• romalı düşünür polybios tarafından ortaya konan siyasi döngü yasasıdır.

    anakyklosis'e göre; ilk yönetim biçimi, tek bir kişinin kaba gücüne dayanan tiranlıktır. aklın ve mantığın üstün gelmesi ile tiranlığın yerini krallık alır. halk şiddet korkusu ile değil, bu sistemin adaleti ve erdemi gözettiğine inandığı için kralı destekler. fakat kralların her şeyi yapabilecekleri sanrısına kapılmaları ile yozlaşan monarşi kısa sürede tiranlığa dönüşür. soylu önderlerin tiranlığı yıkması ile aristokrasi kurulur. aristokrasiyi ikinci kuşak soyluların halkın korunması görevini ihmal edip, kendilerini sınırsız bir para tutkusuna kaptırmaları ile oluşan oligarşi izler. bu yöntemin haksız ve adaletsiz işlemlerine karşı ayaklanan kitleler tarafından demokrasi kurulur ve eşitlik ile özgürlük en yüce değerler olarak benimsenir. ancak demokrasi de en nihayetinde yozlaşacaktır. bir yandan yasaların horlanması, öte yandan başvurulan şiddet, demokratik niteliklerin yok olmasına neden olur ve böylece platon’un aşırı ve yasasız demokrasi olarak adlandırdığı oklokrasi ya da ayak takımının yönetimine dönüşür. bunun da yol açacağı yönetim biçimi tek kişinin salt kaba gücüne dayanarak bütün insanlara hükmettiği tiranlıktır.

    değişimin hangi yönde olacağını görmek için, döngü yasasını bilmek önemlidir. bugün içinde yaşadığımız dönemi oklokrasi olarak adlandırırsak, halkın bir mesih daha doğrusu bir kurtarıcı beklediği aşikardır.
  • yun. yeniden kullanma, geri dönüşüm anlamına gelen kelime.
  • plato ve aristo’nun ortaya attığı, yunan tarihçi polybius’un kaydettiği, machiavelli’nin tariflediği bir teoridir. buna göre devlet yönetiminin politik bir döngüsü vardır. bu döngü kimi zaman tamamlanır ve yeniden başlar.

    toplumun ilk yönetim biçimi ayak takımının söz sahibi olduğu oklokrasidir. toplumda güçlü bir figür ortaya çıkar ve monarşiyi kurar. başlangıçta kral iyi ve akıllı bir yöneticidir, halkın çıkarlarını gözetir. ancak zamanla kralın halefleri güç zehirlenmesine kapılır, despotlaşır, tirana dönüşür. yönetimi kaba kuvvetle sağlar. tiranlık monarşinin dejenere halidir.

    tiranlık, toplumun üst sınıfını monarşiyi yıkmaya zorlar. üst sınıf aristokrasiyi kurar. yönetim bu sınıfın kararları ile sürdürülür. ancak zamanla, ardıl kuşaklar yönetime geçince ahlakı/erdemi çok çabuk unutur. güç açlığı çeken, yolsuzluk ve kokuşmuşluğun hakim olduğu baskıcı oligarklar ortaya çıkar. oligarşi aristokrasinin yozlaşmış halidir.

    bu durum halkı oligarkları uzaklaştırmaya zorlar. bağımsız orta sınıf kendi yönetimlerinde söz sahibi olur, demokrasi kurulmuş olur. orta sınıf, zengin ve fakir sınıf arasındaki gerilimi emer. orta sınıfın azalmasıyla, zamanla demokraside çürüme/kokuşma başlar ve ayak takımı söz sahibi olur (oklokrasi) ve döngü tamamlanır. oklokrasi demokrasinin dejenere halidir. bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan, ifade özgürlüğünü hiçe sayan, dar görüşlü ve tepkisel kalabalıkların, başka bireyler üzerine zorbalıkla yaptığı dayatmalar hakimdir (bu cümle emre kızılkaya’nın hürriyet gazetesinde 15.09.2015 tarihinde yazdığı bir yazıdan alıntıdır).

    plato ile aristo arasında fikir ayrılıkları vardır. platoya göre politik döngü beş evreden oluşur: aristokrasi, timokrasi (aristokratların halkın iyiliği için değil, kendi şan/şerefleri için yoplumu yönetmesi), oligarşi, demokrasi ve tiranlık. demokrası tiranlık için öncüldür. döngü tamamlanınca yeniden başlar.

    aristoya göre ise döngü monarşi ile başlar. politeia (yönetimin monarşi, arsitokrasi ve demokrasi ögelerinden oluşan karma bir sistem ile sağlanması) en iyi yönetim şeklidir. halk önce itaat etmeyi öğrenir. itaat ettikçe yönetimde söz sahibi olma hakkı edinir. bu kişiler vatandaş/yurttaşlardır. yurttaş olmayan ve kölelerin böyle bir hakkı yoktur. aristo’ya göre kimi insanlar doğuştan köledir. demokrasi politeia’nın (yapısal demokrasi) dejenere halidir. döngünün son evresi anarşidir ve döngü tamamlanınca tekrar başlamaz.

    tüm düşünürlere göre bu döngü son derece tehlikelidir. çünkü döngünün elementleri arasındaki geçişlerde şiddet ve karmaşa hakimdir. ayrıca, döngünün iyi elementleri sırasında elde edilen kazanımlar, dejenere halleri esnasında kaybedilebilir. aristo’nun bununla ilgili önlem önerileri şu şekildedir:

    1. anayasada küçük bile olsa değişikliklere izin verilmemelidir. çünkü bu küçük değişiklikler zamanla top yekün bir dönüşüme neden olur.
    2. aristokrasi ve demokrasilerde, yöneticilerin despotlaşmalarının önlenmesi amacıyla, görev süreleri çok kısa tutulmalıdır.
    3. gerçek veya hayali dış tehditler/mihraklar ve hikayeleri, iç barışı sağlar.
    4. monarşi, aristokrasi ve demokrasinin iyi yönleri alınarak karma bir yönetim şekli benimsenmelidir.
    5. herhangi bir kimse, politik, parasal veya askeri anlamda çok fazla güç sahibi olursa, ülkeden uzaklaştırılmalıdır (sürgün edilmelidir).
    6. yargıçlar kararlarını verirken asla para kabul etmemelidir.
    7. toplumun büyük kısmını orta sınıf oluşturmalıdır
    8. yapısal demokrasinin korunmasında en önemli faktör eğitimdir. eğer tüm yurttaşlar hukuk, tarih ve yapısal demokrasinin bilincinde olursa, iyi bir ülke yönetiminin sürdürülmesi için çaba sarfedeceklerdir.

    rönesans antik yunan kaynaklarının yeniden okunmaya başlamasıyla ortaya çıkmıştır (machiavelli). bundan 2000 yıl önce yazılanlar bugünü ne kadar güzel anlatıyor. tüm yazılanları okuyunca, döngünün neresinde olduğumuzu, bizleri nelerin beklediğini görebiliyoruz.

    ekle: kaynakça, farklı yabancı siteler
hesabın var mı? giriş yap