*

  • şu şiiri vardır:

    "türk diline kimesne* bakmaz idi,
    türklere her giz gönül akmaz idi.
    türk dahi bilmez idi ol* dilleri,
    ince yolu, ol* ulu menzilleri.

    türk dilinde yeni manalar bulalar,
    türk, tacik cümle yoldaş olalar,
    yol içinde birbirini yermiye*
    dile bakıp maniyi* hor görmiye*."
  • 1272'de dünyaya gelmiş, horasan’dan gelen bir derviş ailesinin mensubudur. ailesinin anadolu’nun moğol istilâsından önceki siyasî ve sosyal buhranlarına karışmış, babaîler isyanı ve karaman beyliği’nin kuruluşu ve ilk gelişimde rol almış olduğu, babasının muhlis paşa olduğu rivayet edilir. türk dili ve edebiyatının gelişiminde de âşık paşa unutulmaz bir isimdir.
  • kudret nefesi yiryüzüne urdı yine sûr
    hükmoldı şol olmüş hacîle kim dirilidür

    yarıldı çiçek yardı yiri durdı sakından
    yüz dutdı hak’a cümle ‘aceb maksûdı nedür

    maksûdları şol göreler tanrı nûrını
    ölüb yine dirilmeyene doğmadı bu nûr

    değme birinün hâlini aydam sana bir bir
    kimi sevinür vuslat ile kimisi mehcûr

    gül buldı anun vuslatını güldigi andan
    bin bülbüli bir gülmegile eyledi mestûr

    çegdüm çiçeği kamudan ön geldiği niyçün
    benzi sarusı andan sayruluğı hâlini aydur

    nergis dahı içmişdi anun ‘aşk şarâbın
    ayılmadı andan berüdür gör nice mahmûr

    ağyâr bize ansuzda elin suna diyüben
    sûsen eline hançer alub oldı bahâdır

    bû cümle çiçek kim bezenüb geldi cihâna
    bu mülke bular gelmedi tâ gelmedi mestûr

    ibretle nazar eyleyü bak tâ ki göresin
    elinde dutar her biri bir nâme vü menşûr

    bu ibreti kim ‘âşık’a rûzi’yledi allâh
    beklim bakuban şöyle zîbâ görmedi mansûr

    (bkz: mef’ûlü mefâ’îlü mefâ’îlü fa’ûlün)
  • aşağıdaki şiirini okuduğum günden beri şaşkınlık içindeyim.
    bu nasıl bir vicdandır, bu nasıl bir olgunluktur, bu nasıl bir insan sevgisidir böyle?
    şu an dünyada bunu yalan da olsa diyebilecek birisi var mıdır:

    her kim bana ağyar ise
    hak tanrı yar olsun ona
    her kancaru varır ise
    bağ u bahar olsun ona.

    bana ağu sunan kişi
    şehd ü şeker olsun aşı
    kolay gele müşkül işi
    eli erer olsun ona.

    acı dirliğim isteyen
    tatlı dirilsin dünyada
    kim ölümüm ister ise
    bin yıl ömür olsun ona

    her kim diler ben har olam
    düşman elinde zâr olam
    dostları şad u düşmanı
    dost maşuk yar olsun ona.

    ardımca taşlar atanı
    hak tahta ağdırsın onu
    önüme kuyu kazanı
    güller nisar olsun ona.

    her kim diler ise benim
    ol dostumdan ayrıldığım
    gözlerinden hicap gitsin
    dizar ıyan olsun ona

    bu muhlis oğlu paşa'nın
    güldüğün istemiyenin
    ağladığım istiyenin
    gözüm pınar olsun ona.

    ağyar: düşman, yabancı
    ağu: zehir
    har: aşağı, değersiz
    hicap: utanma, utanç.
    kancaru: nereye
    maşuk: sevilen
    müşkül: güç
    nisar: serpme
    şad: sevinçli
    şehd: bal
    zâr: ağlama, inleme
  • halk ozanı. aşık paşa, kırşehir'de doğmuş yine kırşehir'de ölmüştür (1272-1333). ünlü bir soydan gelir. cengiz'in ordularından kaçarak horasan'dan anadolu'ya gelen, sonra da kırşehir'e yerleşen ünlü gizemci (mutasavvıf) baba ilyas'ın torunudur. baba ilyas'ın selçuklular'ın parçalanması sırasında konya'da emirlik yaptığı, siyasal olaylara karıştığı, birinci osman'a hizmet ettiği söylenir.
    aşık paşa'nın babası da din ulularından sayılan muhlis paşa'dır. aşık paşa'nın asıl adı ali'dir. takma adı "aşık"tır, "paşa"lık da bu sözcüğün "ilk çocuk" anlamına gelmesinden verilmiştir. eldeki bilgilere göre, aşık paşa türk ulusçuluğunun bilincinde, türkçe'nin önemli, zengin bir dil olduğuna inanan, bu uğurda çalışan bir kişidir. onun,

    türk diline kimseler bakmaz idi
    türkler'e hergiz gönül akmaz idi
    türk dahi bilmez idi bu dilleri
    ince yolu ol ulu menzilleri

    dizelerinin, bundan yaklaşık yedi yüzyıl önce söylenmiş olması, aşık paşa'nın türklük bilincini, türkçecilik açısından
    yaklaşımını açıkça ortaya koymaktadır.
    aşık paşa, "din uluları" yetiştiren bir aileden gelmiş olduğu için, aldığı ailesel eğitimin, görgünün, geleneğin doğal sonucu olarak gizemci bir ozan olmuştur. gizemciliğin (tasavvufun) anadolu'da yayılması konusunda etkin çalışmalar yaptığı anlaşılıyor. kimi kaynaklar, aşık paşa'nın küçük yaşta hacı bektaş'ı da tanımış olabileceği üzerinde duruyorlar.
    aşık paşa hece ölçüsünün yanısıra aruz ölçüsünü de kullanmıştır. ama gizemciliği savunan şiirlerinin büyük çoğunluğunu hece ölçüsüyle, türkçe'ye özen göstererek yazdığı anlaşılıyor.
    aşık paşa'nın en ünlü yapıtı "garipname"dir.
    aşık paşa'nın şiirlerinde yunus emre'nin açık etkilerini görme olanağı da vardır. abdülbaki gölpınarlı 67 şiirini derlemiş ve 1961'de yayımlanan "yunus emre ve tasavvuf" kitabına almıştır.
    aşık paşa'nın, fakr-name, vasf-ı hal, hikaye ve kimya risalesi adlı dört mesnevisini de agah sırrı levent yayımlamıştır (1953, 1954).
  • senin âşıkların kılmaz nazar firdevs-i a’lâya
    ne hûriden haber söyler ne meyl eyler musaffaya
    sorarsan âşık’ın halini zâhid kendinden sorma
    fenâ bahrine garkolmuş ulaşmış hatta deryaya
  • "aşk degül mi şol gönülde dağ olan / hem gönül bendin kesen hem bağ olan."
  • ahi teşkilatının mucididir.garip name önemli eserlerinden biri olup anadolu selçuklu devleti döneminde yaşamıştır.önemli bir şairimizdir.
    (bkz: ahilik sistemi)
  • -ruhu diri tutan bilgidir...
    -insan diye, ışkı olana derler...
  • -göz, gördüğünden ibret alırsa,
    gönülde, ortaya hikmet çıkar...
hesabın var mı? giriş yap