*

  • ayakkabi dunyasından gelen ahmet ayakkabı'nın memleket hasretini buram buram hissedebileceğiniz iddialı dükkan ismi.
  • muazzam rakamlar barindiran indirim kuponunu elimde tuttugum ve sonsuza kadar oylece tutacagim bereketsiz dukkanlar zinciri. zevksizlik abidesi bir yapim dimaginin urunu kataloglar sahibi.
  • ayakkabı market, shoe center, pabuç dünyası gibi boku çıkmış versiyonları olan, eski kundura cıların yeni ayakkabı mağazası.
  • carrefour ya da tepe m1'lerin hemen hemen hepsinde bulunan, ayakkabı dışında spor kıyafet ve malzemeleri, çorap, çanta, ayakkabı boyası, terlik te satan mağaza.
  • sahibi akbacakoğulları ayakkabıcılık a.ş. dir. merkezleri şimdilik ankara da'dır. sahipleri ankara beypazar'lıdır. çok eski ve köklü bir aile şirketidir. ayakkabı dünyası ismi her sektörde taklit edilmiştir. (bkz: kahve dünyası) (bkz: simit dünyası)
  • dukkan tasarimlari degisen, poset tasarimlari degisen ve satis esnasinda fis-fatura icin kartonet föy de kullanan ayakkabici.
    sinek avliyorlar gibi bir dusunce hasil oluyor insanda ama bunca insan ac olamaz...
  • alınan converse lerin bunların yanları açıldı diye 2 kere değiştirmeme olanak sağlıyan "bu gidişle batacaaanız" dedirten mağazalar zinciri.
  • izmit ncity alışveriş merkezi 'nde bulunan şubesinde * yapılacak alışveriş sonrası pişmanlık duyulabilecek bir markaymış, ben bugün bunu gördüm.

    bu kriz döneminde bile kimi markaların satış patlaması yaparken * * kimilerinin neden sivrisinek avladığını bugün daha iyi anladım. ürününe sahip çıkmak, müşteri memnuniyetini önemsemek gibi önemli bir özelliği bünyede barındırmak yada barındırmamak, bütün mesele buymuş meğer.

    efendim bu kısımdan sonrası biraz hikaye, istemeyen okumasın, yorulmasın. neden yukarıdakileri yazdığımı anlatayım da boş yere bok attığım sanılmasın. dinleyenler de kıssadan hisseyi çıkarsın.

    bundan 1,5 ay önce söz konusu mağazaya gidilmiş, acil ihtiyaç olmamasına rağmen %40 indirimin hatırına kişi için vaz geçilmez ve değişmez bir model olan stan smith alınmıştır. ayakkabı denenmiştir ancak üzerinde sarı lekeler, tabanında da denenirken zeminle temas edildiğinden oluştuğu bariz olan kirler fark edilmiş, satış danışmanından depodan daha temiz bir model istenmiştir. depodan gelen ayakkabı da didik didik eden müşteri moduna girmemek adına pek incelenmeksizin kapıldığı gibi kasaya gidilmiş, ödeme yapılmış, evin yolu tutulmuştur.

    aradan 1 ay gibi bir zaman geçince ayakkabı giyilmeye karar verilmiştir ancak bir sorun vardır. ayakkabı sıkmaktadır. bakıldıgında görülür ki istenilen numaradan yarım numara küçük ayakkabı verilmiştir depodan. neyse giyelim birşey olmaz yarım numaradan denilir ve binadan çıkılır ki, çıkıldığı gibi geri dönülür, ayakkabı sıkmaktadır.

    sonraki hafta fırsat bulunur ve mağazanın yolu tutulur. durum anlatılır, değişim süresinin 1 ay oldugu bilinmesine rağmen müşteri memnuniyeti adına ürünün değişimi rica edilir. fatura ve barkot kutunun içerisindedir. ancak yönetici ürünü kullanıldıgı gerekçesiyle değiştirmez. halbuki ürün kullanılmamıştır, üstelik 1. ayakkabıda bulunan sarı lekeler ve tabandaki siyahlık bu ayakkabıda da vardır, yönetici bu durumdan müşteriyi sorumlu tutar. (bkz: oha) bu kadar da kendi ürünlerinden ve ürünleri saklama koşullarından habersiz yöneticilere, çalışanlara sahip bir mağazadır bu mağaza. eğer her mağazası ncity'deki gibiyse ayvayı yemiştir bu marka.

    demekki neymiş kıssadan çıkarılacak hissemiz;

    daha da gelmem ayakkabı dünyasına *
  • sahibi mehmet akbacakoğlu'nun 4000'e yakın parçaya sahip bir ayakkabı koleksiyonu var. ayakkabı sevgisi öyle içten ki, neredeyse tüm ayakkabıların tek tek hikayesini anlatıyor. çalışma ofisini - masası dahil- ayakkabılar esir almış durumda. koleksiyonda anadolunun değişik şehirlerinden ve bir çok ilginç yerden topladığı, kronolojik sıraya göre ayırdığı parçalar var. saf yılan derisi mi dersiniz, çarık mı, hintli bir gelin ayakkabısı mı, devekuşu derisinden yapılmış olan mı, 150 yıllık bir takunya mı, yoksa erzurum'dan gelen en az 100 yıllık bir kayak takımı mı?
    umarım en yakın zamanda güzel bir müze haline gelebilir burası.
    ayakkabı dünyası için yazılan onca kötü şeyi okuduktan sonra üzüldüm. çünkü yukarıda anlatmaya çalıştığım kadarıyla ayakkabıya önem veren, ayakkabı için yürüyen sanat diyen bir sahibi olan yerli firmanın daha dürüst ticaret yapmasını beklerdim ister istemez. umarım kendilerine yakışan şekilde davranırlar.
hesabın var mı? giriş yap