• neşet ertaş'ın babasına neden "ay dost deyince yeri göğü inleten" dediği şu yalan dünyadan usandım adlı bozlağı muharrem ertaş'ın sesinden dinleyince anlaşılabilir.
  • (bkz: avşar elleri)
  • ay dost, doktor arkadaşım 1.5 yıl önce evden kovulmuş, daha doğrusu 'sen çıkacağına düzen aynı kalsın ben çıkayım,' demiş, kiraya çıkmıştı. o zaman biz karımla koltuk takımı değiştirmeyi hızlandırdık ve bizim berjer ve l koltuk takımını onun yeni evine gönderdiydik. (bkz: evden kovulmak/@ibisile)

    ata kültü danışmanım, gençlerin sisler bulvarı temizleyicisi, en karmaşık duyguların kördüğüm çözeri, canı sıkkın bezgin ay dost, seni nasıl sevmem, nasıl gözlerinden balık tutmam ahir ömrümde?

    arkadaşımın eşinin bir otomobil kasedinde habersiz çalarken duyduğunda önce yerinden fırlayıp sonra ilk tepkisinin estağfirullah demek olduğu şu yalan dünyadan usandım bozlağının giriş sözleri. muharrem ertaş öyle ani girişler yapıyor ki, hadazır dinlerken bile zıplatıyor, ürkütüyor, irkiltiyor. duymadan olmaz..

    ay dostun zılgıt analizinden sonra ben kendim hakkında:
    çevremde zeki çok insan var. o bakımdan parlak ve zekiyim ama çevremdekilerin en iyisi değilim. en cesuru, en iyi kalplisi değilim. belki aralarındaki en esneğiyimdir. ve en olumlularından biri. yaşamsever, derssever, yarışsever, aksiliksever, eğlencesever. çok değişik yaşam bölmelerinde, felaket olabilecek alanlarda hem güçlü hem şanslı bulundum. bunlardan birini benimle yaşantı veya özellik olarak paylaşan ötekini aynı anda paylaşamaz çoğunlukla. kapasitemin azını mı kullanıyorum, kapasiteyi maksimize ederek mi kullanıyorum emin değilim. ama hayatı anlama* şansına erişebilecek şanslılardanım, kasmama gerek yok.
    betimlenişimde, çözümlememde eşitlikçilik özelliği çok doğru saptama, ona sahip çıkmak öyle olmak isterim. bittabi kibir ve ukalalık ölçülerim var, ama eşit görme bireyi ve deneyimini hep kendine bırakarak, az yargılayarak merak eden yanımı üretiyor. kendime de fırsat tanıyor, özgür veya bağımsız oluyorum.
    benim için doğru betimleyici gibi geliyor, ama aşka aşık olduğum bile şüpheli. belki hem meraka hem acıya, hem hüzne aşığım. bunların peşinden gelebilecek çözülmeye, sevince de aşığım. yani istekli diyelim.
    bilimci bir tavrım var, ama daha çok bilime değil irademe saygı gösterip sahip çıkıyorum. isteme ve yönelme hakkıma. hayatta ve ilişkilerde, gözlemlerde romanı veya yaşamı anlamasının yolu ve malzemesini topluyor ibisile. o bakımdan olumsuz-karşıtlarına bile minnettar. az yaşıyor olma duygusuna karşılık çok düşünüyor ve sezmeye çalışıyor. çok yaşadığımı, çok delişmen olduğumu zannetmiyorum. olan kadarından olumlu ve olumsuz tadımlar ve çıkarımlar yapıyorum.
    eleştiriye neredeyse kapalıyım, ama tam o kadar değil. eleştiriyi asla yansız değil, her zaman savunmayla, savaşmaya hazırlıklı karşılarım. hiç dinlemeyen, hiç eleştiriden etkilenmeyen değilim, hatta tersine, eleştiri karşısında özgün halimden daha ters oluyorum. o da bir tür etkileşim, yerine göre deney. dengeyi de az eleştiren halimle kuruyorum. az eleştiririm, az eleştiri kabul ederim.
    süper koca olamam, özelliklerimden belli, ama güçlü ve sorumlu ve iyilerden sayılacak bir koca olduğuma inanıyorum. evliliği de seviyorum ve iki boşanmadan sonra hala evliliğe uygunum. belli tarihten beri evliliğe hiç kökten toptan veya duygusal karşıt olmadım. her birimiz gibi evlilik kendisi mükemmel değil. tam biz gibi ve bize göre. hatta gerek küçümsenen gerek kavga edilen eşlerin felsefi ve psikolojik olarak varoluşsal değerleri azımsanıyor. günah keçisi yapılan her şey gibi bu kötü eş mevzuu.

    (bkz: aydost)
    (bkz: aydos)
    (bkz: bir dost/@ibisile)
    (bkz: can dost), iyi dost
hesabın var mı? giriş yap