• bir de,"at sikinde kelebek gibi" deyimi vardır ki,genelde giyilen kıyafetin kişiye yakışmadığını vurgular
  • kelebeğin oldukça estetik bir görüntü çizmesine rağmen at yarrağı üzerinde oldukça kazma bir görüntü sergileyeceğini düşünen kişinin repliği.
  • dominant bir çirkinlik(kötülük) mevcut ise bunun üzerindeki ufak güzelliğin sırıttığını belirten güzel deyimimiz.
  • genelde birbiriyle uyumsuz iki nesnenin bir araya gelmesi durumunda yapılan terbiyesiz benzetme. daha da terbiyesiz versiyonu at yarağına kelebek konmuş gibi şeklindedir. daha az terbiyesiz şekli ise sansürlü halidir ama sansür zaman zaman kayabilir.
    bir anı serpiştirmek gerekirse:

    saruman, okuldan bir arkadaşı ve deniz the brutal* her nasılsa bir araya gelmişlerdir. saruman kendine kravat denemektedir. lakin hatalı bağlanmış kısacık kravat ve saruman başlıkta geçen yakıştırmayı cuk hak edecek durumdadır.

    arkadaş: olm adam gibi bağla şunu ne o öyle at yarağına şey konmuş gibi?
    saruman: efendim?
    arkadaş: ya at yarağına şey konmuş gibi derler ya
    saruman: öyle mi derler?
    arkadaş: at... yarak... kelebek... şey...
    saruman: ney?
    arkadaş: at şeyine kelebek ayyyy brutal teyze çok özür dilerim ay ay ay ay
    d. the brutal: aaaa kelebek dedi. ne terbiyesiz arkadaşların var senin öyle saruman
    (arkadaş utancından koşarak kendini tuvalete kapatır)
    saruman: dalga geçmesene çocukla ya
    d.the brutal: ehehehehehe
  • bazı maganda üniversite hocalarının, entel olacağım ayağına, pipo kullanmaları ile oluşan görüntü gibi durumlar için kullanılan deyim.
  • (bkz: kontrast)
  • bir tırtılın atın cinsel organında mahzur kalması sonucunda koza yapması, ve akabinde memleket olarak atın cinsel organını benimsemesi sonucunda oluşan durumdur... detaylı olarak sözkonusu durumu incelersek:

    at, merada otlamaktadır. meranın güney ve doğu sınırları, orman arazisi ile sınırlanmıştır. at oldukça meraklıdır ve meranın ortasındaki otların da kısalmasıyla, ormanın yakınına gider... tırtıl ise, mutlu mutlu yaprakları kemirmekteyken hızını alamaz ve sapı kemirmeye başlar. (bkz: bindigi dali kesmek) kaçınılmaz olarak belli bir süre sonra zavallı yaprak zavallı tırtılın zavallı ağırlığını çekemez ve tırtıl yere düşer... tırtıl kendine ne olduğunu anlamaya çalışırken, güneşin altında takım taklavatı salmış olan atın yanına yaklaşır ve atın zkine tırmanır... at bu duruma anlam verememiştir, zkinin üzerinde bir şeyler oluyordur ama görünürde herhangi bir kısrak da bulunmamaktadır... halusinasyon gördüğüne inanan at bunun üzerine huylanarak kalkar ve meranın ortasında, en azından daha güvenli olan orijinal otlama mevkiine gider...

    ancak tırtıl atın zkinde mahzur kalmıştır... artık aşağıya inmesi mümkün değildir; üstelik koza zamanı da gelmiştir... bunun üzerine tırtıl milyonlarca yıllık içgüdüyle kozasını örmeye başlar... at, bu simbiyotik durumdan memnundur, çünkü kısmeti açılır ve ipek kaplamalı bir zke sahip olduğu için kısraklardan daha çok ilgi görmeye başlar... meradaki diğer aygırlar durumdan rahatsız olmuşlardır (bkz: genc aygirlar rahatsiz), çünkü kısraklara sordukları "ulan o herifin zki ipekle mi kaplı" sorusuna "evet" cevabı almaktadırlar... gel zaman git zaman, koza içinde kelebek gelişir, ve milyonlarca yıldır olduğu gibi bir gün kozasından çıkar... o da ne? kelebek atın zkindedir... ancak isvicreli bilimadamlari tarafından da belgelendiği üzere, kelebekler tırtıllık günlerinden herhangi birşey hatırlamamaktadırlar... bu nedenle kelebeğin bildiği ev, atın zkidir... uçmayı öğrenir, ancak akşamları dönüp dolaşıp atın zkine gelir...

    efendim, at sikinde kelebek, aslında sözkonusu sevgi pıtırcığı atı diğer aygırların kıskanmasından oluşan böyle bir yanılsama, hatta bilinçli dezenformasyondur... evet, diğer aygırlar, bunu çekememişlerdir; tevarih-i arzda böyle bir olay bulunmamasına rağmen kısraklar arasında bu at, ziki ipekten aygır efsanesi olarak dilden dile anlatılır durur...

    (bkz: gelecek program devenin bale pabucu)
  • "butterfly effect on horse" teorisinin dilimize yansımış hali
hesabın var mı? giriş yap