• motorlu arabaların amortisörlerinin patlaması sonucu büründükleri araç çeşidi
  • buyuk $ehirlerde de ozellikle cingenelerce hala kullanildigini gorebileceginiz ilkel arac.
  • yollardaki mayinlardan(sari at boku) sorumlu arac cesidi. tek avantaji sera etkisi yapmamasidir.
  • dıgıdık dıgıdık değil, toktokotoktok toktokotoktok, gider..

    dıgıdık dıgıdık, tek at
    toktokotoktok , daha ağır başlı, daha sorumluluk sahibi, öyle başını alıp gitmeyen vesait.tek at ya da çift at, ama bir araba..

    (hayatta en hakiki mürşit düzgün önyargı sahibi olmaktır, bir arkadaşım bir yazardan apartmış ama eklemiş."çocuk sahibi olacağıma, önyargı sahibi olurum.bu da sorumluk gerektiriyor ama çocukla sinemaya gidemiyorum." )

    dolayısıyla;
    önyargı 1) yere sağlam basan atın yolculuğu pek olur, pek az sarsılır olur.
    önyargı 2) atın deli bozanı, e5'te hız merakı olanından, at arabasına yar olmaz.at arabasına az biraz uyuz eşek koşulur..
    önyargı 3) faytoncular atlara iyi davranmazlar.
    önyargı 4) hasta bir atın, iskelete dönmüş vücudunda kan/ter/gözyaşından mürekkep bir hacim bulunur.arabanın büyüsüne kapılış, atın dörtnala olduğu zamanları düşünmeye başlar.yoksa çekilir şey değildir bu eziyet, bu hayatına koşar gibi arabaya bağlamalar, mecburiyet olmasın.
    önyargı 5) hastave sakat at mutlaka vurulmalıdır.
    önyargı 6) "yürü at arabası" deyişini kullananlar da mutlaka vurulmalı.
    önyargı 7) atları da vururlar ama öldüklerinde meydan kalır.(genelgeçer deyimleri desteklemek adına)
    önyargı 8) bile bile kendini bir arabaya bağlamak istememiştir, şüphesiz, hiçbir at.
    önyargı 9) at.
  • (bkz: ferrari)
  • eskiden mahalleye kavun karpuz (aka: bostanlık) getiren araçlardı bunlar. o zaman mahalledeki en güzel kız ferda idi. o zaman epeyce karizmatik ve pahalı olan, yani komutan saati olan casio saatli maarif takvimlerine göre dünya üzerinde şort giyen ilk kız idi. ilk kez o giymişti şort denilen nesneyi. hiçbir tarihi belgeyi kabul etmiyorduk. daha sonra tele on, show tv ve emek sineması (3 film birden) ile birlikte görüşlerimizin değişmesi de devam etti. çünkü felsefe diyordu ki, her şey değişir. felsefe o zamanlar bu kadar konuşuyordu.

    işte o dönemlerde at arabası vardı! şehirlerarası yollarda ve mahalle aralarında hep vardılar. tekerlekleri eskimiş araba tekerleklerinden (aka: çıkma teker) devşirilen bu arabaların atları da soy at değildi, yaban atlarından ehilleştiriliyorlardı. ancak bazıları sahiplerinin eza ve cefasına dayanamayarak onları ısırıyordu. bu yüzden ağızlarına metal soba borusunun dilimlenmiş bir parçası takılıyoru. atların sokaklara pislemesini engellemek için, ar arabasının gövde kısmıyla at arasındaki dirsekler arasında bir de torba bulunuyordu.

    çöp ve moloz dökmenin belediyecilik açısından henüz serbest olduğu o yıllarda at arabacı amcalar bu pislikleri genellikle otoyol kenarına boşaltıyorlardı. bunun sebebi sorulduğunda ise, geçen kamyonların atın tezeğini etrafa sistemli bir şekilde yayacağı ve tezeğin içerisindeki mineral ve muhtelif şeylerin diğer canlılara ulaşacağı, böylece sevaba bile girileceği görüşü yatmaktaydı. sosyal alan içerisindeydi at arabaları her şeyleriyle.

    at arabalarına gereken özeni göstermeliyiz!
  • romalılar çok seviyordu. hatta inanır mısınız, yarışları bile vardı.
  • osmanlı'da klasik dönemde sadece kadınların, ihtiyarların ve hastaların kullandığı araç. o yüzden batıdaki gibi, bizde 19. yüzyıla kadar hükümdarın özel at arabası filan bulunmaz. o kadar ki, 1566'da hasta halde zigetvar seferine çıkan kanuni sultan süleyman yolculuğunu arabayla gerçekleştirdiği halde, padişahlığın itibarı ayağa düşmesin diye, ordu şehir merkezlerinde geçiş yaparken arabadan inerek at üstüne binmiştir.

    at arabasının padişah ve devlet adamları tarafından itibarlı bir ulaşım aracı olarak kullanılması batılılaşma hareketinin hızlandığı ikinci mahmut dönemine rastlar.
  • (bkz: çampara)
  • binmeden ölürsem gözüm açık gitme sebebim.

    poposunun altına serilmiş çuvala kaka yapıyor ya koşarken, çok ilginç he.
hesabın var mı? giriş yap