• batıya yağmur çok yağdı, sulamayla uğraşmadılar, tarımı ondan çok gelişti, parası bol oldu, sanayisi de gelişti, doğu hep susuzluktan muzdaripti, yapay sulamayla uğraştı, randıman alamadı, fakir kaldı diyen bi teorem vardı sözlükten öğrendiğim, lakin bakınız verecektim, bulamadım başlığı..
  • avrupa birliğine girmesi.. ya da ben bu konuyu biraz daha düşüneyim..
  • avrupanın coğrafi olarak bereketli hilal'e yakın olması ve bu bölgede gelişen medeniyelerle sık sık savaşması.
  • (bkz: orta dünya)
  • kendilerini önemsemeleri...*
  • - nedir çocuğum sebepleri bu avrupalının ileriye gitmesinin? *
    - eee... domuzlar hocam!
    - aferim. tüf mantarı olacan sen.
    - varın, yiyin hocam.

    *
  • avrupa 15. yüzyıla kadar nispeten fakir, hastalık ve açlıkla boğuşan, politik olarak tamamen parçalanmış bir kıtayken iki yüzyıl sonra dünyanın en uzak uçların kadar sokulmuş ve üstünlüğünü kabul ettirmeye başlamıştı. bunun nedenleri çok karmaşıktır. ancak yeni kuşak tarihçilerin verdiği (bana da gayet doyurucu gelen) yanıt parçalanmışlığın dünyanın diğer bölgelerinde görülmeyen bir rekabete yol açması, rekabetin de tekamülü tetiklemesidir. nitekim kaynakları kıt ve vasat boyutlu avrupa coğrafyası olması gerekenden kat kat fazla sayıda değişik kültür odağı ile bağımsız politik güce ev sahipliği yapıyordu. bu birimler arasındaki karmaşık siyasi ve ekonomik ilişkiler önce modern finans sistemi ve diplomasiyi ardından da teknoloji yarışını doğurdu. birimler (devletler) arasındaki ilişkiler çok fazla miktarda yazılı belgeye ihtiyaç gösterdiği için matbaa icad edildi ve bir iletişim devrimi gerçekleşti. böylece ekonomik, kültürel ve teknolojik devrimler çok daha hızlı avrupa içinde yayılabildi. latince gibi bir ortak bilim dilinin varlığı da bunda etkili oldu. ardından askeri devrim yani ateşli silahlar ile yelkenli gemiler geldi. ateşli silahlar gerçi çok daha önce asya ve yakındoğuda kullanılmaya başlanmıştı ancak buralardaki güçlü merkezi otoriteler (osmanlı imparatorluğu, çin, hint-moğol imaparatorluğu) bunların kullanımının yaygınlaşmasını varlıklarına tehdit olarak algıladılar ve bu icatları başarılı şekilde kontrollerine alıp kısıtlayarak durağanlık ve yerinde saymaya neden oldular. halbuki parçalanmış avrupada merkezi otoritenin yokluğu hem topun hem de yelkenlinin rekabet ortamı içinde hızla gelişip güçlenmesine neden oldu. 16. yüzyıla gelindiğinde iki icat birleşti (bkz: pruva hattı kalyonu), bir de üzerine bunları destekleyecek modern devlet ile finans-kapital eklenince avrupalılar kürenin en uzak köşelerine dek uzanmaya ve silah üstünlüklerini konuşturarak ihtiyaç duydukları her türlü materyali kendi ülkelerine akıtmaya başladılar. bu durum artık avrupayı ancak birkaç onyıl önce son bulabilen küresel üstünlük sürecine geri dönüşsüz olarak sokmuş oldu. daha ayrıntılı okumalar için

    paul kennedy, büyük güçlerin yükseliş ve çöküşleri, iş bankası yayınları
    geoffrey parker, askeri devrim, küre yayınları
    george huppert, after the black death, indiana university press (annales okulunun tüm tezlerini su gibi bir üslupla bir araya getirip özetleyen bir başyapıt, her kütüphanede bulunmalı)
  • (bkz: türk girmesi)
  • (bkz: kısfmet)
hesabın var mı? giriş yap