apollon
-
phoibos kadar sık kullanılmayan sıfatı/nitemi/epitheti loxias'tır. bu sıfatı bir yandan zeus'un sözcüsü veya elçisi/aracısı (gibi davranmasına) bağlanır, bir yandan da sözcük kökeni olarak çetrefil, muğlak, anlaşılması zor orakl/kehanetlerine (loxa) gönderir. simgelerinden biri antik müzik aleti lirdir. phoibos gibi lykegenes de bir apollon sanı; lykegenes ışıktan doğmuş anlamına geliyor. likeos sanı da ışık ülkesi olan lykia'dan gekiyor, likyalı anlamına geliyor. kutsal orman anlamına gelen lykeion aynı zamanda tanrı apollon'un sıfatlarından biridir ve "kurtlardan koruyan" anlamına da gelir.
["aristoteles iö 340'ta büyük iskender'in yanından atina'ya döndüğünde akademi'nin yöneticiliği kendisine verilmez. o da bunun üzerin derslerini yine atina'da bulunan ve adını yakınlardaki apollon tapınağından alan lykeion adlı bahçede vermeye başlar. bu bahçenin adı günümüzde lise'nin isim babası olarak kabul edilir." murat çakan - etimolojik hikayeler]
apollon'un apollon karneios bayramları varmış. dorislilerin ulusal tanrısı, ve bu bayramla ilgili dinin thessalia'dan phokis'e, oradan peloponez'e dor göçleriyle girdiği düşünülebilir. her 9 yılda bir bir din kurulu delphoi'den thessalia'ya gidiyor, ilk göçlerin izlediği yoldan dönüyormuş. dorlar apollon'a kılavuz derlermiş. karneios koç anlamındaki karnos sözcüğüne yakın bulunuyor. koç sürünün kösemeni, apollon dorların kösemenidir.
phrygialı satyr marsyas kavalı icat etmiş, tanrı apollon'dan daha iyi (kaval) çalmakla övünmüş. apollon kitarayla, marsyas kavalla yarışmaya girişmişler, marsyas yenilmiş. apollon ceza olarak onu bir çam ağacına bağlayıp derisini yüzmüş.
thebai'de apollon ismenios tapınağı varmış. apollon'un bu adı boiotia'daki ismenos ırmağından geliyormuş.
" palmiyenin sahibi hermes'ti, daha sonra apollon hem palmiyenin hem defnenin sahibi oldu." lawrence durrell - bitter lemons of cyprus/kıbrıs'ın acı limonları
"yararsız şarkımı söylüyorum.
başıma bu kederleri yığdı lepiseus,
kuşkuyla boğarak sözlerimi;
kıskanç tanrı!* çünkü bakire yatağımdan
onu aşık ettim kendime, karşılık da vermedim aşkına.
ama yazgı benim* sesimde, gerçek benim dudaklarımda;" paul auster - the invention of solitude (lykophron'dan)
"italya'da apollon ve meryem'in gayrimeşru nikahından doğan rönesans sınırları aştı ve fransa'yı kasıp kavurdu. troubadour'lar ve göz alıvlcı gotik kiliselerle başlamış olan fransa'nın yerli rönesans'ı birdenbire duruverdi. sendelemiş, kendisinin olan nesi varsa inkâr etti. topraklarında doğan kendi kahraman ruhları ölümsüzleştirmeden ölüme bıraktı. paris'in kapıları açıldı ve eski yunanlar tunikleri ve miğferleri, mitleri ve tanrıları, trajik dionysos'un alacalı ve neşeli tiyatro grubuyla içeri girdiler. feci bir yanlış anlama ve çılgınlık anı. gotik ağaçta yeşeren kutsal meyve kurudu." nikos kazancakis - ispanya, yaşasın ölüm
[şimdilerde "apollon ve asklepios tapınaklarını yeniden canlandırabilecek olan, kliniktir, sadece kliniktir." öğretme ve söyleme yolu, yerini öğrenme ve görme yoluna bırakmıştır.] michel foucault - kliniğin doğuşu
"böyle her köşesinden ışık saçıp, taşmazdı
bir yıldız gibi: yok çünkü hiçbir yeri
seni görmeyen. değiştirmelisin hayatını." rainer maria rilke (the courage to create içinde)
[plutarch, "delfi kehaneti göz önüne alındığında dionysos'un oynadığı rol apollon'unkinden hiç de az değildir," derken pek de abartmaz.] rollo may - the courage to create
(bkz: apollon tapınağı)
(bkz: phoebus/@ibisile), phoebos
(bkz: loxias)
(bkz: lykeios), lykeion
(bkz: ismenios)
(bkz: sol invictus), isa
(bkz: horapollo)
(bkz: satyr/@ibisile)
(bkz: leonidas/@ibisile)
(bkz: silphium)
(bkz: hermes/@ibisile)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap