anlayacağın
-
cümle başlarında ve sonlarında kullanılan bir çeşit... ne lan bu hakkaten. aslında "senin de anlayacağın gibi" gibi bir anlamı vardır bunun, hiçbir zaman "an-la-ya-cağın" şeklinde okunduğunu duymadım ben. anlıycaaan şeklinde okunmazsa bir tuhaflık vardır ortada. karşıdaki insanın mevkiine göre "anlıycağnız" şekline de girebilir.
-
anlayacağın çok şanslıyım, şimdi bir de anadolu yakasında ehven bir 2+1 bulursam, ayrıldığım eşim de onun alımına yüz bin kadar destek olursa neredeyse hiç ezilmeden düzen değiştirmiş olurum. kızım bu ayrılışta hiç sorun yaşamayacak ve çıkartmayacak demiyorum, açılış olarak tavrı pek güzel. eski karım olacak annesi de ben evlerine gidip çıktıkça nispet neşesi sergilemiyor, durgun duruyor, uzun uzun kapıda bekleyip uğurlar gibi yapıyor. daha ne olsun? hep arzuladığım şeye, ayrıldıktan sonra gönül birliğini korumaya pek de uzak değiliz*. (bkz: evden kovulmak/@ibisile)
"cennete gittiğimde, her şeyin bir rüya olduğunu anlıycam." gökçe (5.5 y, kız)
"yani herifçioğlu balık değil, kuş değil. göt lalesi senin annayacağın." james joyce - ulysses
(bkz: annadın mı)
(bkz: senin anlayacağın)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap