• (bkz: #24701317)
  • o kadar acı ki, küçük füsun'un bunu okumasını istemem bir temmuz gecesi.
  • çok korkuyorum ona bişey olacak diye
    allahım nolur benden alma annemi
    şu an yanımda ve ben bi gün onsuz kalacağımı düşündükçe içim acıyo dayanamıyorum
  • şiirin kendisi de şudur, bulunsun burda.

    kendi sesinden dinlemek isteyenlere

    sevgili anneciğim

    binlerce kez açıldım, binlerce kez kapandım yokluğunda
    kocaman bir dağ lalesi gibi
    ve kapkara göbeğini dünyaya fırlatacakmış gibi duran.

    şimdi mucizevi bir yerdeyim
    muc'un ucuz evinde
    sanki mürekkebi rutubet olan bir kalem
    duvarlara hep senin resmini çiziyor
    dili geçmiş zamanda birçok resim,
    hep gülümsüyorsun
    aklının ortasında mavi bir yıldız varmış gibi
    ve o yıldız karanlık bir şubat akşamında
    durmadan soluyormuş gibi.

    hatırlar mısın?
    mavi saçlı bir tanrı gibi severdim burdur gölünü
    o göl şimdi içimde kocaman bir anne ölüsü
    vişne bahçeleriyle dolu,
    neşeli bir şehre benzerdi senin sesin.
    bazen ölmek istiyorum.
    beni yeniden doğurman için
    iri, ekşi bir vişne tanesi gibi

    kışbaşında bir ton kömür yığarlardı kapıya
    bazen görülen rüyalar gibi kapkara
    bir ton rüya çıtırdarken
    sen kar yağmadan önce başkaydın,
    kar yağdıktan sonra bambaşka.
    sanki hep buluğ çağındaydın.
    kuşlar zaptederdi sonra her yeri, sabahları
    binlerce kez söylerlerdi, söyleyeceklerini.
    bizim hiç anlamayacağımız bir şeyi.

    senin şarkıların aç kuşlara buğday saçardı.
    kediler yusyuvarlak dururdu karın ortasında
    kar manzaralı bir resmin ortasında durur gibi
    gri kediler sarmıştı etrafımızı, gri dağlar...
    bir tek senin çocuklar üşüyecek rengi saçların vardı.

    ben bu eve muc'un ucuz evi diyorum.
    yokluğunda böyle oldum.
    mucize öldükten sonra, buraya taşındım.
    ve inan
    muc bu evi bana ucuza verdi.

    yaşasaydın, hayatının ortasına
    güller yığan bir adam olsun isterdim babam.
    sen bir çocuk romanı annesi ol isterdim.
    ölü mısır tarlaları hışırdıyordu
    ve kalbimde çıngıraklı yılan sürüleri
    diye başlayan bir çocuk romanında...
    şalına sarınırdın, toprağa sarınır gibi
    erken öleceğini biliyordum bana bırakmak için,
    bu acımasız ölü anne sesini.

    şimdi mucizevi bir yerdeyim
    zaman bir salyangozun vücudunda yaşıyor burda
    ve çok ağır ilerliyor.
    yüzümdeki çillerden başka
    isyan eden biri yok hayatımda.

    not: ölen her kadın için bir şiir yazdım.
    onları muc'a evin karşılığında verdim
    çok ucuza.
    artık bütün üzgün oluşlarımın adı:
    anne.
hesabın var mı? giriş yap