*

  • bayan çor kağanin oglu, ucuncu uygur kagani.. bu bögü'nun en onemli ozelligi uygurlara maniheizm dinini kabul ettirmesidir.. simarik, sonradan gorme, denişik bir halet-i ruhiyesi olan biriymis.. babasi bayan çor kağanin gelistirdigi uygur devletinin nimetlerinden yararlanip turk boylarini ve cinlileri asagilarmis.. cin ulkesindeki karisikligi gidermek icin ciktigi bir seferde maniheism rahipleri ile tanisip onlara ve anlattiklarina hayran kalmis.. onlar da bizim gibi gok tanrisina ve olumden sonra dirilmeye inanirlarmis.. yani uygurlarin maniheisme gecmeleri kolay olmus*

    ardu-balik (karabalgasun) sehrine gelen rahipler burda dinlerini aciklama ve anlatma imkanlari bulmuslar ve itiraz edenleri ikna etmeyi basarmislar.. gerci bögü kagan'in bu dini secmesinde cinlilerin budizme inaniyor olmalarinin da etkisi varmis.. onlarin etkisinden uzaklasmak icin de politik olarak kabul etmis olma olasiligi varmis..

    bu dinde hayvan eti yemek yasaklandigi gibi giybet de harammis haliyle gocebe hayat yerine yerlesik hayata gecis gibi bir etkisi olmus.. belki de bögü'nun asil amaci budur.. yerlesik hayata gecildiginde devletin daha bi uygarlasacagini dusunmus olabilir.. neyse, sonrasinda yeniden savasci ruhunu gostermek icin cin'e savas acmayi dusunmus.. savaslarinda olcuyu fazla kacirdigi, sucsuz halki da oldurdugu icin elestiriler baslamis.. yine bi gun savasalim savasmayalim tartismasi cikmis ve tun baga tarkan tarafindan oldurulmus..
  • 761 yılında soğdlardan aldığı mani dinini devletin resmi dini olarak ilan etmiş, böylece mani dini'nin en parlak dönemini başlatmıştır eski töresini bırakıp yağmacılık yapan böğü kağan, uygur devlet adamlarınca öldürülmüştür
  • tam unvanı: tanrıda kut bulmış il tutmuş alp külüg bilge kağan.
  • [türklerin ağaçla ilgili en tipik mitolojik motifini uygur türeyiş destanı’nda görürüz. bu destanda bögü kağan’ın doğuşu ağaç atalara bağlanır. ayrıca bu anlatıda türk destan motiflerinin bütün unsurlarını da bir arada görürüz. (dağ, ağaç, su, ışık vs)

    “…karakurum çaylarından iki ırmak vardı. bunlardan biri toğla/tula diğeri selenge idi. bu iki ırmağın kavuştuğu yerde iki ağaç vardı. bunlardan biri fusuk (sibirya cedarı/sediri) diğeri de tur (kayın) ağacıydı. bu iki ağaç iki dağın arasındaydı.

    bir gün bu iki ağacın ortasına ışık düştü. iki yandaki dağlar büyümeye başladı. halk yaklaşınca içerden gelen müzik sesini duydu. ışığın çevresinde şimşekler çakıyordu. aynı yerde beş tane çadır ve her çadırda bir çocuk vardı. çadırların tabanı gümüştü. halk saygıyla diz çöküp selam verdi. çocuklara babalarını sordular. onlar da o iki dağı gösterdi...”

    işte bu çocuklardan biri bögü kağan’dır ve tarihte uygurlar arasında mani dinini yayan hükümdar olarak bilinse de türeyiş efsanesinde manicilik değil yer su, atalar, dağ, ağaç gibi türk mitolojisinin ana unsurları ön plandadır. (mani dininde de beş hayat beş de ölüm ağacı vardır ama türk mitolojisinde var olan ağaç kültünden farklıdır.)]*
  • çin veliahtının kendi önünde dans etmesini istemiş, diğer çinli memurlar karşı çıkınca dövülerek öldürülmüşlerdi.
  • isminin kısaltması böğürtlen güzeli kelimelerinin ilk ikişer harfleri olan bö-gü'den gelir. bunun da nedeni eti yasaklayan bir inanç sistemi olan maniheizm'i kabul etmesinden dolayı halkın geçtiği taşaktan kaynaklanmaktadır. rivayet odur ki veganlık tercihinden ötürü zorbalanmasına kulak asmadığını yedi cihana duyurabilmek maksadıyla böğürtlenler ve börülcelerden oluşan bir taç yaptırıp ''cümle alem anamı siksin ki bir daha gariban ineklere ağzımı sürmeyeceğim.'' demiştir.

    olmadı tabi bunlar ama ben bu herifin maniheizm'i kabul etmesini aklımda böyle tutuyorum.
hesabın var mı? giriş yap