• mayisin 2. pazar gunu...
  • arcelikin "annem bana kalir" kampanyasi adi altinda, kucuk ev aletlerini yayginlastirma ve sevdirme gunu. uyduruk ve en az babalar gunu ya da sevgililer gunu kadar igrenc, ticari...
  • ne derseniz diyin
    anneme içten sarılmak ona yeter
    bırakında en azından birgün ü onlara adayalım her ne kadar yetersizde olsa
    bırakın ticari kaygıları
    para harcamak istemiyorsanız
    erken kalkın ona bir kahvaltı masası hazırlayın yeter
    seni seviyorum diyin yeter
    zor gelen eğer hediye almaksa
    amaç size hatırlatmak onları
    bunu boşuna görmeyin diğer günler gibi
    eğer annelerinize hergün "seni seviyorum annecim" diyorsanız
    zaten onları onure etmiş olursunuz
    ama bunu yapmayanlar war
    bırakında onların anneleri en azından anneler gününde bu sözleri duysunlar
  • bati virginiali ögretmen anna jarvis 9 mayis 1905'te annesini kaybetti ve bundan iki sene sonraki ölüm yildönümünde evine çagirdigi arkadaslarina her yil anneler günü altinda bir kutlama yapilmasini önerdi. bu zaten annesinin de sagliginda sik sik bahsettigi, kizina asiladigi bir ukteydi. anna bu ugurda çalisti çabaladi ve ilk anneler günü 10 mayis 1908'de annesinin yirmi yil ders verdigi grafton'daki andrews metodist pazar okulu'nda 407 çocuk ve annelerinin katilimiyla kutlandi. anna vaazdan sonra tüm çocuklara annesinin en sevdigi çiçek olan karanfillerden hediye etti.
    bu öneri temsilciler meclisi tarafindan hemen benimsense de senato, böyle gidersek babalar günü, dayilar günü, halakizlari günü de çikar basimiza gerekçesiyle geri çevirdi karari. anna tabii ki böyle seylerden yilacak yaratilista bir insan degildi. kendini buna adadi, mektup kampanyasi baslatti, politikacilara, is adamlarina, medyanin önde gelenlerine, kime yazabiliyorsa ona yazdi, çagrida bulundu senelerce. zaten ülkede de kutlamalar iyice yayginlasmisti, hisli bir insan olan baskan woodrow wilson 1914'te mayis'in ikinci pazarini anneler günü ilan etti.
    peki anna jarvis muradina erdi, huzura kavustu mu? ne gezer.. anneler gününü ticaretlestirdikleri gerekçesiyle davalar açti, kaybetti; mutsuz bir ask hikayesinin ardindan evlenmemeye karar verdi; kör kizkardesini, evini ve sagligini kaybedip devletin ve arkadaslarinin yardimlarina muhtaç hale geldi. 1948 yilinda seksen dört yasinda özel bir senatoryumda öldü. anneler günü kaldi ondan yadigar.
    türkiye'de ise ilk olarak 1955 yilinda kadinlar dernegi araciligiyla kutlandi anneler günü, bugünlere kadar geldi.
    (bkz: günün mana ve ehemmiyetine uygun entry ekolü)
  • "iyi ki annem var" dedirten gun.
  • kesınlıkle unutulmaması gereken bır gun
  • niçın niçın niçın ben anne olamadım şimciye gadan? diye itekleyici suallerin hatun kısmısının beynini kemirdiği gündür.
    jeanne d'arc ilen uzaktan yakından alakası yok bu günün.
    anne çembırliyn, yok yok ann chamberlin ile kesinliklen heç bir alakası yok!
  • genellikle kaybedilen seylerin huznu hatirlatir aslında onların bizim için ne kadar değerli olduklarını... ve anneler günü de aslında yeryüzünde annesinden ayrı olan onbinlerce çocuğun annelerine kavuşması için bir gündür. uzaklarda gurbet illerde çalışırken işte bu gün annenizin yanında olmanız gereken gündür. her gün yüzünü gördüğünüz bir insan için düzenlenmiş olmasından ziyade , bu gün anneliğin ne olduğunu anımsatır tüm dünyaya...
  • ikinci dunya savasi sirasinda almanlar tarafindan, annelerin daha fazla erkek cocuk dogurarak "ustun irk"i yaymalari dusuncesini desteklemek amaciyla ilk kez duzenlenmis olan etkinlik(mis).
  • gereksiz bir gün daha. insanlar sırf ticari yollardan daha fazla para kazanabilmek için midir nedir anlamış değilim, böyle günler ortaya atmışlar. unutmayalım ki, anneler günü sadece bir günlük bir hediye trafiği, sevgi gösterisi demek değildir.
    nedir yani, bir insan anneler gününde annesine hediye alacak iyi davranacak ve diğer günler anneler günü olmadığı için kırıcı ve sert mi çıkışacak..
    "nedir anneler gününün olayı kardeşim o zaman?" diye soranlara cevabımız da hazırdır yani.
    anneler günü her gün, her saat, her dakika, kısaca her andır.
hesabın var mı? giriş yap