• 1950 dogumlu italyan yargic ve eski polis komiseri. 1991-1994 yillari arasinda temiz eller operasyonundan sorumlu takimin uyesi. 1997 yilindan sonra milletvekilligi de yapmistir.
  • şu anlarda türkiye gündeminde konuşulan savcı. okumada yazmadan çok tv den birşey öğrenen türk milleti ile mafya dizilerinin yol gösterdiği, oluşmuş başı boşluğun, parasızlığın kucağındaki ve elinden adam öldürmek, kaçırmak dışında bişi gelmeyen kişilerin, çetelerin, devlet ile zerre ilgisi olmayan sığ devletlerin kökünün kurutulması için geçmişten gelen bir modeldir kendisi.
  • (bkz: temiz eller)
    (bkz: mani pulite)
  • yeni prodi hukumetinde altyapi bakani olarak atanmis temiz elli savcı.
  • yılmaz özdil'in bu günkü yazısıyla yeniden hatırladığım temiz eller operasyonunu yürüten savcıdır. o dönemi hatırlıyorum, bu konu televizyonlara haber olduğunda, halk bu olayı kendi arasında değerlendiriyordu.

    türkiye, o yıllarda da yolsuzluktan geçilmiyordu ve halk, türkiye'ye de böyle dürüst bir savcı lazım olduğu konusunda hemfikirdi ne var ki, bunu konuşan insanların kafasında tek bir isim vardı; uğur dündar.

    sorun şu ki, uğur dündar savcı değil, gazeteciydi ama türk milletinin tanıdığı tek en dürüst adam oydu.

    elbette, bu ülkede başka dürüst adamlar da vardı ama durum böyleydi.

    ve acıdır ki, türkiye'de hala yolsuzluk var, hiç bir şey değişmedi. sağcı, solcu, dinci kim olursa olsun iktidara gelince yolsuzluğu bitirmek şöyle dursun, yolsuzluğa karışıyordu. şimdi de öyle.

    dedik ya, elbette bu ülkede dürüst adamlar var soru şu; o dürüst adamlar, temiz eller benzeri bir hareket başlatsa, acaba türk milleti, o ahlaklı türk milleti, o dürüst türk milleti, o vatansever türk milleti, o dürüst adamları destekler mi? evet, cevap bekleyen soru bu.

    yılmaz özdilin yazısının linkini de verelim tam olsun; https://www.sozcu.com.tr/…eker-var-yag-var-6445995/
  • yolsuzlukların üstüne korkusuzca gitmiş şerefli bir italyan yargıç.

    yılma özdil'in yazısı
  • şubat 1992 ile aralık 1994 tarihleri arasında italya'da, diğer savcılar pier camillo davigo ve gherardo colombo ile temiz eller operasyonu yapmış, bununla birlikte mafya-parlamento birlikteliğinden oluşan bataklık rejime son vererek teoride temiz bir ikinci cumhuriyet kurulmasını sağlamış çok cesur bir savcıdır. (pratikte; temiz, adil bir sistem kurulamamıştır. nedenlerini yazı içinde belirttim.)

    girişimleri sonucunda, italya'yı yıllar boyunca aslında mafyanın yönettiğini; başbakanların, bakanların, milletvekillerinin mafya babalarının hizmetkarı olduğunu ortaya çıkarmıştır.

    peki olaylar nasıl gelişmiş?

    livia danese isimli bir kadın; eski kocası aynı zamanda siyasetçi olan mario chiesa'nın, devlet ihalelerini rüşvet karşılığında işadamlarına verdiğini, nafakasını alamadığı için polise ihbar etmiş. rüşvet alan chiesa, bu paraları üstelik partisi adına topluyormuş.

    savcı antonio di pietro bu noktada devreye girmiş. chiesa'yı rüşvet alırken suçüstü yakalatmış. ardından chiesa'nın bilgisayarına ve banka hesaplarına el koymuş. bilgisayarda 7000 kişinin ismi ve aldıkları rüşvetler kayıtlıymış. o isimler arasında italya'nın en ünlü politikacıları da varmış.

    savcı di pietro, italyan tarihinin ve dolayısıyla hayatının en önemli davalarından biriyle karşı karşıya olduğunu hemen anlamış. derhal büyük bir inatla listedeki isimlerin üzerine gitmiş ve sonrası da çorap söküğü gibi gelmiş. bulunan her ipucu, yeni isimleri ve yeni suçluları ortaya çıkarmış.

    kovuşturma aşamasının ardından milano'daki san vittero hapishanesi, sadece bu davalar sonucunda yakalanan 2000'den fazla ünlü siyasetçi isimle dolmuş. bu isimler, devlet ihalelerini rüşvet karşılığında işadamlarına vererek servet kazanan siyasetçilermiş.

    odacısından bakanına kadar herkes, yolsuzluk zincirinin içindeymiş.

    karı koca kavgasıyla başlatılan bu operasyonun ismi de işte bu noktada konmuş: mani pulite yani temiz eller operasyonu !

    savcı di pietro'nun başlattığı temiz eller operasyonu giderek ülkenin her yerine yayılmaya başlamış. skandallar öylesine büyümüş ki, italyanların gururunu sayılan (!) siyasetçiler ve işadamları teker teker hapse girmiş. yönetimde kim varsa ya soruşturmaya alınmış ya da tutuklanmış. parlamento üyelerinin 1/5'i rüşvet alma suçundan sorgulanmış. yasama ve yürütme kilitlenmiş. hükümet çalışamaz hale gelmiş. birbiri ardına ortaya çıkarılan yolsuzluklar ve skandallar sonucu yıllardır ülkeyi yöneten siyasi sınıf, önce sallanmış sonra yıkılmış.

    davalar sonucunda görülmüş ki: yolsuzlukla kurulan rüşvet ağının bir yıldaki büyüklüğünün günümüzdeki karşılığı 15 milyar euro !

    italya'nın en güçlü politikacılarından biri olan eski başbakan giulio andreotti de bu skandallara karışan isimlerden biri olmuş. birleşik amerika'ya kaçan ve fbı tarafından korumaya alınan iki mafya üyesinin ifadesine göre, andreotti mafya babaları ile çok yakın ilişkilere sahipmiş ve yıllar boyunca mafyanın siyasi koruyuculuğunu yapmış. mafya içindeki lakabı ise "amca" imiş. 7 kez başbakanlık yapmış bir devlet adamının mafyanın kuklası olabileceği olasılığı bile italyanları dehşet içinde bırakmış. o dönemde parlamento üyesi olmaya devam eden andreotti'nin dokunmazlığı kendi isteği üzerine kaldırılmış.

    tüm bunlar olurken savcı antonio di pietro, italya'da ulusal kahraman haline gelmiş. üzerinde isminin yazdığı tişörtler, temiz eller destekçisi tüm vatandaşlar tarafından gösterilerde giyiliyormuş. italyanlar, ülkede işleyen tek kurum olan yargının sembolü olarak savcı di pietro'yu görmüşler. çünkü bu savcı, halkın kanını emen vampirlere karşı korkusuzca savaşıyormuş.

    peki savcı pietro, tüm bunları sicilya'ya sürülmeden ya da mafya tarafından öldürülmeden nasıl başarmış? tabii ki halkın desteği ile başarmış. italya'da herkes sokaklara dökülmüş. tüm vatandaşlar yarım asırdan fazla görevde olan bu siyasetçilerin gitmesini istiyormuş.

    anayasa hukukçuları öncülüğünde halk, italya'da her şeyden önce seçim sisteminin değiştirilmesi gerektiğini konuşuyorlarmış. dinozorlardan kurtulup yeni bir sisteme geçmek için de referanduma gidilmiş. iki gün süren referandum sonucunda italyanlar, büyük bir çoğunlukla seçim sisteminin değişmesine "evet" demişler.

    halk; bozuk, kirli, kan emici bu düzenin değişmesi gerektiğini çok güçlü bir şekilde sokaklarda ve sandıkta vurgulamış. böylelikle kan emici birinci cumhuriyete elveda diyerek, güçlendirilmiş ikinci cumhuriyeti teoride sembolik olarak ilan etmişler. halkın siyasi liderlere tepkisinin en sembolik dışavurumlarından biri de, 1993'te dönemin italyan başbakanı bettino craxi''nin, sürgüne kaçtığı tunus'ta hayatını kaybetmeden önce bir grup gösterici tarafından "vuoi anche questi?" yani "bunları da istiyor musun?" haykırışları arasında bozuk para yağmuruna tutulmasıymış. italyan siyaset dünyasında hemen herkesin yolsuzluğa karıştığını söyleyen, kendisinin hedef haline getirilmesini ise "darbe" olarak niteleyen craxi sonunda tutuklanmaktan kurtulmak için 1994'te tunus'a kaçmış. 5 ayrı davada rüşvet ve yolsuzluktan suçlu bulunan craxi 1995'te kaçak ilan edildmiş. craxi, 2000 yılında 66 yaşındayken tunus'un hammamet şehrinde ölmüş.

    soruşturma sonrası 1994'te yapılan ilk genel seçimler yeni parti ve liderlerin siyaset sahnesine girdiği "ikinci cumhuriyet" döneminin başlangıcı kabul ediliyormuş. berlusconi'yi zaten yakın dönemden net olarak tanıyoruz. isminin karıştığı skandallar, italya'da aslında pek fazla bir seyin değişmediğini gösteriyor.

    italyan halkı, elli yıla damgasını vurmuş siyasi bir dönemi hapse tıkarak, teoride güçlendirilmiş ve adil bir sisteme geçmiş. italya devrimini böyle gerçekleştirmiş. daha doğru bir ifade ile devrimin gerçekleştirildiğini sanıyormuş.

    italya'nın en köklü partilerinin dağılmasıyla, siyaset sahnesinin neredeyse tamamen yenilenmesiyle sonuçlanan temiz eller operasyonları italyanlarda, yozlaşmış siyasi sistemin temizleneceği, yolsuzlukların sona ereceği umudu yaratmış. bbc'nin sorularını yanıtlayan ulusal yolsuzlukla mücadele kurumu (anac) başkanı raffaele cantone, temiz eller'in yarattığı umudu şöyle tarif ediyor:

    "temiz eller büyük bir umut mevsimiydi, sivil toplumun uyanışıydı. insanlar milano adalet sarayı'nın önünde gösteri düzenleyerek savcılara destek veriyordu ve 'yolunuzdan dönmeyin' diyordu."

    ancak temiz eller'i başlatan ilk operasyondan yıllar sonra bu umudun büyük oranda hayal kırıklığına dönüştüğü görülüyor. uluslararası şeffaflık örgütü'nün 25 ocak 2017'de yayımladığı rapor, italya'nın halen yolsuzluğun en yaygın olduğu avrupa ülkelerinden biri olduğunu gösteriyor. siyaset ve bürokrasi dünyasında yolsuzluk vakaları, yönetici sınıfların organize suç örgütleriyle bağlantıları sıklıkla soruşturmalara konu oluyor.

    anac başkanı raffaele cantone de bu hususun altını çizerek, "soruşturmalarda suç örgütleriyle politika dünyası arasındaki bağlara gittikçe daha sık rastlanıyor" diyor:

    cantone, 1992'de başlayan temiz eller operasyonundan bugüne nelerin değiştiğini şöyle açıklıyor: "son 25 yılda çok şey değişse de yolsuzluğun italya'nın en büyük sorunlarından biri olmayı sürdürdüğü yadsınamaz. 1992'de yolsuzluk daha ziyade siyasi partileri kapsıyordu, şimdi ise daha çok mafya örgütlerini ve iş lobilerini içeriyor. öte yandan bugün rolleri ayırt etmek ve kimin rüşvet veren kimin rüşvet alan taraf olduğunu anlamak bile zorlaştı, bu yüzden savcılar sıklıkla 'suçla bağlantılı olmak" iddiasıyla dava açıyorlar."

    temiz eller savcılarından antonio di pietro 2012'de verdiği bir mülakatta 1992'den sonra yaşananları şöyle özetliyor:

    "20 yıl sonra acı olan şu: her şey değişti ama hiçbir şey değişmedi... dün iktidar paraya erişim için kullanılıyordu, bugün para iktidara erişim için kullanılıyor. roller tersyüz edildi."

    temiz eller'den çeyrek asır sonra italya'nın adı sıklıkla yolsuzluk skandallarıyla anılmaya devam etse de anac başkanı cantone "o zamandan bu yana hiçbir şeyin değişmediğine katılmıyorum" diyor. cantone son yıllarda özellikle yolsuzluk suçlarını önlemek amacıyla önemli adımlar atıldığını, 2014'te anac'ın kurulmasının da buna bir örnek olduğunu söylüyor.

    temiz eller soruşturmasını corriere della sera gazetesi için takip eden, halen espresso dergisinde çalışan gazeteci-yazar paolo biondani ise italya'da halen yolsuzluk seviyesi yüksek olsa da temiz eller'in "çok faydalı" olduğunu söylüyor. bbc'nin sorularını yanıtlayan biondani, "temiz eller çok faydalı oldu, çünkü yolsuzluğu yok etmese de azalttı" diyor ve şöyle devam ediyor:

    "bugün italya'da yolsuzluk, almanya ve isveç gibi avrupa ülkelerine kıyasla hala yüksek seviyelerde ama 25 yıl öncesine göre kesinlikle daha az. bugün tekil bireyler ya da tekil güç odaklarında yolsuzluk var ama tüm kamu harcamalarını etkileyecek derecede merkezileşmiş bir yolsuzluk sistemi artık yok."

    peki yolsuzluk neden tamamen yok edilemedi? biondani'ye göre bunun iki nedeni var:

    "birincisi: temiz eller yalnızca elit kesime dokunduğu sırada tüm kamuoyu tarafından destekleniyordu. ne zaman ki yolsuzluk soruşturmaları daha alt seviyelere inmeye başladı, vergi vermemek için rüşvet ödeyen küçük işletmeleri, oğlunu askere göndermemek için para ödeyen aile babalarını da kapsamaya başladı, o zaman savcılara destek de azaldı.

    ikincisi: 1994'te berlusconi'nin zaferinin ardından yeni siyasi sınıf, yolsuzluk, hesapta sahtecilik ve bunlarla bağlantılı suçların cezalandırılmasını güçleştiren çok sayıda yasayı onayladı. rüşvet verenlerden de alanlardan da çok azı hapse ya da tazminata mahkum edildi. bu da sıradan vatandaşın, adli soruşturmaların bir işe yaramadığını düşünmesine başlamasına neden oldu."

    ulusal yolsuzlukla mücadele kurumu başkanı cantone de temiz eller ve sonrasında atılan adımların yolsuzluğu ortadan kaldırmakta yetersiz kalmasını, "maalesef, kelepçelerin italya'yı reforme etmeye yeteceği yanılgısına düşüldü. yolsuzluğun kökten sökülebilmesi, ilk olarak kültürel bir savaş gerektirir" sözleriyle açıklıyor.

    yani bir ülkenin temizlenmesi ve yeni, adil, devrimci, zenginleştirici bir sistemin kurulması için halkın iradesi hayati derecede önemlidir. halk, halkın bir bölümü; hükümete baskı yaparak kanunlar aracılığıyla maddi ayrıcalık isterse, hak etmeden maaşına zam isterse, vergi vermemek için, kamu kurumlarında tanıdıklarına iş bulmak için rüşvet ödediği ortaya çıktığında açılan adli, idari soruşturmalar daha alt seviyelere inmeye başladıkça savcılara destek vermeyi keserse o ülkenin halkı hiçbir zaman mutlu olamaz. her toplum layık olduğu gibi yönetilir. içinde bulunduğu duruma göre ayrıcalık isteyen insanlara karşı kültürel bir savaş verilmedikçe hiçbir şey kalıcı olarak düzelmez.

    kaynaklar:

    stephen p. koff (2002). ıtaly: from the 1st to the 2nd republic. routledge.
    dr. gino moliterno (2000). encyclopedia of contemporary ıtalian culture.
hesabın var mı? giriş yap