*

  • türkiye'nin en iyi hastanelerinden biridir. hacettepe ile birlikte bilimin ankarada yapıldığını gösteren hastanedir.
  • sıhhıyedeki dtcf nin arkasında bulunan, yanında yüksek ihtisas hastanesi olan, ankara üniversitesine bağlı hastane.
  • ankara sihhiyede bulunan ozellikle ortopedi bolumunun cok iyi olmasiyla on plana cikan hastane.
  • bürokrasisi, bezgin çalışanları, içinde kaybolunan labirent gibi koridorları, yer yer dökülen duvarlarıyla sağlam insanı bile hasta edebilecek mekandır. pek çok oda ve tıbbi malzeme zaman tünelinden gelmedir. morg ve kafeteryanın aynı tabela üzerinde adreslendiği ilginç bir bodrum katı ve çok iyi cerrahları vardır.
  • amerikali bir tanidigimizin ismini soyleyemeyip "ibne sina" demesiyle birlikte gozumde bir an icin klasik hastane imajindan kurtulmus, yuzume bir gulumseme yerlestirmis olan bir yer.
  • iletişim için,telefonu 0(312)3103333 olan hastanedir.
  • ankara'nın ve belki de türkiye'nin en karmaşık mimarî planına sahip hastane. mimarlık ilkeleri açısından bakıldığında büyük rezalet.

    dışarıdan gözünüzde alelâde 10 katlı basit yüksek bir bina olarak zühur edebilir. lakin kaz dağı'nın görünen yüzüdür bu. aldanmayınız.
    kapıdan içeri girenlere harita temin edilse yeridir.
    ankara'nın hemen bütün hastanelerinde bulunmuş birisi olarak söylüyorum; bu hastane yerleşkesinde kaybolmamayı öğrenmek, minimum efor ile maksimum yol katedebilmek aylar alan acılı ve yorucu bir süreçten geçer.

    birincisi 10 katlı falan değil bilakis 15 katlıdır.
    ikincisi hastane binası falan değil, geldiğin yoldan geri dönebilmek için sağa sola ipuçları bırakmanı gerektiren gizemli koridorlarla dolu bir hafıza testi simülasyonudur.

    olası bir misyon ile hastanede bir yerden bir yere gitmeniz gerekiyorsa, evvela zihninizdeki haritayı açıp taktik, stratejik çözümleme yapmanız, hastanızı en az süre ile ne kadar yalnız bırakabileceğinizi hesaplayıp ona göre bir rota belirlemeniz icab eder. bazı 10 dakikalık işler sırf hatalı rota seçimleri yüzünden yarım saat sürebilir.

    ana girişi olan beşinci katta sol ana giriş kapısı bulunur.
    yeni başlayanlar için hayat kurtarıcı bilgilere değinmek gerekirse;
    bahsı geçen ana giriş kapısı yalnızca serviste yatan hasta ziyareti için kullanılmalıdır.
    poliklinik veya muhtelif hastanevî teknik işlemler için yüzlerce metre koridor arşınlamanıza gerek kalmadan, karşı giriş kapısı veyahutta en temizi ulaş market adlı mekanın yazar kasalarının arkasından girilmelidir.

    acil servis girişi vardır. uzun yokuş tırmanıp ana kapıdan girmeye üşeniyorsanız, arkadaki acil servis'ten içeri sızabilirsiniz. hastanelerde bolca vakit geçirenler acil servis'in normalde içeriye hasta yakını almayışı engelini nasıl atlatacağını iyi bilirler. acil servis'ten yoğun bakım kısmının yanından yukarı çıkan merdivenleri vardır. ufak tefek engelleri atlatıp 1 kat yukarı çıkmayı başarırsanız, ana binaya uzanan tünel vasıtasıyla 6.kattan ana binaya giriş yapabilirsiniz balıklama. bu da sizin dışarıdan 10 dakika yokuş çıkma zahmetinden kurtulmanızı sağlar..

    az kişinin bilerek kullandığı dördüncü kat yan girişi de vardır.
    tekerlekli sandalye ile taburcu/yatış işleminde başrol oynuyorsanız, bu girişi kullanarak kapı önüne taksi çağırmak ve tekerlekli sandalyeyi aldığınız yere iade etmek diğer kapılara nazaran yaklaşık 10 kat daha zahmetsiz olacaktır.

    ziyaret saatleri dışında da hastamı yalnız bırakmayayım gibi histerik girişimler içindeyseniz; eski acil servisinin arkasında morg ve arşiv için kullanılan, vatandaş gözüyle gizli bir giriş vardır.

    morg'un, mescidin, arşivin falan hemen bitişiğinde ise bütün yerleşkenin karnını doyuran efsane cafe 05, diğer bir deyişle morg cafe vardır. köfte möfte yemeye giderken es kaza sedyede morga giden birilerini görmeniz gayet sıradan günlük bir aktivitedir...

    gelmek bilmeyen asansörleri başında, kulaktan kulağa dolaşan efsaneleri vardır bu hastanenin.
    "- duydun mu hulusi!? falancaloji'ye gitmek için dördüncü kattaki çıkış koridordundan 3 kez sağdaki koridorlara dönüp iki kez sola dönerek önce bir kat aşağı sonra sağa ardından koridor bitince bir kat daha yukarı çıkmak gerekiyormuş!!" falan diye. (mübalağsız bir tarifti, hatta az bile!)

    mevcut eski ana binanın labirentlerle bezenmiş uzun koridorlu, karanlık, yorucu, her katında ayrı işlem yapılması gereken düzeni yetmezmiş gibi bir de tam yolun karşısına tüm bu karmaşık yapının tezatı; yeni ve modern, lakin kocaman bir ek bina inşa etmişlerdir.
    hocaların odaları falan hep bu yeni binaya taşınmıştır.

    bünyesinde ne kadar gül yüzlü genç personel varsa yeni binaya terfi ettirilmiş; eski binada ise yapının ambiansı ile makul orantılı mizaca sahip personeller kalmıştır...

    bu yeni bina, mevcut eski ana binanın büyüklüğünü anlamak için kafi bir delildir.
    bütün bu yeni binada dönen işler, senelerdir eski büyük binada dönüyordu.

    dördüncü kattaki, sora sora dahi bulamayacağınız 60.yıl adını taşıyan bir alt geçit ile bu iki bina arasında mekik dokumak mümkündür...

    doğrusunu düşünmek gerekirse yönetim; gün içerisinde defalarca kez yeni binaya gönderilmesi gereken insanlar, karşıdan karşıya geçerken kazaya kurban gidip yatak kapasitesine kaynamalarda bulunmasınlar diye inşa etmiştir bu geçidi..

    her hangi bir işlem yaptırmak saatler sürer bu hastanede.
    hayır işte, o asık yüzlü devlet memurlarının işlerini kımıl kımıl yapmasından dolayı değil.
    evrağı aldığınız yer ile götürüp imzalatmanız gereken yer arasında, kendi ekseni etrafında dönen labirentlerle beraber hesap edildiğinde arşınlamanız gereken takribi 1km tutabilen bir yol olduğu için.

    ve tabi bütün bu yolu geri dönüp başka bir mecraya yeni bir evrak imzalatmanız gerektiğini de hesaba katmak gerekir...
    ("şimdi git! saat x'de gel" temalı teknik aksaklık dolu emir cümlelerini de hesaba katarsak 1km çarpı git geller ile dolu bir kaç sefer)
    öyle ya hasta veya hasta yakınları gün boyunca spor yapmalıdır. yürümezlerse iyileşemezler...
    ya da yardıma muhtaç hastanız, siz işlemleri halletmek için haçlı seferine çıkarken uzun bir müddet yalnız bırakılmalıdırlar.

    bu hastanenin asansörleri ömür törpüsüdür. neden bilmiyorum fakat gelmezler. 10 dakika bekleyebilirsiniz bir asansörü. her asansörün ayrı bir huyu farklı bir çalışma prensibi vardır. acele yetişmesi gereken işler genelde bu asansör bekleyişleri yüzünden bitmek bilmez.

    jamaicalı bilim adamlarından duyduğuma göre;
    yalnızca bir gün süresince bu 120 futbol sahası büyüklüğündeki hastanede arşınlanan adımlar ile dünyanın etrafında 5 tur atılabiliyormuş.

    özetleyip dramatize etmek gerekirse;
    müteaddit defalar bu hastanede yatış-taburcu işlemleri yapmış biri olarak diyebilirim ki; hasta yakını olarak girer, hastanelik vaziyette çıkarsınız.

    (bkz: cok doluyum be sozluk)

    edit: işbu entry sadece hastanenin mimari yapısını ele alır.
  • aynı anda 3 adet 6. katı bünyesinde barındıran hastanedir. bu katlardan biri yatan hastaların olduğu yerdeki 6. kat, biri diş kliniği ve endoskopinin yapıldığı kat biri de laboratuvar katıdır. hastaya/hasta yakınına 6. kata gideceksin dendiğinde hep girişin üstü olan laboratuvar katına çıkılır. bu katta denk gelinen beyaz önlüklü herhangi biri yakalanır ve ben yanlış mı geldim ortopediye gidecektim sorusunun cevabı istenir. şimdi sizlere beyaz önlükün tarifini sunuyorum:

    "bir kat aşağıya in, merdivenin arkasından dolaş, karşına çıkan kapıdan sağa dön güvenlikler var onları geç, ilerle, büyük asansörlerin olduğu yerden bir kat yukarı çık"

    bunu bir çırpıda söyleyen eleman deriin bir nefes alır ve yoluna devam eder. soran da anlamsız bakışlarla kafası karışmış vaziyette soracak başka birini aramaya koyulur. dişin olduğu katı bulmak ekstra izcilik ister çünkü koridorun sağ tarafında gizlenmiş yangın merdiveni görevindeki gri demir merdiven bulunur ve düşme tehlikesi atlatılabilirse bir kat yukarıda hedefe ulaşılır.

    hastanenin giriş kapısını bulmak kadar çıkış kapısını bulmanın da yarım saatinizi alabileceği labirent.
  • inşaasına yüksel inşaat tarafından 1976 yılında başlanmış ve 1982 yılında tamamlanarak faaliyete geçmiştir.
  • cebecideki de buna dahildir diye buraya yazayim dedim. baya buyuk ve kapsamli bir spor hekimligi vardir. genelde hacattepe spor hekimligine giderim lakin bir de bunu deneyim diye buraya geldim ama ne yazik ki ezberci tifil bi spor hekimine denk geldigim icin sogudum bir daha gitmem herhalde.

    bir sey sordugumda adam resmen transa geciyordu boyle kafamin biraz solundan dogru duvara bakiyor gozleri donuklasiyor, hafiza unitesine erisiyor ve monoton bir ses tonuyla "soyle boyle iste bik bik" diye tekrarliyor sonra bana donuyor gozleri tekrar bende odaklaniyordu. baska bir sey sordugumda yine transa geciyor "bik bik bik" anlatiyor ve gercek dunyaya geri donuyordu. fantastik bir deneyimdi. medyumdu belki de olmus bir spor hekimi ile irtibata geciyordu bilemiyorum..
hesabın var mı? giriş yap