*

  • serdar ortaç'ın başarıyla uyguladığı askerden yırtma tekniğidir.hazret askerlik işlemleri sırasında her çıktığı tv kanalında gözüne taktığı acaip bir gözlükle yana yakıla gözlerinin ne kadar hasta,askerliğe elverişsiz olduğunu üzerine basa basa anlatmış ve bir kaç muayeneden sonra çürük raporu almayı başarmıştır.ancak çürük raporu alasıya kadar çıkarmadığı o acaip gözlük raporun alınmasından sonra bir daha ortalıkta görünmemiştir.işin komik tarafı serdar ortaçın binbir dalavere ile çürük raporu almaya çalıştığı zamanlarda tarkanın askerlik yapmamak için kıvırmaya başlaması ve serdar ortaç ın tarkana "ayıp değilmi olm ne kıvırıyon askere gitmemek için,git yap askerliğini delikanlı gibi " diyerek ayar verme çalışmalarıdır.
  • ilkokullarda her sabah okutulan ogrenci andi'ndan bir dize.
  • iki gözümün miyop derecesinin toplamının 14+ olması ve üstüne iki gözde toplamda +6 astigmat da bulunması dolayısı ile olup olmayacağımı düşündüğüm durum.. hayır muayene ederlerken gözlüğümü çıkarıp birşey okutmaya çalışırlarsa komedi olur..
    o da olmadı gelen komutan doktora, beyaz önlüğün rengini seçtiğim gibi hemşire hanım dersem dayakta yerim üstüne..
    -siz gözlüğünüzü verin kontrol edelim..
    -tabii..
    -----
    -(gözlüksüz durumda)hemşiranım ben muayene olacaktım..
    -(röööööh) höst hayvan.. hakkariye bilet mi istiyosun sen!
  • muayne sırasında salağa yatma ve gözü bozuk numarası yapma şansı olmayan durumdur. ileri teknoloji kullanılarak gözleri muayne ediyorlar ve er veya komando olarak seçilmiş ve hatta teslim olmuş olsanız bile birkaç güne terhis (bkz: çürük) oluyorsunuz.
    (bkz: kendimden biliyorum)

    yedek subay olursanız bunlar geçerli olmuyor, niye olmuyor ben bilemedim.
  • sol gözde -6 derece, sağ gözde -8,5 derece miyopla söz konusu raporu almış ve 18 ay gittiği askerliği 10 aya sığdırmış bir birey olarak ;

    mevzuatta yeri olan bir durumdur ancak ;

    - ilk muayeniz sırasında herhangi bir rahatsızlığın şikayetin var mı sorusuna evet gözlerim bozuk yanıtı verirseniz, sizi büyük bir askeri hastahaneye (örneğin gata) sevk ederler. muayene olacağım diye iki hafta süren bir git gel döneminden sonra, gözünüzden gözlüğü bile çıkarmadan muayene olup turp gibidir raporu alır ve acemi birliğinin yolunu tutarsınız.

    - acemi birliğinde aynı nedenle, bu kez gözlerim ağrıyor gibi bir kılık değişikliği ile ama, revire çıkmak isterseniz, sizi büyük olasılıkla acemi erlerden bıkmış bir as-tek dr karşılayacak ve aspirin önerip, yüzünüze bile bakmadan başından savacaktır.

    - usta birliğinizde hala yılmayıp aynı nedenden revire giderseniz ve de gözleriniz gerçekten bozuksa, sivilde bile zor rastlayacağınız çok titiz bir muayene sonucu kurula sevk edilip paşa paşa evinize dönebilirsiniz.

    afiyet olsun.
  • aradan geçen 3 sene sonunda, miyop derecemin her gözde 8.5 üstü ve astigmatlarında 4 er küsür olması ile, bir de üstüne omurga ameliyatı geçirip belime titanyum parçalar takılmasından dolayıdır ki, sanırım olacak gibi duran muaflık..

    o değilde şimdide askere gitme isteği var içimde.. hani insan "orası ayrı be abi" lafını duydukça o tecrübeyide istiyor.. "erkek adam dediğin askerlik yapar lan" triplerinde taraf olabilmeyi diliyor..
    komutana "1 günlük alıyomusunuz?" dersem döver mi?

    edit: gerçi benimki göz hastalığı falan değil artık.. ahım gitmiş vahım kalmış.. okuyunca kendime üzüldüm..
  • başarısızlıkla sonuçlanan bir hayal ya da girişim olarak sonuçlanırsa, askerlikte gözlüğünüze sahip çıkın. eşimin yedek subay olduğu hakkari'de gözlüğü kırılınca,

    1. gözlüğünü neden kırdığını açıklayan bir savunma yazmasını istediler

    2. gözlük ancak van'dan alınabiliyromuş, van'da da mahkemesi olan bir er varmış, mahkeme konusu askerden kaçmaya teşebbüs. ileri derecede miyop ve gözlüksüz olan eşime bu eri "zimmetlemiş" ve van'a göndermişler.

    gelişme: eşim kaçak arkadaşı, kaçmaya kalkmasın diye (çünkü siz miyopken bütün askerler birbirine benzer yeşil gölgelerdir) mahkemede birşey olmayacağına, hakimle komutanın konuştuğuna, kendisinin de buna şahit olduğuna, fazla ceza almayacağına falan ikna ederek içini rahatlıyor, van'da gerekli yere teslim ediyor.

    sonuç: eşim yeni gözlük almış, kaçak arkadaşın askerliği yanmış, baştan başlamıştır.
  • #7486715 #14428637

    bugün itibari ile, halıcıoğlunda 15 gün önce başlayan serüvenim, kasımpaşa askeri hastanesinden alınan bir "sağlık kurulu muayene sonucu ön bildirim belgesi" ile sonuçlandı.
    tanımın tam olarak kendisine uygun bir muaf olma durumu yaşadım.
    ilginç bir muaflık durumu bu. inandırmanız zaman alıyor insanları.
    bundan 4 sene evvel mümkün olduğu fikrine kapılmıştım.
    artık emin olmuş oldum.

    ha şimdiden kurula çıkacaklara söyleyeyim..
    parmaklarınızı kırmızı mürekkeple bir kağıda bastıysanız muafsınız olm..
    fazla heyecan yapıp belli etmeyin..
  • çoğu ildeki askeri hastanelerin, hastayı gata'ya sevk etmesiyle başlayan uzun ve zorlu bir süreçtir. ankara'da yaşayan ve askerilk kararı çıkarmaya çalışırken göz sebebiyle bu işle uğraşmış biri olarak neler yaşadığımı yazayım. belki birilerine yardımcı olur. yalnız baştan belirteyim, henüz sonucu almadım. yani işin sonunda "gel lan" deyip askere de alabilirler.

    asal'a gidip "askere gitmek istiyorum" demekle başlıyor her şey. ilk olarak girişte bir numara alınıyor. sonra askerlik işlemlerinin yapıldığı binaya gitmeden önce cep telefonunuzu girişe bırakmanızı istiyorlar(sike sike bırakıyorsunuz). sonra sıranızı beklerken hayatın anlamsızlığı, fenerin hali, türkiye'deki gelir eşitsizliği, evrenin sırı gibi konuları düşünebilirsiniz. zira uzunca bir bekleme süreci yaşayacaksınız. (unutmadan söyleyeyim bekleme esnasında fotoğraf çoğaltma işiyle meşgul olabilirsiniz/olun. gayet yerinde bir meşgale olur. zira sonra görevli 16 fotoğraf isteyince hönk diye kalıyor insan) gayet yavaş çalışan görevliler sürekli "çok işim var" diyerek birbirlerine dert yanacaklar. sıranız geldikten sonra askeri bir kurumda olduğunuzun ilk ıspatı olarak, suratsız ve mütemadiyen insan azarlayan memurların diyarına varacaksınız. ortaokuldaki en suratsız hocanızı hatırlayın. işte onunla konuşmaktan farksız olacak giriş işlemleri. size bir şeyler soracak, siz cevap vereceksiniz, bir kaç kez komutan ve görevli asteğmenin yanına gidip bir şeyler imzalatacaksınız ve derken doktor kontrolüne gelecek sıra. doktor kontrolü esnasında gözde bir sıkıntı olduğunu belirtmeniz size gata'nın yollarını açacak. asal'daki doktor sevk isteyecek, memura bunu onaylatacaksınız, yine bir kaç kez komutan ve asteğmene gittikten sonra bir yerlere çekilen faksa cevap gelmesini bekleyeceksiniz. o cevapla beraber asıl iş başlıyor olacak. eğer sistemde bir sıkıntı olmazsa(sık sık kilitleniyor. bazen 1-2 saatte geliyor bazense hiç gelmediği oluyor) bu dediklerimi br günde halledebilirsiniz. numara sırası sebebiyle asal'a erken gitmekte fayda var.

    bundan sonra askeri hastaneye sevk edilmiş bir yoklama eri olacaksınız. benim durumumda ilk sevk edildiğim yer etimesgut askeri hastanesi'ydi. ben de oraya göre yazacağım yine. diğer hastanelerde de genel işleyiş pek farklı olmayacaktır. etimesgut için konuşursak, ilk kayıt işlemini polikliniklerin olduğu binanın arka kapısındaki er-kayıt bölümünden yapıyorlar. orada hasta girişi yapıldıktan sonra acil binasının içindeki göz polikliniğine gidiyorsunuz. muayenehanenin olduğu yerin girişinde bir asker sevk kağıtlarını topluyor ve o sıraya göre muayene olacak kişiyi çağırıyor. gider gitmez ilk olarak bu askere sevk kağıdınızı teslim edin. sonra oturun bekleyin. yapacak bir şey yok başka. bu esnada sigara içmenizi ya da dışarı falan çıkmanızı tavsiye etmiyorum, zira adınız okunduğunda orada olmazsanız hakkınız yanar. kendinizi askere "aman abi" çekerken bulursunuz. isminiz okunduktan sonra muayene odasına girip doktora derdinizi anlatın. oturtacak, sağ ve sol gözü kapatıp bir şeyler okutacak. okuyabildiğiniz okuyun, diğerlerini okuyamadığınızı söyleyin. ısrarla okumanızı isteyecek ama gözünüz okumanıza izin vermiyorsa yapabileceğiniz bir şey yok. yalan söyleme falan derlerse yılmayın, herkese aynı geyiği yapıyorlar. dürüst olun, sakin kalmaya çalışın.

    muayene sonrasında yine dışarıda kalacak ve evrak bekleyeceksiniz. muayene sırası gibi evrakta da isminiz okunacak, gidip alacaksınız. devamında poliklinik binasının girişinde sağda kalan evrak-onay(dı sanırım) yerinden bu evrağı onaylatacak ve gata'nın yolunu tutacaksınız.

    aslında gata bu süreçte son aşama. nasıl ki oyunların son level'ı zorsa bu işin de son level'ı zor. gata'ya girmek, çıkmak kadar kolay değil. mümkünse tek bir şikayetiniz olsun. içeride ikinci bir teşhis kilitlerse sıçtığınızın resmidir. gata'ya girdikten sonra içeride ring yapan otobüslerle hastanenin ana binasına gidebilirsiniz. ana binaya girdikten sonra sağ kısımda giriş işlemlerinizi yapıyorsunuz. sonra girişin sol kısmında yer alan göz kısmına giderek sıra alıyorsunuz. sıranın gelmesi oldukça uzun süre alabiliyor. neyse ki numaratör var. çıkıp sigara , çay vs. içebilir ya da durup sizinle aynı durumdaki insanlarla muhabbet çevirebilirsiniz. zaten işiniz bu raddeye geldiyse çevrenizdeki insanları daha çoook defa göreceksiniz demektir. şimdiden samimiyet kurmakta fayda var. her neyse, sıranız geldikten sonra iç kısımda 1 nolu muayenehaneye giriyorsunuz. önce orada bir kaç basit kontrol yapıyorlar. gözünüzde ciddi bir sorun olduğu anlaşılınca da farklı bir odada başka testlerle devam ediliyor işleme. (yalnız bu aşamada uyarmalıyım: bazen göz bebeğini büyütmek için damla kullanıyorlar. bu damla yüzünden uzunca bir süre dışarıya çıkamıyorsunuz, güneş gözü açmayı engelliyor. böyle bir olasılığa karşı yanınızda birini getirmeniz ya da güneş gözlüğü bulundurmanız kolaylık olacaktır) klasik okuma testi burada da yapılıyor. bu okuma esnasında doktor bolca azarlayabilir, size yalan söylemenin 2 ila 6 yıla kadar hapis cezası getirdiğinden bahsedebilir, okuyamadıkça "nasıl okuyamıyorsun ya" diye çıkışabilir... daha önce dediğim gibi okuyamıyorsanız okuyamıyorsunuzdur. herifin başınızda kafa sikmesi bu gerçeği değiştirmeyecek. moraller bozulmasın.

