atiq rahimi
-
1962'de kabil, afganistan'da doğmuş, yazar, belgesel ve sinema insanı.
1984 yılında pakistan’a kaçmış ve fransa’dan siyasi sığınma hakkı elde etmiştir. sorbonne'da sinema öğrenimi görmüştür. günümüz afgan sanatının en önemli temsilcilerinden biri olan rahimi, fransa’da sürdürdüğü roman, fotoğraf ve belgesel çalışmalarıyla ülkesinde yaşananları dile getirmeye çalışmaktadır.
2000 yılında fransa'da ilk basısı yapılan khakestar o khak kitabı bir çok dile çevrilmiş, sonunda türkiye iş bankası kültür yayınları'ndan, ali berktay çevirisi, toprak ve küller adıyla basılmıştır. rahimi, yönetmen koltuğuna oturarak kitabını 2004 yılında da filme çekmiştir. -
farsçası;
syngue sabour.
fransızcası ise pierre de patience
olan
sabır taşı adlı romanıyla ,
fransa'nın en prestijli edebiyat ödülü olduğu söylenen "goncourt" u kazandığı bugün açıklanan,
romanlarını fransızca ve farsça yazan,
fransız ve afgan yurttaşı yazar.
http://www.leparisien.fr/…our-10-11-2008-305990.php -
(bkz: khakestar o khak/@kivikocan)
-
-
kendisine laflar ettigim yazar. (bkz: #42544873), (bkz: syngue sabour/@haydi abbas vakit tamam)
beni cok ofkelendirdi.
kahrolsun atiq rahimi! -
syngue sabour isimli romanının film uyarlaması ile ilgili (bkz: #48279352).
maudit soit dostoievski isimli beni delirten romanı içinse (bkz: #42544873). -
(bkz: kahrolsun dostoyevski) kitabının yazarı. suçu ve cezayı bir de afgan topraklarında aramış yazar. raskolnikov afganistanda yaşasaydı ne olurdu gibi bir kitap ama asla bir paralel evren kitabı da değil.
-
(bkz: sabır taşı) kitabı okuyalı belli bir süre geçmesine rağmen iki gündür olaylar gözümün önünden akıp geçiyor. kendimce kadının neler hissettiğini yakalamaya çalışıyorum. bu durumu çevremdeki insanlar üzerinde de gerçekleştirdiğim sıklıkla oluyor. her neyse kitaba geçeyim, baş karakterimiz bir kadın. evlendikten sonra kocasını savaşa gönderen ve kocasının savaşta aldığı yara nedeniyle bitkisel hayata girmesini ve bu süreçte yaşadığı duygu ve hisleri anlatıyor. kocasından yanıt alamayışının dramını yaşıyor. kocasını savaşa gönderdiğinde de yoktu, savaştan geldiğinde de yoktu!! bir taraftan savaşın saçmalıklarını anlatırken diğer taraftan doğu medeniyetindeki aile yaşamından bizlere ipuçları veriyor. yani yazar bir kadın gözüyle eşlerin varlığını sorguluyor gibi sezinledim. kadın, bir ölüden farksız olan kocasına söyleyemediği ne varsa haykırarak söylüyor, diğer taraftan da yapmayacağım dediği şeyleri de yaparak yalnızlığını doldurma çabası içine giriyor. bazı noktalara semboller koyan yazar okuyucunun kendisini anlamasını istiyor. bir kadının yalnızlığını.roman oldukça kısa, öz ve akıcı. diğer taraftan kadının iç dünyasını yansıtışı ise başarılıydı. keyifli okumalar…
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap