• 2 ay boyunca her gün keçiören-ostim arasında araba kullansın, 2. ayın sonunda taksiye çıkacak duruma gelir.
  • 3 şeritli yolda iki şeridi kaplayacak şekilde ortadan gitmek, 3 şeritli yola yan yoldan çıkıp hem birinci hem de ikinci şeridi kaplayacak şekilde (evet, büyük başarı) kendini yola atmak, sola saparken dışardan almadıkları için siz aynı noktadan sağa saparak çıkıyorsanız sizinle kafa kafaya gelmek, park ettikleri yerden çıkarken arkalarına bakmadan çıkmak, 2 şeritli bulvardan bir diğerine saparken ikinci şeritteyse birincisine, birincisindeyse ikincisine kaymak gibi adına alışkanlık mı desem, aymazlık mı desem çözemediğim stili olan kişidir. uzun yıllardır ankarada olmama rağmen hala bu hatalarına alışamadım, sanırım onlarda niye bu stile alışamadığım ve onlar gibi kullanmadığım için kızıyorlar.
    yoksa (bkz: hem suçlu hem güçlü)
  • bugün gördüm ki ambulanslara bile yol vermeye imtina eden şofördür.
  • kırmızı ışıkta sağa dönüşü serbest sayar ve döner.
  • eskişehir yolundaki hız sınırı 70 olan sağlam konumlandırılmış mobeselerden 120 ile yardırarak geçen 34 plakalıları görünce yüzünde bir gülümseme oluşandır.

    (bkz: herkes mal aq bir siz akıllısınız)
  • yayalara yanan yeşil ışık siklerinde değildir. yaya geçidinde çarpışacakları insan harici bir cisim (arabaya çarpacak başka bir araba, tekerlekli sandalye falan) yoksa yol onlarındır. tekerlekli sandalyedeki engelli vatandaşa çarpmamalarının sebebi aracın kaportaya vereceği zarardan dolayıdır. engelli vatandaşı düşündüklerinden değil.

    aslında ankara şoförü haklı. bir kavşakta yayaya yanan yeşil ışığa güvenerek karşıya geçiyordum, yolun ortasındayken bir baktım ki bir araç üzerime doğru geliyor. orospu çocuğunun çok net şekilde durma mesafesi var, duracağını umut ederek ilerledim, ilerlerken de orospu çocuğuna yeşil ışığı göstererek yolun yayalara ait olduğunu ima ettim. orospu çocuğu hiç siklemedi, arabayı üzerime sürdü, kendimi son anda geri çekerek ezilmekten kurtuldum. bir baktım kavşakta trafik kamerası var. 155'i aradım. 155 denen acil telefonu tam 3 kez aradım, 3'ünde de "cevap yok" uyarısıyla çağrı sonlandırıldı. 4.de açıldı. durumu anlattım, olayın saatini ve plakayı verdim, kavşakta kamera olduğunu da belirttim. hattın ucundaki şahıs bana "git savcılığa şikayetçi ol" diyor. adam bana çarpmadı ki, şikayete neden gidecekmişim ki? olayın saatini de verdim, ilgili birime aktarın, kayıtları inceleyin, geçirin 250 tl cezayı da bakalım o orospu çocuğu bir daha yapacak mı o ışık ihlalini. işte bundan dolayı ankara şoförü haklı. vatandaş şikayet ettiğinde kamera kayıtlarına bile bakmıyor emniyet.
  • ta en sağ şeritten gelip, siz en solda ilerlerken çat diye önünüze geçen ve kornaya bastığınızda ''zinyal veriyom lağn gormüyong mu?'' diye çemkiren ehliyet sahibi insan evladıdır.
  • ankara şoförü deyince sanki bir anlamsızlık var cümlede, o yüzden ankaralı şoför gibi bir başlık daha uygun olurmuş gibi...
    yıllardır ankara trafiğindeyim ve görüp anladığım kadarıyla insanlar trafik kurallarından ziyade iyi şoför nasıl olunur mantığıyla hareket ediyorlar. ve bu şehirde nice hatalı sollamanın kralını yapan 34 plaka görmüş ve çok büyük küfürler etmişimdir. zira istanbul'a gittiğimde de gördüğüm manzara farklı değildi. hakeza bodrum'dada aynı mantaliteyle araç kullanan nice 34 plaka görmüşümdür ve çok çok tehlikeli kullanıyorlardı. ve tabi izmir trafiğini de görmüş biri olarak, (özellikle otobüs (eshot) şoförleri) ankara'daki araç sürücülerinin nispeten daha insaflı olduğunu sonucuna vardım.
    hasılı kelam ankaralı sürücüler; evet gerçekten tehlikelidir ama bu sadece ankara'ya özgü bir durum değildir sanırım...
  • (bkz: devlet memuru)
  • (bkz: oksimoron)
hesabın var mı? giriş yap