    bu muayeneden sonra 7. odaya yani fizyobilmemne testlerine sokacaklar. gördüğüm kadarıyla buradaki doktor aralarında en iyi niyetli olanı ve en halden anlayanı. normalde randevulu çalışan bir sistem ama randevuyu 2 ay sonrasına falan veriyor. eğer işiniz aceleyse randevular bittikten sonra (saat 3'ten sonra) sırayla randevusuz gelenleri de alıyor. zaten kendisi de söyleyecektir durumu. işinizi ilk gün de halledebilirsiniz, 1-2 hafta da bekleyebilirsiniz. ben gittiğimde türkiye'nin farklı şehirlerinden gelip 1 haftadır beklediğini söyleyen insanlar vardı. kısmet bu işler biraz da. yalnız yanınızda bir paket ıslak mendil falan olması yararınıza olur. zira testte elektrodları takmak için kullanılan madde pek kolay çıkan bir şey değil ve yapış yapış. huzursuzluk yaratabilir.

    testte farklı şeyler isteyebiliyorlar. benim girdiğimde bir ekranın karşısına oturtup kafama 3 elektrod bağladılar ve önce sağ sonra da sol gözle ekranı izlememi istediler. dooktorun verdiği evrağa göre farklı testler de uygulayabiliyorlar.

    devamında bu test sonucunu heyete götürmeniz isteniyor. heyet, göz bölümünün hemen yanındaki kapı. sabah 9-11.30 arasında çalışıyor. işinizi o gün halletmek istiyorsanız sabah 7.30-8 arasında orada olup sıraya girmeniz gerekiyor. evraklarınızı içeriye teslim edip adınızın okunmasını bekliyorsunuz. heyet dediğim tek bir doktor bu arada. ben daha kalabalık beklemiştim ilk girdiğimde. doktor tekrar muayene ediyor. sonrasında kurula gönderiyor. kuruldan evrak alarak tekrar heyete muayene oluyorunuz. son muayeneden sonra heyetle işiniz bitiyor ve bundan sonrası kurula kalıyor.

    işte ben şu an o kurul aşamasındayım. bakalım neler olacak. duruma göre bu entry'yi de editlerim.
    gerçekten askerlik yapmak ya da tam aksine muaf olmak isteyebilirsiniz. yalnız tüm bu sağlık kontrolleri sürerken her doktorun size potansiyel "yalancı" gözüyle baktığını unutmayın. zaten hem doktor hem de asker olan bir insanın egosunun overloaded olduğunu tahmin edersiniz. alttan da alsanız sıkıntı da yaratsanız, onların istediği şekilde yürüyor iş. kendinizi hazırlayın bu duruma.

    bir de bu işi son ana bırakmayın. 20-30 gün boyunca bu yüzden koşuşturanlar var(misal ben). muaf sonucu çıkmazsa boşu boşuna sonraki celbi de kaçırırsınız. benden demesi.

    kolay gelsin.

    edit:
    kurula gitmek de farklı bir deneyim. sizin gibi orada bulunan bir sürü insanla bekliyorsunuz. belirli bir sıraya göre isimler okunuyor ve isim okunduktan sonra sıraya girip, kurula giriyorsunuz. bana saat 1'de gel dediler. kurula girmem saat 3'ü buldu. girdikten sonra da iş bitmiyor. saat 5'te raporlar dağıtılıyor. o saatten önce raporu/belgeyi alamıyorsunuz. aldıktan sonra asal'a götürmek gerekiyor. bu aşamada benim yaptığım salaklığı yapmayın. ilk başta hangi şubede işlem yaptırdıysanız, o şubeden sıra almanız gerekiyor. (misal en başta yenimahalle şubesinden sevk alınmışsa, bu dediğim belgeyi vermek için sincan şubesinden sıra almak pek anlamlı olmuyor. ben yaptım, oradan biliyorum) belge görevliye teslim ediliyor, bir kaç yere onaylatılıyor ve işlem tamamlanmış oluyor.
  • yüksek lisans için askerliği tecil ettirmek için gittiğimde ilk kontrolleri yapan doktor her hangi bir rahatsızlığım olup olmadığını sorunca, mal gibi miyopum var dedim, lens takmama rağmen. kaç derece diyince yine mal gibi 7 falan dedim. iki gözün toplamı 14 olunca askerlikten muafsın geyiğine inanmak istercesine söyledim belki de bu gerçeği. apar topar ankara dış kapıdaki bir askeri hastaneye sevkettiler. onun içinde yine bazı yerlere uğradım, fotoğraf çoğalttım, her fotoğrafı mühürlettim, sıra bekledim, fotokopi sırası bekledim, dolmuş bekledim, bekledim de bekledim. askeri hastaneye gittim muayene saati bitmek üzereymiş, geri postalandım, ertesi gün tekrar geldim. tabi askerliği tecil ettirdiğime dair belgeyi de okul kaydına yetiştirmek zorundaydım ki maalesef bu mümkün olmadı zaten. muayeneden önce göz bebeklerini gevşetmek için damla damlattılar. normalde özel bir hastanede aynı muayeneyi olduğumda tek çeşit damla damlatmışlardı. ama burda 3 çeşit, gözü acayip yakan damlalardan 15 dakika ara ile 3 kez damlattılar. lan bir de insan bir sorar di mi, araba kullanacak mısın? insan içine çıkacak mısın? muayeneden çıktıktan sonra elime bir belge verdiler; askerliğe elverişli, komando olamaz(bu da koydu ya neyse). bu arada bi gözüm 7,5 diğeri 7 derece miyop. göz bebeklerim kendine gelsin diye hastanenin ucuz lokantasında yemek falan yedim biraz vakit geçirdim, çünkü biliyorum güneşe çıkamayacağımı. lan bi de çıktım ki, dışarı yemin ederim sapsarı, hiç bir şey görünmüyor. ellerimle gözlerime gölge yaparak durağa kadar geldim. dolmuşlarda ne yazdığını da civardaki amcalara sordum. nerdeyse 2-3 hafta zombi gibi gezdim. göz bebeklerimde en ufak bir küçülme olmadı. tabi bu 2-3 haftalık süre içerisinde gece görüş yeteneği de kazanmıştım. gündüz dışarı çıkamadım, gözüme gelen aşırı ışıktan başım çatlıyordu (lan aslında güneş gözlüğü alsaymışım, ama her gün geçer diye bekliyor insan, normali 1-2 saat bunun). göz bebeklerimin tamamen normale dönmesi, yani ışığa hızlı tepki vermesi ise 1 ayı buldu. durduk yere 1 ay bu problemle boğuştum. yani kör falan değilseniz hiç çaktırmayın abi, hiç uğraşmayın bence.

    edit: yanlış anlaşılma olmasın, zaten ankara'da farklı bir askerlik şubesine gitmiştim başta. ordan dışkapı'ya sevk ettiler.
hesabın var mı? giriş yap