• // 5. sokak tiyatrosu'nun türkiye'deki azınlıkların ve farklı kültürlerin tarihsel geçmişlerini ve günümüzdeki sorunlarını anlatan oyununun adı.

    "ashura; yüzlerce yıldır, anadolu toprakları üzerinde "homojen" bir toplum yaratma adına oradan oraya savrulan, zorunlu olarak göç ettirilen insanları, dilleri, dinleri anlatmaktadır. ashura; yüzlerce yıldır oluşan sözlü tarih ile gerçek bilgisinin müzik - tiyatro tanımı içinde yeniden sorgulamasıdır.

    üç büyük dinde pekçok karşılığı olan ashura, hicri yıl takvimine göre muharrem ayının onuncu günü, yüzlerce yıldır yok edilen "ötekiler" için yapılan bir taziyedir.

    baba tarafı arabistan'dan ana tarafı yunanistan'dan gelen oyunun yönetmeni mustafa avkıran'ın kendi hikayesini de içine katarak oluşturduğu konsept, karıştıkça zenginleşen ve içindeki her malzemenin gerçek tadını hissedebileceği bir yoldur, yeni bir yol, yeniden çıkılan bir yol.

    ashura; buğday, pirinç, su, şeker, fasulye, nohut, badem, ceviz, fındık, üzüm, kayısı, gülsuyu, karanfil, zencefil... adı insanlık tarihi kadar eski ashura, bize sürgünlerin göç yollarını anlatıyor." //

    (tanıtım broşüründen)
  • final fantasy serisindeki türlü oyunlarda karşılaşılan bir katana.
  • ashura'nın birde müzik albümü vardır ki kendisi gibi tadından yenmez.albümde aşure tarifinden türkiye cumhuriyeti'nde yapılan ilk nüfus sayımına,farklı dinlerin ilahilerinden tarihi olaylara kadar çeşitli konular etkileyici müzikler eşliğinde anlatılmış.

    şarkı listeside şu şekildedir:
    1- ashura
    2- sayım
    3- aslı gurbet
    4- hızır
    5- dereler
    6- zavallı mülteci
    7- uzun yollar
    8- turnalar
    9- yar
    10- meryem''im
    11- yabancı
    12- çiğerparem
    13- dua
    14- yol havası
    15- bak
    16- segah ilahi
    17- ninni
    18- sayımdan sonra
    19- gittiler
    20- şah-ı merdan
    21- aşure tarifi
  • garajistanbul'da sergilenen, sığ bir konusu olsa da güzel müziklere sahip müzikal gösteri
  • muzikleri çok güzel ve ilgi çekici olan oyun. oyun esnasında çeşitli dillerdeki şarkıların anlamları turkçe ve ingilizce olarak duvara yansıtılmakta. ayrıca harun ateş isimli bir arkadaş var, sesi ilahi bir ses.
  • (bkz: garajistanbul)'da 5.sokak oyuncuları tarafından sergilenen, müzik ve tiyatro sanatlarının içiçe geçtiği, sarsıcı gösteri. (bkz: sema)'nın olağanüstü sesi ve yorumu, sanatçıyı başrole (primadonna mı demek daha doğrudur?) taşıyan, anadolu'nun bütün etnik dillerinden "öteki" olmayı anlatan, gösterinin sonunda oyuncular tarafından aşure dağıtılırken kendileriyle sohbet de edebileceğiniz muhteşem sanat olayı. çıkışta (bkz: kalan müzik) tarafından hazırlanan "ashura" cd si (sadece 12 ytl) edinilerek arşive konulmalı. görülen yoğun ilgi üzerine ashura şubat ayında da sergilenmeye devam edecek.
  • kosarak kacmak istedim, sonra o musmula suratli kiza ucan tekme atip kosmak istedim,
    fakat cikis kapisi sahneye benzemeyen sahnenin tarafinda oldugu icin oturdum, hayir oyuncularin arasindan gecmemeyi oyunculari rahatsiz etmemek icin degil, diger izleyicileri rahatsiz etmemek icin tercih ettim.
    oyun bitti.
    baslamis miydi ona bile emin degilim.
    asure sirasi bekleyen ac seyircileri delerek ciktim.

    cd alip sadece muziklerini dinlesem bu kadar sinirli olmazdim muhtemelen.
  • (bkz: asura)
  • kiminin içinde ağlama* kiminde de yakın dövüş sporları uygulama isteği uyandıran, nihayetinde insanların oldukça içtenlikli tepkiler verdiği ve her ne kadar bu diyeceğim *beni potansiyel muşmula surat yapsa da, bünyesinde klarinet çalmaktan son derece zevk ve gurur duyduğum güzel oyun.
    *ocak ayından beri 20' yi aşkın kez * sergilendi..
    bu yakınlarda ise
    27, 29 şubat ve 1 martta garajistanbul'da yine oynanacak..
  • beklentilerimi sıfırlayarak ve hakkında 'göç ve şarkıları' kelimeleri dışında hiç bir şey bilmeden gittim. bu iki kelime oyuna aşık olacağımı hissettirdi, bu bir beklentiydi evet, ama ona engel olamadım ve ortamını teneffüs ettikten sonra diyebilirim ki; sevdim. sanki hoşgörüsüzlük olasılığı bir şeylerin önünü kapatmış, yönetmenin anlatacağı çok şey varmışta, tutmuş kendini gibi geldi ya da ashura'nın her şeye olan saygısından, bu havadaydı. sonunda şöyle bir şey oldu: ( fazla spoiler sayılmaz) sahnedekiler müzik aletlerini bırakıp gidince, alkış vs kısmı da bitti ama çoğu izleyici yerinden kalkmadı. gitmek için hazırlanan izleyiciler de bilemedi, oyun bitti mi? yoksa sahneye dönüp son bir final yapacaklar mı diye. oturanlara bakındılar, montlarını giyecek gibiyken vaz geçtiler, duraksadılar... ve o an, enstrümanını bırakıp gitmek, topraklarını bırakıp gitmek gibiydi, oturanların da koltukları toprağıydı sanki.. bi kısmımız bırakıp gitmekte zorlandık. göç etmek zorunda kalmak neye benzermiş tadar gibi oldum, ucundan, kenarından, azıcık. o kadarı bile acı bir şeydi, acıtıcı.
    not: bunu eklemezsem olmaz. ashura başlayalı bir 15 dakika olduktan sonra ilk klarnet solosunda gözlerim onu çalan kadına takıldı. yüzü tanıdık değildi ama solo başlar başlamaz dedim ki: bu dünyada klarneti böyle çalan tek bir kadın tanıyorum, o da sukedisisu . sonrasında bakışlarımı odaklayınca sağladım bu bilgiyi; kahkül yapmış, loş ışıkta tanıyamamışım ama gözlerini kapayıp çalarken yine 'o kadın'a dönüştü, hemen tanıdım.
hesabın var mı? giriş yap