• (bkz: artroskopi) olarak bilinen '''görüntüleme yöntemi'''nin(operasyon veya cerrahi yöntem değildir) yanlış yazılmış hali.

    (bkz: aramaya inanmak)
  • yaklaşık bir hafta önce menisküsten şüphelenilerek, "mr'da garip bişiy daha var, atroskopla girmeden anlayamayacağız." denilerek tanıştığım, genel ya da spinal anestezi ile uygulanabilen tanı yöntemi.
    ben genel anestezi tercih ettim. çünkü, spinal anestezi için sonda takılabiliyor ve sonrasında haftalarca baş ağrısı çekiliyor. baş ağrısı için doktorlar devamlı kahve, bitter çikolata ve kola öneriyor fakat hem diyabet hem ibs olduğum için bu gıdaları tüketemiyorum. bu yüzden de kim takar küçük enişteyi deyip genel anestezi ile oldum. biraz süreçten bahsedeyim. ameliyattan önce sağlam bacağınıza dolaşımdan etkilenmesin diye parmakları açık kasığa kadar uzanan sımsıkı bir çorap giydiriyorlar. ameliyat bacağınıza işaret konuluyor.
    ilk gün: ameliyata "al aşkını sok gözüne" dinleyerek girdim. uyandığımda hipotermi geçiriyorum sandım. donuyordum. sol bacağım komple yok.
    doktor geldi. menisküs değilmişim. dizimdeki ödem kıkırdağımı eritmiş ve sürtünmeyle eklemimde kırıklar oluşmuş. ilerleyen günlerde kök hücre tedavisi olmak gerekirmiş. bir hemşire gelip kan sulandırıcı iğne yaptı.
    ikinci gün: ayağımın altına yastık tepiştiriyorlar. bacağımı ters c olacak şekilde aşağı doğru geriyorlar. acı eşiğim yüksek ama canım yanıyor. kendi çabamla yataktan kalkmam mümkün değil.
    üçüncü gün: taburcuyum. birtakım fizik tedavi hareketleri verildi. fakat yapamıyorum. sürekli sırtüstü yatmak çok yorucu. sargıları açıp pansuman yaptık. dizimi gördüm. iki tarafında ikişer dikiş var. dizim iki buçuk kat şiş durumda. ısrarla yürüme çabasındayım.(doktorum böyle istediği için.)
    dördüncü gün: dışarı çıktım be sözlük. bir kat merdiveni 27 dk'da indim ve sokağa çıktım. yardımsız. çok mutluluk verici.
    beşinci gün: sinemaya gittim. yatarken pozisyon değiştirmeye başladım.
    altıncı gün: koşabilecek kadar ağrısız hissediyorum. ama ayağa kalkınca ağzımın payını alıyorum. tüm fizik tedavi hareketlerimi tekrar edebiliyorum. mutluluk.
    yedinci gün: çok yağmurlu bir gün ve zonklamalar var. sakat kalma ihtimalim varmış. bilmiyordum, öğrendim. pansuman için bacağımı açtık. çok az bir şişlik kalmış. dikişler iyi durumda. sekerek de olsa günlük hayatıma devam ediyorum. ısrarla yürüyorum. bu hayatta azimin gerçek manası olmama az kaldı sanki.

    gelişmeleri edit ile yazmaya devam edeceğim. anestezi kafasına puanım 9/10.
    medipol mega hastanesinde görev yapan ortopedi doktorum mehmet akif çaçan'a ise puanım 10/10.

    edit:
    10.gün: prp uygulandı. kanımı aldılar. bi işlemden geçirdiler. sarı bi jöle elde ettiler. onu da dizimin içine incecik bi iğneyle enjekte ettiler. ilk etapta ciddi bi dolgunluk, sıkışıklık oldu.
    11.gün: ağrı yok! istediğim gibi yatıyorum. hala topal martıyım ama en azından basabiliyorum. fizik tedavi hareketleri ağırlaştırıldı.

    edit 2: aradan geçen 10 ay sonrasında bir edit daha yazmaya karar verdim. atroskopiyle bi alakası olmasa da, doktorum harika olsa da, sonuç olarak sakat kaldık. koşmak haram. kitlenmek allahın emri. hayat kalitesi sıfır. neşe ve coşku gırla. üstüne bi de omuzu yırttım. doktor "küçük bi atroskopiyle bu devasa yırtığı hallederiz." dedi. yok ben almıyım diyerek oradan uzaklaştım. atroskopi ameliyat değil, bir tanı yöntemi derlerse, gülün ve odadan ivedi bir şekilde çıkın.

    edit 3: 1,5 yıl sonunda sakat kaldığım kesinleşti. ileri seviye kondromalazi ve buna bağlı ciddi kemik iliği ödemi sebebiyle topal martı olarak devam ediyorum kalan ömrüme...
  • (bkz: artroskopi)
hesabın var mı? giriş yap