• amd'nin celeron'un rakibi olarak cikarttigi duron'un modifiye edilip yenileyecegi islemcinin kod ismi.
  • daha sonra henuz proje a$amasindayken iptal edilmi$tir maalesef.
  • siyah deri üstüne beyaz benekli at manasına gelir. alacalı mı oluyo artık ne oluyorsa, bilemedim.
  • ed harris, viggo mortensen ve renée zellweger'in oynadığı, yönetmenliğini gene ed harris'in üstlendiği ekim ayında gösterime girecek western filmi.

    (bkz:http://www.imdb.com/title/tt0800308/ )
  • ortalamanın üstüne çıkmaya çalışan ama türüne yeni bir şey katamayan kovboy filmi. gerçi sonuna kadar izlettiriyor.
  • bir çok westernden izler taşıyor ama hiç biri kadar olamıyor. film boyunca anlatılmayan noktalar bana daha ilginç geldi. misal everett'ın sevgilisiyle ilişkisi, geçmişi; kızılderililer... bunları anlatsa daha ilginç olabilecekken, bildiğimiz klişelere yaslanmış. üçlü hikaye dersen butch cassidy iyidir, suçlu teslimatı dersen 3:10 to yuma iyidir ama appaloosa dersen unutulur gider. geriye belki viggo mortensen ve jeremy irons'ın oyunculukları kalır. yine de böyle 'eski usul' westernlerden çok kalmadığını düşününce filmin değeri artıyor, kaldı ki vasatın altı da değil zaten.

    eklemeyi unutmuşum; yıl 2009 oldu kadınlar westernlerde hala dingildek, aşalım bu klişeleri artık.
  • kendini seyrettiren ama muhteşem olmayan western filmi. uzun zamandır amerikan sineması çok iyi yapım çıkartamıyor western konusunda, bütün dünyaya kendini o filmlerle tanıtmış, asimilasyon misyonunun mihenk taşı konumuna getirmiş olmasına rağmen. günümüz amerikan sineması 40 ların 50 lerin westernleri olmasa bu konuma gelir miydi acaba diye düşünüyor insan,gelmezdi den başka cevap gelmiyor akla.. bugünün yıldızlarının çok büyük bir çoğunluğu bu tarzın altına imza atmaktan çekiniyor sanki, clark gablela, clint eastwoodla aşık atamayacaklarının bilincindeymiş gibi. ed harris ve jeremy irons un böyle bir korkusunun olmadığının ispatı bu film bir yerde benim için. viggo ya bakmayın, o daha ed ve jeremy nin yanında ağzı süt kokan çocuk..
  • sonlarına doğru ''bitse de gitsek'' adlı eserin kulaklarınıza fısıldandığı muhteşem bir film.
  • --- spoiler ---
    garip bir film. bir kere 2 saatlik bir sinema filmi için hikayenin genel kurgusu zayıf. hikaye yarım saatlik bölümlere ayırılmış durumda:
    -bragg'ın yakalınışı
    -bragg'ın kaçışı
    -bragg'ın tekrar yakalanışı ve kaçışı
    -bragg'ın ölümü

    film bir roman uyarlaması olduğundan sanırım böyle dengeli dağıtılmış olaylar. ancak filmler, özellikle de westernler için ölümcül kural giriş-gelişme-sonuç sıralamasının izlenmesidir. bu açıdan mesela 3:10 to yuma remake'i gene bir dereceye kadar bu sırayı izlemeye çalışıyordu ama orada senaryonun azizliği vardı, oldukça dengesiz yazılmış kim baş karakter kim yan karakter belli olmayan kötü bir senaryoydu bence. bu filmde de olan bir western klasiği vurucu açılış sahnesi klasiği orada film içinde anlam katması gerekirken anlamsız kalıyordu, burada ise çok kısa tutulduğu için anlamsız kalıyor. düşünün film neredeyse tamamen açılış sahnesinde yaşananların üzerine kurulmuş durumda ama çata çuta geçiyor olay. belki vuruculuğu arttırmak için böyle bir yöntem seçilmiş ama gene de iyi vurgulanamadığı aşikar. tabi filmin genel olarak gerçekçi bir çizgi izlediğini göz ardı etmemek lazım, dozunda patlayan silahlar, sonsuz mermi klişesinin aksine ateş edilir edilmez hemen doldurulan silahlar falan filan güzel ayrıntılar var. ama dediğim gibi sinemasal açıdan hikayenin kurgusu "fazla" dengeli, bu da sonunda "ee?" dedirtiyor seyirciye. ama onun dışında ed harris çok temiz bir iş çıkarmış, takdir ettim.
    --- spoiler ---

    bu arada belirtmeden geçmeyelim filmi asıl sürükleyenler viggo mortensen ve ed harris. özellikle viggo mortensen çılgın atıyor filmde, iyi yazılmış karakterinin de etkisiyle adam filmi tek başına aldı götürdü, takdir ettim. bu arada botoks yemekten suratı şişmiş renée zellweger her zaman olduğu gibi burada da beni uyuz etti, samimiyetsiz şey peh.
  • ed harris ve viggo mortensen'ın yaşlandıklarını farkettiren filmdir. resmen üzüldüm gece gece, bu adamlar giderse yerleri dolabilir mi acaba diye. viggo mortensen'ın her filminde olduğu gibi yine oyunculuk dersi verdiği filmdir ayrıca. çok sık film çekmediğinden özlüyorum kendisini.

    --- spoiler ---
    film genel olarak yavaş bir tempoda ilerlese de sıkılmaya sebebiyet vermemiştir. renee zellweger, oynadığı karakter dolayısıyla film boyunca kendisinden nefret etmeme sebep olmuştur. bu kadar aşmış erkek egosunun havada uçuştuğu bir dönemde, böyle bir kadın nasıl hayatta kaldı ona şaşırdım, özellikle de nehirdeki sahnesinden sonra. filmdeki ana karakter virgil cole gibi gözükse de aslında everett hitch'tir, cole'un açıklarını kapatan, bulamadığı kelimeleri tamamlayan, sinirini dizginleyen ve sonunda da yapamadığını yapan olmuştur. filmin bitişi de red kit bölümlerinden birinin sonu gibi oldu, olayı halleden kahramanımız gün batımına doğru sürdü atını. geride kalan virgil ve allie de, kasabaya allie'nin baştan çıkarmak isteyeceği başka bir erkek gelene kadar devam ederler herhalde.
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap