*

  • google map'te ankara üzerinde dolanırken tesadüfen varlığını keşfettim bir diğer adı da azize tereza latin katolik kilisesi olan bu kilisenin tarihçesinde şunlar yazıyor:

    "azize tereza latin katolik kilisesi, ulus kardeşler sokakta bulunmaktadır. hıristiyan okulların kardeşleri yönetimindeki aziz clement fransız koleji 1915 yılında burada bulunuyordu. aynı zamanda burası eski ermeni semtine de yakındı. ne yazık ki; 1916 yılındaki büyük yangın sırasında kolej ve bütün semt çevresi yandı. kolejden sadece 1 sur ve fransızca öğreten rahiplerin büyük çalışmaları sonucu kardeşler ismi kaldı. 1928’de bu eski kolejin arsasına zemin katında fransa büyükelçiliği kançılaryasını, birinci katında büyükelçilik salonunun içerisinde küçük bir şapeli barındıran bir bina inşa edildi. ilk yıllarda fransa konsolosu burada oturdu, daha sonra 1962 yılına kadar dairelerini küçük bir fransız okuluna devretti."
  • eski fransız konsolosluğuyla o kadar iç içedir ki önünde olmanıza rağmen anlayamayacağınız kilisedir. miniciktir.
    bir de hristiyan olmayan ziyaretçilerin pazar ayinine katılmak istemeleri durumunda ayinden en az 3 gün önce haber vermesi şartına sahip kilisedir. niye anlamadım.
  • ankara kalesinin aşağısında, anadolu medeniyetler müzesine ve surlara yakın bir yerde, ışıklar caddesinin paralel bir arka sokağı olan kardeşler sokak üzerinde bulunur. binasının üstünde fransız bayrağı dalgalanır.

    cumhuriyet dönemi öncesinde, ermeni mahallesi içinde yer alan aziz clement fransız koleji burada bulunmaktaydı. okul clement ismini, bizans döneminden kalma, denizciler caddesi ile anafartalar caddesi arasında şu an harabe ve mezbelelik durumdaki saint clement kilisesinden almaktaydı daha doğrusu saint clement kilisesi de ismini öldürülerek bahçesine gömüldüğü iddia edilen clement isimli başpiskopostan aldı. yani okul ismini clement isimli bir başpikopostan aldı. bulunduğu sokak olan kardeşler sokakta ismini okulu açan ve eğitim hizmetini veren hristiyan kardeşler birliği'inden aldı.

    cumhuriyet ile birlikte fransa büyükelçiliği yeni hizmet binasına taşınana kadar burada hizmet verdi.

    kiliseye girişler serbest ziyarete açık değildir. bahçe kapısı da kapalıdır. ancak, ben ziline basıp gezmek istediğimi söylediğimde, kapıyı açıp içeri davet etmişlerdi. bir italyan rahibe gayet samimi bir şekilde gezdirip kiliseyi tanıtmıştı. kırık türkçesi ile sohbette etmiştik kendisiyle . belli günlerde ibadet yapıldığını söylemişti. içi epey aydınlık bir kiliseydi. hatta gezdiğim en aydınlık kiliseydi diyebilirim. sutunların üstünde koç başı vardı hatırladığım kadarıyla. kiliseden çok şapel kadar, küçük bir yerdi. pazar günü cemaate yetmesi düşük ihtimal. pazar günü seni kilisede göremedim john demeden önce ankara'daki diğer kiliselere gitme ihtimalini de düşüyordur herhalde cemaati. suizanda bulunmadan.

    yasayan ejderha ile şehrin şifreleri'den bu haftalık da bu kadar. haftaya ankara yahudi mahallesindeyiz. ankara sinagogunu ve ankaralı yahudileri konu alacağız. esen kalın!
  • bulunduğu yerden beklenmeyecek ölçüde hoş bir binası olan ve insanı şaşırtacak kadar güzel bir ibadet mekanı. hatta kendisini görmek için ilk gittiğimde girdiğim yolun sonunda böyle bir yer olamayacağını düşünmüş -atmosferden ötürü- ve sokağın başından geri dönmüştüm. daha sonraları yolum tekrar düştüğünde sokağa girme cesaretinde bulunup olduğu yere kadar gittim. yanılmıyorsam cumartesi günüydü ve ortodoks ayini için hazırlık yapılıyordu buna rağmen içeri girip kiliseyi fotoğraflamam için izin verdiler.

    içeriye girdiğinizde çok güzel bir merdivenden yukarı çıkıyorsunuz ve merdivenin başında çarmıha gerilmiş isa figürü sizi karşılıyor. bu bir katolik kilisesinde olduğunuzu tekrar hatırlatan detaylardan biri. bunun haricinde ibadet mekanına girdiğinizde tüm pencerelerde aziz ve azizelerden, kutsal figürlerden oluşan vitraylar görüyorsunuz. ankara'da vitraylı binaların azlığı göz önüne alınınca bu manzaranın insanı şaşırttığını söylemek lazım. aynı şekilde binadaki sütun başlıkları da dikkate değer. mermer kaidenin arkasındaki vitray ve onun sağ ve sol taraflarındaki mozaik süslemeler de incelenmeye değer detaylar.

    bunun haricinde söylenilmesi gereken şeylerden biri de kilisedeki personelin -kırık türkçe konuşan bir hanımefendi- son derece kibar olması. ama yine de randevusuz gitmemek gerektiğini söylemek lazım zira benim kadar şanslı olamayabilirsiniz.
  • hakkında şöyle bir yazı var; buradan
  • an itibarıyla inançların dili ( başkent kültür yolu festivali ) kapsamında, kilisenin duvarlarında salavat-i şerif yankılanıyor, çok çok acayip bir duygu.

    evet.
hesabın var mı? giriş yap