• kesinlikle doğru bir cümle.
    şimdi biraz açıklayalım:
    atatürk olmasaydı; bizler yani 0-75 yaş arası türkiye türkleri'nin çoğu olmazdı. bizim yerimize başka türkler olurdu! mesela ibrahim kutluay olmazdı da muzaffer canlı veya ismail oğlu çağrı gibi vatandaşlar olurdu. çünkü olaylar farklı gelişirdi.
    ha, eğer bu sözü sarfeden kişi "atatürk olmasaydı anadolu'da türkler (ya da bağımsız türkler) kalmazdı!" demek istiyorsa -en azından bence- yanılıyordur! o zaman türkler'in en "esaret aşığı" milletlerden biri olması lazımdı. tamam; görünmez esarete belki pek ses çıkarmıyoruz; fakat tarihte de görülebileceği gibi fiilen gerçekleşen işgalleri, yıkımları bir süre sonra ve tamamen atlatıyoruz. fakat bu, atatürk'ün yaptıklarını inkar etmeyi gerektirmez; böyle bir şey yaparsak yanlış olur.
  • önemli olan önermenin doğru olup olmadığı değil, böyle bir önermenin bulunmasının nedenidir.
    varlığını yeni kavramış ve "hayata" yeni gözlerini açmış, yaptığı şeylerden zevk alabilen, çevresini gözetleyebilen bir ilkokul çocuğuna atatürk'ü tanıttıktan sonra onun ne denli büyük işler başardığını göstermek için önerilen cümledir. ilk nedeni varlığını yeni farkeden çocuğun "vay be atatürk olmasa bunu yapıyo olamazdım" diye düşünmesini sağlamaktır.

    bilinç altına en basit cümlelerin indiği bilinir. varoluş ise büyük bir konu, büyük bir başarıdır. bu cümle küçük yaştaki çocuğun bilinç altına sessiz ve sakince, kendini belli etmeden oturur. bu, rejimin devam etmesi için gereklidir; diğer ülkelere nazaran, devlet tarafından küçük bireylerin bilinç altına işlenen pek az şey vardır. bu da onlardan biridir.
  • bu konuda yazan herkesin "hz. adem olmasaydı biz olmazdık", "alparslan olmasaydı biz olmazdık", "fatih olmasaydı biz olmazdık", hatta "hitler olmasaydı biz olmazdık" (atatürk'le hitler'i karşılaştırıyor denmez inşallah!) sözlerine de aynı tepkiyi vereceğini düşündüğüm ifade.
    o tepki de şudur: "hem doğru hem saçma!"
  • son derece doğru bir cümle..
    bunun en güzeli futbol maçlarında anlaşılır..örneğin bülent korkmaz adlı futbolcu geriden top çıkartacak..sağa doğru ümit davala'ya veriyor..davala'nın kanadından atak gelişiyor ve maç devam ediyor..galatasaray 2-0 kazanıyor..eğer ki bülent korkmaz sağa değil de sola, hakan ünsal'a verseydi o pası maç çok daha değişik şekilde seyredecek ve muhtemelen apayrı bir skorla bitecekti..o yüzden maç içinde yapılan en ufak hatalar bile çok önemli yansımalar getirir maça kanımca..bununla birlikte bu önermenin de doğruluğunu büyük bir heyecanla savunabiliriz..ama arkasından şunu da diyebiliriz..
    (bkz: kanuni olmasaydı biz de olmazdik)

    ayrıca bu bize %100'ü vermemektedir, veremez..elbette ki bir kısmımız hayatta olurdu, ama olmayan bir çoğunluk da olurdu kesinlikle..çünkü atatürk ırkların çoğalımını* etkileyecek bir davranış sergilememiştir..
  • tek başına önerme olarak ele aldığımızda varacağımız sonuç şudur: atatürk'ü doğuran koşullar 1. dünya savaşı'nda uğranılan yenilgi olduğuna göre ve osmanlı imparatorluğu'nu da savaşa ittihat terakki yönetimi soktuğuna göre "enver paşa olmasaydı atatürk de olmazdı" diyebiliriz. ama tabii bu cümledeki amaç bu değildir. türkiye'de yaşanan kişi putlaştırmasının bir tezahürüdür. tornadan çıkmış bir toplumda yaşamak istemeyen, insanları sadece "insan" olarak gören ve tarihi olayları "olduğu gibi" değerlendimeyi benimseyen toplum üyelerinin eleştirileri ve "çatlak sesleri"ni baştan kesmek için düşünülmüş bir demagojidir. bir toplumun nasıl çocuk kalabildiğini gösteren çok anlamlı bir örnektir. inandığı değerlere muhalefet eden görüşlerle fikri temelde mücadele etmeye üşenen, totaliten bir toplumu özleyen, babası olmadan ne yapacağını bilemeyen, gelişimini tamamlayamamış vatandaşların can simididir.
  • "atatürk olmasaydı biz olmazdık" görüşünü savunanlar, genelkurmay başkanlığı, yargıtay, mit, büyük basın ezcümle devletin ve kamuoyunun her kademesinde büyük bir gücü elinde tutanlarla aynı safta olmanın rahatlığıyla da olsa gerek, en küçük bir eleştiride aynı büyükleri gibi belden aşağı vurmayı, hakaret etmeyi büyük marifet zannederler.
  • bu görüşün savunucularından kimileri, ağabeyleri emin çölaşan'dan bile daha aşağıda bir seviyede bulunmayı becerirler ki, sadece bu yönleriyle bile takdir edilmeyi ve alkışlanmayı hakederler. işin aslı, şüphesiz ki onlar kendilerini küçültmekten başkaca bir iş yapmamış olmaktadır.
  • "bir insanın başarısını görmezden gelmek"le "başarı ne kadar büyük olursa olsun -en azından fazla- abartmamak" arasındaki farkı anla(ya)mayan ve de hakaret etmeden tartışamayan insanların, ısrarla sık kullanılan anlamının doğru olduğunu iddia ettikleri söylem.
    bu sözü eleştiren kişilerin (veya en azından hepsinin) "atatürk olmasaydı bugün türkiye dünyanın tek süper gücü olurdu!" diye düşündüğünü zanneden insanlar var galiba!*
  • doğrudur, o olmasaydı biz olmazdık, bizler yerine bambaşka birileri olacaktı.. mustafa kemal değil de başka bir lider kurtuluş savaşı'na önderlik etseydi bugünkü türkiye belki daha "laik" ya da tamamen "şeriata dayalı" ya da "sovyet uydusu" bir ülke olacaktı (belki de sovyetler birliği hiç yıkılmayacaktı kim bilir? kimse ama hiç kimse).. dönemin kurtuluş savaşı'na önderlik etme ihtimali olanlar içerisinde bir tek atatürk'ün başa geçmiş olması, kendisine rakip olabileceklerin şu ya da bu şekilde yarıştan çek(tir)ilmiş olması bugünden bakınca görebildiğimiz tek gerçek.. belki onunla yarışıp da öne geçen bir başkası (mesela mustafa suphi, mesela çerkez ethem, mesela mesela mesela) türkiye'yi ondan çok daha ileri götürecek kişilerdi, ancak onlar "kaybettiler" ve onları artık başka şekillerde hatırlıyoruz (tarih bu, ancak kazananlar tarafından, kazananların istediği şekilde yazılır).. belki de onun yerinde olacak kişiler bugün çok daha küçük bir yüzölçümüne sahip tamamen totaliter, dünya ile hiç bir bağı olmayan bir ülkenin tohumlarını ekeceklerdi.. ve belki bizler bugün bu ekrandan bile bihaber yaşıyor olacaktık..

    2003 türkiye'sinden 1920'lerin dünyasına bakacak, denklemdeki bir kaç değişkeni değiştirdiğimizde sonucun nasıl ve ne yönde değişeceğini tespit edecek kadar toplum mühendisliğimiz olmadığı ortadadır efendim.. zaten bu sözün arkasında durmak ya da tartışmaya açmak ne var olan tarihsel gerçekleri inkar etmektir ne de "yeniden tarih yazmaya teşebbüs"tür.. aynı cümle bütün toplumsal olaylar için kurulabilir; dolayısı ile bu sözü savunanlar da, yerin dibine sokanlar, konuşulmasın diyenler de kendi politik duruşlarını gösterirler sadece..

    konunun en güzel açıklaması için siz şuna bir bakıverin (bkz: kelebek etkisi)..

    ve alakalı olarak
    (bkz: büyük olayları tek bir adama maletmek)
    (bkz: tarihi kazananlar yazar)
hesabın var mı? giriş yap