*

  • arabasını satmak-takas etmek isteyenlerin ya da kullanılmış araba almak isteyenlerin gittiği, genelde açık havada, geniş alanlara kurulan pazar. kartal'da bunlardan büyükçe bir tanesi vardır. bu tip yerler komik manzaralara sahne olur. iki kişi zorla el sıkıştırılmıştır, üçüncü bir kişi de o ikisinin elini tutmuştur, aşağı yukarı zorla sallamaktadır. bu üçüncü kişi, hayrını gör, hayrını gör diye haykırmaktadır. o'na neyse?..
  • pazar günlerini güneşe tarladaki inekten az olmayaraktan maruz kalmak isteyip, yanında da bol kahkaha iseyenler için biçilmez kaftandır. özellikle eskiden kartalda, yeni yeri ümraniyede olan büyük otopazarı gidilmeye değerdir. arabalarla ilgilenmeseniz bile üzerindeki yazılara bakarak daşak geçebilir, arkadaşlarınızla eğlenebilirsiniz. benim bugün gördüklerim;

    pugo - peugeot
    sitronne - citroen
    bırodvay - broadway
    renou - renault
    sadıltı - satıldı
    mitsumişi - mitsubishi
    hundayı - hyundai
    bemeve - bmw
    vosvogen - volkswagen
    kilimalı - klimalı
    sanrof - sunroof
    fuul - full
    motor durumu : bayandan *
    bluupunk teyip - blaupunkt teyp
    tasak olur - takas olur **
  • eğer ki, film çekicekseniz, figüran olarak rol yapıcak, tipi bozuk, üç kuruşa kırk takla attıracağınız adam arıyorsanız, açık oto pazarına gidin.
    ne kadar işsiz güçsüz, başka bir iş yapamayan, kolay para kazanmak isteyen, yüzü kızarmadan yalan söyleyen insan varsa hepsini orada bir arada görebilirsiniz.

    eğer ki arabanızı satıcaksanız, gidin bir sorun ordaki galericilere, galerici değilim, bi tanıdığın arabasını satıyorum diyenlere aracınızın ederini, aracınıza ölü fiyatı verirler. o fiyata ikna olmazsanız, almazlar zaten. araba satmakla uğraşmak istemeyen insanlar, galericiye verirler arabalarını, üzerine 3-5 ekler bi üst model araba alırlar, galerici tanıdıksa. galericiler ise ölü fiyata aldıkları arabaya istedikleri fiyatı çekerler, arabanın değerini belirli bir seviyede tutarlar. sıkı pazarlıkçıysanız fiyatı biraz indirebilirsiniz, yok değilseniz adam size arabayı öyle anlatır ki, ikna olup dediği fiyata alabilirsiniz!! en dandik arabayı bile size satabilirler, abi bu iyidir diye.

    bu durumda ne yapıcaksınız, araştırıcaksınız, adamın söylediği arabayı kullananlara sorucaksınız. galericiye göre bütün arabalar alınıp satılabilir, bütün arabalara binilebilir. o yüzden onlar iyi araba kötü araba diye ayrım yapmazlar.

    şimdiye kadar 3-4 defa açık oto pazarına gittim, en az 15 tane satıcıyla yüz yüze konuştum, konuştuk. arada itiraflarda bulunuyorlar, ilgilendiğiniz sınıf- model dışında birşey sorduğunuzda gerçeği söylüyorlar. böyle böyle öğreniyorsunuz hangi aracın gerçekte ne olduğunu.
    diyorsunuz ki mesela, bunun koltuğunda sigara yanığı var. size verdiği cevap:
    abla, bu arabayı sahibi bize vermedi, siz alıcı bulun, benim fiyatım şu dedi. bize verse ben bu arabayı taş gibi yaparım. o sigara yanığını kapatmak 30 tl. anlamazsın bile ne olduğunu. ben buna 300 tl masraf yaparım, fiyatını da x kadara çıkartırım ama sahibi vermiyor arabayı.

    pazara gittiğimiz bir gün, akşam saatleriydi, galericinin biri dedi ki: "abi bugün 15 tane araba aldık. bak bu fusion u biraz önce aldık. 200.000km de, temiz araba. bak işte burdan şuraya kadar olan arabalar bizim.." bu muhabbetin sonrasında konuyu nereye bağladı hatırlamıyorum. ben o sırada "15 araba aldık" sözüne kitlenmişim. demem o ki, açık oto pazarında araba alıp satmak ancak işi bilenlerin harcıdır. benim gibi, bizim gibi başka işleri olan, otomobille kullanım dışında ilgilenmeyen, araştırmayan insanın işi değil oralarda araba bulmak, araba satmak.

    ben kendimi bildim bileli bizim bir arabamız vardı. hiç bir zamanda lüks sınıf araba kullanmadı babam. yıllarca kullanmamıza, arabada günlerce yol yapmamıza rağmen, bizim arabamız hiç bir zaman o araba pazarındaki arabaların haline gelmedi. bazılarına "insan binmiş" bile diyemezsiniz. arabadan soğur, araba almaktan vazgeçersiniz.

    açık oto pazarı ancak fikir almak içindir. eğerki ben arabadan anlarım diyorsanız buyrun gidin.
  • aranan şey bir artist ise doğru bir mecra değildir.
  • koskoca adamların onca yeni, donanımlı, makul otomobil varken oğlan çocukları gibi 15-20 yıllık mercedes ve bmw'lere salya akıttıkları, genelde büyük bir kısmını galerilerin oluşturduğu, galericilerin de ayrıca işlerine yarayacak diğer araçların peşinden akbaba gibi dolandığı bir nevi moderen köle pazarı havası veren yerlerdir. zira satıcılar ve genellikle de alıcılar malın özüyle, asli amacı ve işlevi ile değil de "pazara" göre oluşturulan kaideler, görüntüye dayalı unsurlar ile ilgilenir. kimsenin aracında da kaza, boya yoktur zaten.
  • hobbes'in state of nature kavramının günümüzde vücut bulmuş hali.
  • insan görünümlü sırtlanların - çakalların mekanı.
  • herkesin birbirine küfür ettiği yer.

    +şimdi 20bin olmaz mı diyosun?
    -yok abi napıyosun allasen ya bırak.
    +tama hadi hayırlı pazarlar sana.
    -sana da abi.
    +(amınakodumu çocuğu).
    -(ölücü pezevenk).

    +500 daha düş ne senin dediğin olsun ne benim hadi.
    -yarım saattir pazarlık yapıyosun şimdi de 500 daha düş diyosun. yok abi sana araba vermiyorum vazgeçtim.
    +haydaa sünnettir abicim.
    -yok valla hadi abi satmıyorum.
    +iyi tamam öyle olsun.
    -(sünnetmiş sikerim seni de sünnetini de)
    +(artise bak ya. yarraaam.)

    valla bana da ettiler duymadım sanıyor göt. bi pazarlık kestir gözüne git yanlarına anlaşılmayınca iki taraf da birbirinden uzaklaşınca dudaklarından bile okunuyor hep mi aynı, hiç mi şaşmaz amk. küfürden enerji üretilebilse rami tam kapasite nükleer santral olur.
hesabın var mı? giriş yap