• sessizlik
  • kapıcı dairesinin dominansını hissettirdiği bir alandır. çünkü bütün seslerin orijini en aşağısıdır. sesler sürekli abartılmış haldedir ve konuşmalar tedirgin edici olurlar,kısmi bir "son" vadeden bir kapı sesi ile birlikte şiddeti azalan ayak sesleri apartman boşlupu seslerinin o bölümünün bitmekte olduğunu bildirir, sizin adımlarınızı yavaşlatır, sessiz ve yalnızken merdivenden inmenin zevkine çok az kaldığını hissedersiniz.
  • diyelim ki* su dolu bir kovayi geceyarisini gecmis bir saatte tasiyorsunuz. ayaginiz kaydi. dustunuz. apartmanin merdiven boslugu sesleri artik apartmanin merdiven su dolulugu ve akabinde yaratilan sesler kumesi olsa gerektir.
  • ''....evet, burada, böyle başlayacaktı. biraz ağır ve yavaş bir biçimde, herkese ait olan ve hiç kimseye ait olmayan, insanların neredeyse birbirlerini hiç görmeden karşılaştıkları bu renksiz, tatsız tuzsuz yerde, bina yaşamının uzak ve düzenli biçimde yansıdığı yerde başlayacaktıı. dairelerin ağır kapılarının arkasında olup bitenlerden algılanabilenler, çoğu zaman ortak bölümler adı verilen bu yerde geçen çatlak yankılar, kırıntılar, kalıntılar, taslaklar, başlangıçlardır yanlızca; eski kırmızı halının boğduğu bu hafif gürültüler, her zaman sahanlıkta* kalan ortak yaşam embriyolarıdır. aynı binanın sakinleri birbirlerinden birkaç santimetre uzaklıkta yaşamaktadırlar, basit bir bölme ayırmaktadır onları* katlar boyunca yinelenen aynı uzamları paylaşmaktadırlar, aynı zamanda aynı hareketleri yaparlar, musluğu açmak, sifonu çekmek, ışığı yakmak, masayı koymak, kattan kata ve binadan binaya eşzamanlı olarak yankılanan birkaç düzine yaşam..... küçük yoksunlaştırıcı bölmelerine* kapanırlar ve oradan hiçbirşey çıkmamasını isterler, ama çıkmasına izin verdikleri çok az şeyin de*** merdivenlerden geçmesini isterler. çünkü her geçen şey merdivenlerden geçer, gelen herşey merdivenlerden gelir, mektuplar, davetiyeler, taşınanların getirdikleri ya da götürdükleri mobiya, acilen çağırılan hekim, uzak bir seyahatten dönen yolcu...merdiven bu nedenle anonim, soğuk ve neredeyse düşman bir yerdir.''
    (bkz: yaşam kullanma kılavuzu)
    (bkz: georges perec)
    ve hatta okuyun ...*
  • kafasına 7 kg sinanoba unlarından yapılma mamul bir başlık geçirmiş apartman boşluğu canavarı , siz uykunuzdayken aynı anda iki yerdedir.
    1) rüyanızda , siz martılara simit atarken tam önünüzde durur bu canavar.elinizdeki simitler biter ve siz atacak başka birşey bulamayınca canavarın kafasına geçirdiği hamurdan maskeyi tırtıklamaya başlarsınız.canavar bu iş için yaratılmış gibidir , aslında hiçte öyle etinden et koparılıyor bir havası yoktur.tek tek elinize aldığınız sinanoba orjinli hamurlar martıların midesine yollanırken içinizi tarifsiz bir hayvan sevgisi kaplar , siz bahar tazeliği içinde uykunuzu yaşarken , diğer yarınızın başı beladadır.

    2) bahsedilen ikinci yer , insanların rüyalarının dışında kalan alanı , yani adına yeryüzü hayatı dediğimiz gerçek hayattır.evin içinde huzursuz bir şekilde çükünüzle monopol oynamaktasınız.bu sırada kerimcan kamal ve haber özel ekibi , bir uğur dündar ekol-ü adabı açerisinde evinizin apartman boşluğundan içeri süzülür.sahanı ve merdivenlere açılan koridoru geçerler.bunlar olurken tam da bir araştırmacı gazeteci nasıl sesler çıkarıyorsa öyle sesler çıkarmaktadırlar.sizin evinizde artık huzur kalmamıştır.mahur beste bir saniye için dönmez olur gramafonda.tam o sırada dejavu denilen gavur bulgusu yaşam unsurunu bünyenizde hissedersiniz.çünkü kafası sinanoba unlu ne idüğü belirsiz canavar kapınızın önünde sizi beklemektedir.kerimcan kamal ve haber özel ekibi bu sırada kapınızın önünde , size araştırmacı gazetecilik örneklerini sergilemektedir.sordukları sorularla durumun bulanıklığını arttırırlar.
    "beyefendi , daha öncede çükünüzle böyle huzurlu dakikalar geçirmişsiniz , doğru mu efendim?"
    "sayın teklif , kapınızın önünde `kafası hamurdan bir canavar besliyormuşsunuz , bu kadar aç insanımız varken sizin böyle bir unlu mamul canavarını evinizde beslemeniz , yüreğinizi sızlatmıyor mu efendim?"
    "sayın teklif , yüzünüz kızarıyor mu arasıra da olsa , efendim?"

    sizinse artık kulağınızda ; uğultu demetleri , gürültü huzmeleri ve hamur topaklarının apartman tavanına atılınca çıkardığı seslerden başka birşey yoktur.bir allaklık-bullaklık ve allahlık durumdur yaşadığınız..

    --bir rüyadan aynen aktarımdır--
hesabın var mı? giriş yap