• eskilerden bir şiir. kime aittir bilmem. okuma bayramlarının değişmez şiirlerindendir. her dizesi farklı öğrenci tarafından okunur.

    şöyle:

    yılın ilk ayı ocak, kar yağar kucak kucak
    ikinci ay şubattır, soğuğu çok berbattır
    mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır
    nisanda çiçek açar, sevinçle kuşlar uçar
    mayısta kiraz yeriz, kuzuları severiz
    haziranda yaz başlar, dağılır arkadaşlar
    temmuz ateş püskürür, herkes gölgeden yürür
    ağustos ondan beter, durmadan dökeriz ter
    eylüle yoktur sözüm, getirir incir üzüm
    ekimin yağmuru çok, ama pek soğuğu yok
    kasımda ayva yeriz, paltoları giyeriz
    aralık yılın sonu, soğuktur eni konu
    bu 12 arkadaş, bizlere olur yoldaş
    hepsi güzel sevimli, çalışana verimli
  • (bkz: #37219580)
  • ayların oluşumu antik roma dönemine dayanır. o zamanlar bir yılın 365 gün 6 saat sürdüğü bilinmektedir. bir yıl venüs, mars, terminus (gençlik) ve luventus (yaşlılık) diye dört aya bölünmüştür. ancak julius sezar döneminde bir yıl içerisindeki bu ayrım yetersiz görülür ve sezar takvimde yeniden düzenlemeye gidilmesini ister. bunun için deo, dönemin ünlü mısırlı astronomi bilgini sosigenes’e emir verir. sosigenes uzun çalışmalar sonucu şöyle bir çözüm üretir:

    – 1 yıl 365 gün sürecek.
    -her yıldan 6 saat artacak ve 4 yılda bir artan bu saatler takvime 1 gün olarak eklenecek, böylece o yıl 365+1=366 gün olacak.
    -366 gün ise 12 aya bölünecek. fakat 366 tam olarak 12’ye bölünmediğinden ötürü 6 ay 30 gün, 6 ay da 31 gün olacak.

    365 gün ise bu aylara şöyle dağıtılmış: julius sezar’ın emriyle 365 gün çeken yıllarda en son aydan düşülmesi sağlanmıştır. tabii o zamanlar yılın son ayı februarius yani şubat, yılbaşı ise mart’tır. böylece şubat ayı dört yılda bir 30 gün diğer yıllarda 29 gün olmuş. sezar bir de doğduğu aya kendi ismini vermiş ve ismi julius (july) olmuş. daha sonra imparator olan augustus da sonraki aya kendi ismini vermiş: augustus (august). ancak sezar’ın ayı 31 gün çekerken, augustus’un ayı 30 gün çekiyormuş. bunun üzerine augustus da emir vermiş. yılın son ayından bir gün alın benim ayıma ekleyin diye. böylece şubat’tan 1 gün daha alınmış, o günden sonra şubat ayı dört yılda bir 29 gün, diğer yıllarda 28 gün, sezar’ın ayı temmuz ve augustus’un ayı ağustos da peş peşe 31 gün çeker olmuş.

    peki, günümüzde kullandığımız ayların isimleri nereden geliyor? bu sorunun cevabı biraz karışık. gerek hicri takvimi bugün hiç kullanmamamıza rağmen bazı ayların köklerinin arapça ve süryanice olması gerekse aynı ayların yahudi takvimlerinde de kullanılıyor olması, aylar hakkında bir genelleme yapmamıza engel teşkil etmektedir. galiba bunun nedeni de osmanlı gibi içinde birçok milletin yaşadığı bir imparatorluktan gelmemizden kaynaklanıyor.

    ocak (january): eski ismi kanunnisa’dır. kanun, süryanice bir kelime olup ocak, fırın anlamına gelmektedir. havalar iyice soğuyup ocaklar yakıldığı için bu ad verilmiştir. eski roma’daki ismi januaris’dir. janus, roma mitolojisinde iki yüzü olan bir tanrıdır.

    şubat (february): süryanicedir (şabat-şobat-şebat). eski roma’daki adı februarius’tur. februum arınma anlamına gelmektedir. februa ise romalıların günahlarına kefaret olarak kurban kestikleri arınma festivaline verilen isimdir. februarius, roma’da yılın son ayı olduğu için yeniden doğuş, zamanın başlangıcı gibi anlamlara gelmektedir.

    mart (march): roma’da yılın ilk ayı olup adı martius’tur. savaş tanrısı mars’tan ismini alır. kış bastırınca ara verilen savaşlara bu ayda kaldığı yerden devam edilirdi. savaş tanrısının adı bu yüzden bu ayın adı olmuştur.

    nisan (april): süryaniceden, nisannus kelimesinden gelir. yılın dördüncü ayı manasındadır. roma’da aprilius denir, aşk-güzellik tanrıçası afrodit’in ayı olarak kabul edilirdi.

    mayıs (may): roma mitolojisinde bahar-bereket tanrıçası olan miai’den gelir. bu ayda miai için şenlikler düzenlenirmiş ve miai’nin bayramı kutlanırmış.

    haziran (june): süryanicede hazuran kökünden gelir ve sıcak anlamını taşır. bu ay için sıcakların başladığı zaman anlamında kullanılmıştır. roma’daki adı junius olup, ayın adı yine bir tanrıça olan juno’dan gelmiştir. gençlik, genç anlamlarına gelir.

    temmuz (july): eski babil’de üreme ve bereket tanrıçası tamuza’nın ayı olarak kabul edilir. bu ayda tanrıça tamuza için dam (süryanicede kadın demektir) kökünden gelen dumuzi adında festivaller düzenlenir. roma’da sezar, daha önceden de belirttiğimiz gibi, takvim oluşturulurken bu aya kendi ismini vermiş.

    ağustos (august): imparator octivivus’un ünvanı olan augustus’tan gelir. octivivus en görkemli icraatlarından biri olan iskenderiye’nin fethini bu ayda gerçekleştirince sezar döneminde sextilis (altıncı ay) olan bu ay augustus’a çevrilmiştir.

    eylül (september): süryanicede aylul (üzüm), yani “üzüm ayı” anlamına gelmektedir. roma’daki adı september olup yedinci ay manasına gelir (septi-yedi). o zamanlar mart, yılın ilk ayı olduğu için böyle denilmiştir.

    ekim (october): eskiden süryanice olan teşrin-i evvel (ilk teşrin) adı verilirdi. bu aya ekim yapılıp tarlalar sürüldüğü için ekim adını verilmiştir. roma’da october (sekizinci ay).

    kasım (november): eskiden süryanice olan teşrin-i sani (son teşrin) denirmiş. bu aya arapça kökenli, ayıran-bölen anlamına gelen ‘kasım’ adını vermişiz. nedeni ise eskiler, kasım ayından itibaren 180 günlük süreler halinde ruz-i kasım ve ruz-i hızır diye yılı ikiye ayırırlarmış. roma’da november’dır (dokuzuncu ay).
    aralık (december): türkçe bir kelimedir. eski yıl ile yeni arasında kaldığı için bu aya ‘aralık’ adı verilmiştir. roma’da december (onuncu ay).
  • ibrani takviminde aylar şöyle sıralanır:
    1. tişri (resmi açıdan ilk ay)
    2. heşvan
    3. kislev
    4. tevet
    5. şevat
    6. adar
    [veadar (artık ay)]
    7. nisan (dini açıdan ilk ay)
    8. iyar
    9. sivan
    10. tamuz
    11. av
    12. ilul

    yastıkname dipnotları ve eklerine göre japonya'da heian döneminde aylar:
    1. filizlenme ayı (ocak)
    2. çamaşır serme ayı (şubat)
    3. serpilme ayı (mart)
    4. havlupüskülü ayı (nisan)
    5. çeltik filizi ayı (mayıs)
    6. susuz ay (haziran)
    7. şiir yazma ayı (temmuz)
    8. yaprak dökümü ayı (ağustos)
    9. uzun gece ayı (eylül)
    10. tanrıların olmadığı ay/kaminazuki (ekim)
    11. kırağı ayı (kasım)
    12. yılın sonu/koşan keşiş ayı (aralık)

    [japon (ay) takvimiyle batı (jülyen) takvimi arasında 17 günle 45 gün arasında değişebilen bir fark olduğu, japon takviminin batı takviminin yaklaşık 1 ay ilerisinde unutulmamalıdır.]

    (bkz: ay/@ibisile)
  • (#26247379) ilk entry de bahse konu şiir rakım çalapala'ya ait olup beni ilkokul zmaanlarıma götürmüştür. (bkz: rakım çalapala)
  • sıkı durun, sıralayacağım yıl parçalarıdır.

    --- nefret edilesi bok gibi aylar ---
    12. ekim: sonbaharın (sinüzoidal olarak) ortası (23 ekim) bu ayda bulunur. ne giyeceğiniz belli olmaz ve durmadan giysilerinizi değiştirmek zorunda olursunuz. ayrıca işe, okula hâlâ alışamamışsınızdır. uçup gider, değersizdir.
    11. nisan: ilkbaharın (sinüzoidal olarak) ortası (21 nisan) bu ayda bulunur. ne giyeceğiniz bu ayda da belli olmaz, kafanız karışır. sıkıcı aydır, herkes yazı bekler. insanın içi kemirilir.
    10. temmuz: yanar günlerin ayı. sike sike denize girersiniz veya klima ücreti götünüze girer. hiçbir üretkenlik mümkün değildir. hele sporcuysanız vay hâlinize! en azından kimilerimize tatildir.
    9. ocak: adından bellidir. ocaklar yakılır çünkü götünüz donar. sike sike soba açarsınız. fakirseniz ölürsünüz. sokağa çıkmak eziyettir. işe karanlıkta gidilmesi de cabası. en azından eve gidip sıcak çay içme keyfine sahne olur.

    --- "eh işte!" aylar ---
    8. kasım: okula veya işe alışırsınız. havalar soğumuştur. sıkıcıdır. vıcık vıcık yağmur da cabası.
    7. ağustos: yazın tadı biraz daha iyi çıkar. çoğu kişi bu noktada tatilden sıkılmıştır. serinlik ve iş-güç arzusu doğmuştur.
    6. şubat: kimilerine tatildir, bünyeye iyi gelir. kışın vıcık vıcık bir ayı değildir. çok da özel bir yanı yoktur. kısadır, unutulur.
    5. mart: sonlarına doğru (21 mart) kış biter, ilkbahar başlar. insanı bir rahatlatır, yaşama sevinci verir.

    --- öpülüp baş ucuna konulası süper aylar ---
    4. aralık: kışın başlangıcı (21 aralık), okul ve işteki en verimli anlar. küçük kar taneleri gülümsetir. eve koşup sıcak çikolata içersiniz. henüz hastalanmamışsınızdır.
    3. mayıs: yaz esintileri sevinç getirir. yeni gelen sıcaklık sizi kucaklar. günler upuzundur.
    2. eylül: yazın sıkıntılarından kurtulduğumuz, enerjik bir biçimde yeni bir sayfa açtığımız ay. havası çok iyi gelir. püfür püfür eser. 21'inde sonbahar başlar.
    1. haziran: kucaklayan, acı çektirmeyen sıcakların ayı. yaz 21'inde başlar. çoğumuz özgürlüğümüze kavuşuruz. 21'i ve sonraki birkaç gün yılın en iyi günleridir. herkes eğlenir ve sıcağın tadını çıkarır.
hesabın var mı? giriş yap