*

  • kadikoy anadolu lisesi tarih hocasi.

    eli agir, derslerde soyledigi ilginc sozler ile kendi capinda efsane olan bir hocadir. sinif arkadaslarimiz bu ifadelerini not alirlardi. en unutulmazlari
    - bi kisi elimde kalacak... en de garibine rastlar
    - bazilarinda sekerleme alemetleri var
    - anamizin karnindan tarih ogrenerek gelmedik
    - arkadaslar bugun dersime hemen giriyorum (25 dakika gecikmisken)
    - ulan ellahsiz indir parmagini
    - yogurt yiyip dersime gelmeyin sakin
    - gulme oglum gulme birsey soracagim sap gibi ortada kalacaksin simdi.
    - feylesof gibi duruyorsun.
    - nooldu yavrum bunalim mi geciriyorsun
    - biliyorsunuz kavun karpuzda yatarak buyuyor.
    - bak arkadaslar bir susun derim iki susun derim sonra bir canli goruntu olur
    seklindedir. *
  • suadiye lisesi ve aynı zamanda st benoit'da da dönüşümlü tarih hocalığı yapmış (belki de halen yapmakta) bilge, bir o kadar da espritüel hocaydı zamanında* ..
    kendisi kalıplıydı gerçekten ama sinirlenip dövmek istediği öğrenciye* söylecek güzel bir sözü bulunurdu her daim..

    aklımda kaldığı kadarıyla*;

    *a.b -gel bakalım genç.. biliyorsun sabunda da kalıp var..
    *genç - hocam, ama lütfen..
    a.b - (sınıfa dönerek) ''bakın arkadaşın gözlerinden şua fışkıracak gibi.. görüyor musunuz ?'' ..

    tabiki sessizlik hakim olurdu bu arada gayri iradi..*ihtiyari..

    devamında ise okkalı bir osmanlı tokadı nakşedildiğini* görmekle kalmayıp duyardık* ..

    a.b ''işte şua şimdi oldu, yakıştı değil mi gençler(!?)'' derdi eşi benzeri olmayan davudi sesiyle..

    10 kasım anma törenlerini ''suadiye atlantik sineması''nda yaptıracak kadar da suadiye lisesi'nin etkili hocalarındandı ayrıca..

    sigara bulmanın biraz zor olduğu yıllarda -zor yıllar olarak anılmıştır- samsun sigarası* müptelası bu kıymetli hocamız, bildiği, tanıdığı, gene birşey bilemeyeceğini tahmin ettiği kurban öğrencilerinden birini bütünleme sınavlarında samsun sigarası almaya yollamasıyla da ünlüydü.. giden kurban dolayısıyla sınıfa dönemez, senesini de bir güzel kayberdi**..

    eşi* de tarih hocası olan atilla belgutay, aklımda kaldığı kadarıyla yıldıray şahinler'i pek severdi..
  • tarih soz konusu oldugunda oykuler, saray geyikleri, vs ile ilgilenmez “size neden-sonuc iliskisi lazim” derdi. fizyonomisi ve ders islemesi ile okul efsaneleri arasinda yer almistir. cusseli bir bedeni, buyuk bir kafasi vardi. davudi ses tonu ile sinifi cinlatirdi. acayip laflari karsisinda apisip kalirdik. sert mizacindan dolayi hep heybetli duran attila bey’i , bir gun oglunun elinden tutmus, okula gotururken gormustum. o kocaman adam, birden sefkatli “baba” cizgilerine burunmustu gozumde.

    belirtmeden gecemeyecegim: adinin iki “t” ile, a t t i l a seklinde yazilmasi konusundaki titizligi de dillere destandi.
  • lakabı taşkafa idi kendisinin... sonraları kocapençe de denmiş olduğunu duyuyoruz sağda solda..
  • sözlü, sınav, dersi dinlemeyenleri tespit etme gibi çeşitli sınıf olayları esnasında ''canlı yayına geçtim'', ''kırmızı ışık yandı, bilgisayar çalışıyor'' gibi enteresan alarmlar vermesiyle meşhur bir st benoit hocasıdır. işleniş yönünden bayık olan dersleri her an patlayabilecek bu tür sıradışı laflardan ötürü şahsen benim için hep iple çekilen saatler olmuştur. beni en çok etkileyen repliği ise şu şekildedir:

    (henüz dersin başında, yoklamayı aldıktan sonra sınıfa bakıp ön sıraların boş olduğunu gördükten sonra):

    - evet arkadaşlar, görevimiz tehlike; ön sıralara gelelim, ön sıralara gelelim...
  • "kendine çeki düzen ver,fatih senin yaşında istanbulu fethetti" tarzında bir azarlaması mevcut idi.
  • zamanında derste söylediği vecizeleri "atilladan inciler" adlı bir defterde toparladığım enteresan tarih hocası. defter de kabarıktı hani. hey gidi.
  • ölmüştür.
hesabın var mı? giriş yap