aprile
-
nisan. nanni moretti'nin '98 yapımı muhteşem filmi. aprile de caro diario gibi biyografik yanı ağır basan bir film hem de bol politika soslu. filmde moretti bir yandan nicedir üzerinde çalıştığı "italya'da seçim" temalı belgeselini tamamlamak için uğraşıyor, bir yandan da baba olmaya hazırlanıyor. tabi bir de, daha önce caro diario'da ufaktan bahsettiği, "1950'lerin italya'sında geçen ve troçkist bir pasta ustasının yaşamını anlatan müzikal"e başlamaya çalışıyor!
-
filmin baslarinda bir fransiz gazetecinin italya'da nasil olup da uc gazetenin patronunun ayni oldugunu anlayamasi karsisinda, 'ne var bunda anlamayacak' seklindeki, hem moretti'nin hem de salondaki seyircilerin tepkisinin cok tanidik oldugu film; yine moretti'nin, kestigi kupurleri dev bir gazete haline getirip 'hepsi kocaman tek bir gazete aslinda ve hicbir sey anlatmiyor.' dedigi sahnenin ve secim kampanyasi isine bir turlu konsantre olamayip ustelik de savunacak tarafini bulamadigi partisiyle ilgili, dise dokunur bir sey gosteremeyecek oldugunu farkettiginde, gazetelerden yillardir kestigi kupurlerin hepsini, 'artik sadece sevdigim seylerin filmini cekecegim.' diyerek motosikletiyle savura savura gidis sahnesinin cok hos oldugu film; tek kotu tarafi moretti'nin strange days filmini sevmedigini belirtmesi olan film*
-
super sempatik film, ozellikle mezura sahnesinde ( hayatin 80 yil surecekse 45' lerinde oldugundan arkadasinin ona mezurada 35 cm'cimlik kalan yeri gosterdigi ) koptugum film.
-
-
biraz önce mubi sayesinde izlediğim film. yarı biyografik, eğlenceli mi eğlenceli ve sarkastik yapıda bir monolog gibiydi. moretti zamanın güncel konularına yorum yaparken kendisi üzerinden onun gibi politik, sanatçı, entelektüel kişiliklere sahip insanlarla dalgasını geçmiş, eğlenmiş. biraz da kendini sorgulamış belki de, ama bunu da kendini hiç yormadan, sıkmadan tatlı tatlı yapmış.
ayrıca faşist bir hükümet tarafından yönetilen bir demokrasi nasıl olur diyen fransız arkadaş yüzümde ironik bir gülümsemeye sebep oldu, değinmeden geçemeyeceğim. -
bu kahin amcanın - (bkz: habemus papam) - filmdeki yaş hesabı tutarsa ve sırf bu yüzden on bir sene sonra ölürse gerçekten çok kızarım. gider roma’yi yakarım.
scooter’dan kupürleri attığı sahneye bayılıyorum. neyse gidip kendime bir mezura bulayım. hedefi 95’e koysak şurada fazla zaman kalmamış. bir de gözümle göreyim.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap