oyunculuk çıkarmış, takma gözün, gerçek gözle aynı hareket etmemesini nasıl sağladığını hayretler içinde izledim. robert de niro'nun oyunculuğunun kalitesini konuşmaya gerek var mı zaten? mükemmel iş çıkarmış o da.

    ayrıca ağır spoiler içeren bir tespitim olacak, izlemediyseniz okumayın!

    --- spoiler ---

    rami malek mısır kökenli abi, o kadar belli ki herifin ortadoğu-kuzey afrika kökenli olduğu, bu adamı hitlerci ırkçı pezevenklerin kendi arasına almasına imkan yok, bu adamın da ari ırk bilmem ne diye tutturmasına imkan yok. bir siyahinin hitler aşığı olması gibi saçma bişey. o konuda cast seçimi aşşırı saçma olmuş. ha belki kapitalist olduğu ve işine geldiği için bu ırkçılığı destekliyor denilebilinir ama orası da yorum artık, filmde net değil, açıkça belirtilmemiş. ayrıca margo gibi bir kadınla rami nasıl kardeş rolünde oynar abi nereleri benziyor??? casting bu açıdan rezalet.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap