• julien benda kitabı. orijinal adı: la trahison des clercs.

    özellikle türkiye'deki gazetelerin köşelerini kapatmış, elini çenesinin altına dayayarak poz veren sözde aydınların, sürekli tv programlarına çıkıp iktidar dalkavukluğu yapan profesörlerin, dünyaya mal olmuş (!) yüce sanatçıların, özetle topunun okumaları için suratlarına fırlatılması gereken bir şaheser.

    okusunlar da yüzleri kızarmasa bile biraz da olsa utansınlar. utanma duyguları kalmışsa hala tabii...

    kral sofralarında yemekten yanakları tombul tombul olan çakma entelektüelleri anlatmış bu kitapta benda. eleştirilerden kendi ülkesi fransa da nasibini almış. cem soydemir harika bir türkçeyle çevirmiş. doğubatı yayınlarından.

    yazarın hangi tarih aralığından yaşadığına, bu kitabı ne zaman yazdığına ayrıca dikkati çekerim. öngörüsü bu denli kuvvetli olan bu insanlara sonsuz bir saygı duyuyorum.

    bunun ardından mutlaka okunması gereken bir diğer kitap için (bkz: entelektüel) (bkz: edward said)
  • "modern" aydının ihtiraslara kapıldığını anlatan julien benda kitabı.
  • vizyondaki korku filmi. cast çok zengin.
  • edward said entelektüel'de epey övüyordu bu kitabı. gerçekten sağlam bir kitap. zaten benda'nın ruhban sınıfı/( hakiki) aydın dediği edward said'in entelektüel kavramıyla çok benziyor. "benim yurdum bu dünya değildir!" diyen herkesi kastettiğini söylüyor benda. edward said ise entelektüel'in yersiz yurtsuz* olması gerektiğini söylüyor.

    kısa önsözü net ve vurucu.

    oldukça sistematik bir yapısı var kitabın. fakat bu açık ve sade sistematik yapıya ve yazarın düşüncelerini çok berrak şekilde açıklamasına rağmen türkiye'de çooook çok az insanın anlayabileceğini düşünüyorum. hem yahudi düşmanlığını, hem yahudi milliyetçiliğini yeriyor. burjuvazinin sosyalistlere göre ahlaki üstünlük amacının da olmasının onların daha "güçlü" olduğunu söylüyor. çıkar kaygısından doğan milliyetçilik ile onurdan doğan milliyetçiliği karşılaştırırken teknik bir gerçekçilikle çıkar kaygısından doğanın reel politik konusunda daha esnek olmasının daha "zararsız" olduğunu anlatması, onur ve cesaret gibi tabu kavramları irdeleyip bunların/bu kavramların vurgulandığı sosyal olguların zararını ve tehlikeliliğini anlatıyor. türkiye'de neredeyse herkesin malul olduğu okuduğunu anlama eksikliği ve critical reading yoksunluğu yüzünden bu nüansların anlaşılabileceğini düşünmüyorum.
  • aydın tipolojisi temelinden bir modern dünya tenkidi.

    benda'nın metni "siyasi ihtiraslara" kapılan herkes tarafından karşı tarafın aydınlarına yönelik ithamlara fazlasıyla müsait. dolayısıyla benda üzerine konuşmadan evvel kişi dönüp bir kendine, arkasındakilere bakmalı ve benda'nın idealleştirdiği o aydın tipinin artık var olmadığını fark etmeli.

    "devlet, ülke ve sınıf artık açıkça tanrısallaşmıştır: birçok insan için (ve bazıları bundan gurur duyar) tek başlarına tanrısallaştıklarını bile söyleyebiliriz." diyen benda'ya carl schmitt'ten bir selam getirelim ve ortamı terk edelim : "modern devlet kuramının bütün önemli kavramları, dünyevileştirilmiş ilahiyat kavramlarıdır."
  • “modern yurttaş için milliyetçilik ihtirasının pek o kadar da milli çıkarların bilincinde olmayı gerektirmediği herkesin malumudur (modern yurttaş, milli çıkarları tam olarak algılayamaz, bunun için gerekli bilgiden yoksundur ve buna ulaşmaya da çalışmaz), onun için önemli olan milli onurdur, kendisini milletiyle bütünleşmiş hissetmek ister, milletine yönelik aşağılamalara ve milli onurunun zedelenmesine tepki vermekten başka bir arzusu yoktur.”

    “modern “aydınların” vatanperverliğinin bir özelliği de “aydınların” kendi düşünce biçimlerini milli düşünce biçimi ile ilişkilendirme arzusudur ve bunu da doğal olarak diğer milli düşünce biçimlerine karşı öne sürerler.”

    “onlar için, devleti güçlü kılmaya yönelik bir eylem ahlaki bir nitelik taşır ve tam da öyle olması gerektiği için öyledir, eylemin nasıl ve ne olduğu önemli değildir. siyasete hizmet eden kötülük, kötü olmaktan çıkar ve iyi olur.”

    bu ve bunun gibi birçok çıkarımı 1927 yılında yaparak günümüzü net bir şekilde görebilmesi sebebiyle ciddi bir övgüyü hak ediyor benda. alıntılara baktığınızda aklınızda bugün ülkemizde var olan pek çok sözde “düşünür ya da aydın” direkt gözünüzün önüne geliyor.
hesabın var mı? giriş yap