büyü
-
muskanın nüsha, yani kuran sayfası bağıntısı varmış. muska nüsha sözcüğünün ardılı. ve terim olarak doğrudan büyü ve kuran yazısıyla üçgen biçimine gönderme yapıyor. çetele ve diğer nazarlıklar da birer büyü. nüans vurgulamak için çetele, üzerlik grubuna muska demiyorum. (bkz: çetele/@ibisile)
büyü genelde ibranice, aramice, süryanice dilleriyle veya melek alfabesi olarak bilinen enokyan diliyle yapılır. arapça, farsça veya persçe yapılan büyüler de var fakat bunlar diğerlerine göre daha az tercih edilir.
ege - akdeniz'de eş katmak diye bilinen, uzun sürmüş açlıkla ilgili bir el manevrası vardır, bu büyü kapsamında değil, halk hekimliği kapsamında ele alınmalıdır. tabii her ikisine birden uyan uygulamalar, ve kişiler de olabilir. bunla ilgili (bkz: eş), eş çıkması.
marmaris ağzında örümcek için büyü deniyormuş, fethiye ve diğer yörelerdeki karşılığı böyü ve böğdür.
dua da büyü de iyilik vs kötülük bakımından çifte işlevli.
nohut büyüsü: 41 adet kara nohut ile yapılır. her nohutun üstüne 7 ihlâs suresi okunup üflenir. daha sonra nohutlar içi sirke dolu bir kaba konur ve üzeri siyah bir bezle örtülür. nohutlar şiştikçe büyü yapılan kişide büyünün etkisi görülmeye başlar. nohut büyüsü genelde aşk ve sevgi için ya da büyü yapılan kişide sidikliği bağlamak için yapılır.
"çünkü büyü olan yerde ölüm yoktur." joseph campbell
"çoğu zaman gölgenin hemen ardında, muazzam bir büyü ve etki gücüne sahip anima durur." carl gustav jung - die archetypen und das kollektive unbewusste
"bu nedenle folklorda at, ermiş, hatta söz yetisine sahiptir. taşıyıcı hayvanlar olan atlar, anne arketipiyle sıkı ilişki içindedir (truva atı, vb). insanın üzerine oturduğu hayvan, at, bizi tedirgin eden rahimi ve içgüdüsel tepileri anıya getirir. at, devinim ve araçtır; bir içgüdü gibi ereğe taşır ve içgüdüler gibi de bilinç yokluğunda paniğe kapılır. at, büyünün yakın akrabasıdır, yani akıldışı etkinliği vardır. özellikle kara atlar, ölüm habercileridir." carl gustav jung - insan ruhuna yöneliş
"gemiler büyülere ve nazara karşı zayıf, tehlikeli unsurlara açık şeylerdir." ursula k. le guin - tales from earthsea
"ama büyü sanatı, kötülük için kullanılsa bile, gerçekle ilgilidir, büyünün çalıştığı sözler de gerçek sözlerdir." ursula k. le guin - tales from earthsea
thomas mann büyücülük hakkını kadın tekeline vermiş:
"(...); zaten genellikle büyüleyicilik olgusunun anlamı, azgınlık derecesine varmış ve sınırsız bir çekicilikle zirveye oturtulmuş bir dişilikten başka bir şey değildir; bundan yola çıkılarak da, büyücülük hep mükemmel, hatta kadınlara özgü yegane hadise ve iş olmuştu; erkeklere özgü bir cadılık ustasına rastlanmamıştır -aksine doğal olarak da bunda daima aşk müthiş bir rol oynuyordu; aşk büyüsü, doğal olarak tercih edilen bir nesneden çok, bütün büyüleri içeren bir kavram olarak kabul edilmelidir." (yusuf ve kardeşleri/yusuf mısır'da)
"ancak, bugün dağda* büyüsel bir çılgınlık var,
bir yalancı ışık yol gösterecekse size
pek önemsemeyin, onu, gerekmez." goethe - faust (çev. ismet zeki eyuboğlu)
"bütün doktorlar, kökenleri rahiplikten ve toplumun dinsel törenlerinden gelmesine karşın, psikiyatristler gibi büyünün icra edilmesi görevini devam ettirmezler. asklepios'un otoritesi sözel olmayan bir yönde gelişmiştir. psikiyatriden sık sık, suç gibi ruhsal acılarla uğraşması istenir (bu da, asklepios otoritesinden daha çok rahiplerin otoritesine yakındır)." [paul fink'ten aktararak] glen o gabbard & krin gabbard - psychiatry and the cinema*
"ama bu gündüz işiyle, daha önce bir keresinde aşağılayarak sadece erkelere özgüymüş gibi yazdığın "yarım saatlik yatak" işi arasında aşamadığım okyanuslar var, belki de aşmak istemediğim için aşmıyorum. o taraftaki bir gece macerası, tam anlamıyla bütün her şeyiyle macera, öte yandan burada ise hükmettiğim dünya var, şimdi geceye de hükmetmek için o tarafa geçmem gerekiyor. (...) hükmettiğim dünya işte burada ve ben kara bir büyü, bir hokus pokus, bir simya, bir felsefe taşı, bir dilek yüzüğü* uğruna karşı tarafa geçmeliyim. hepsi bir yana bu beni öylesine korkutuyor ki." franz kafka - briefe an milena
{ad bir büyüdür. adlar yalnız seçip ayıklamada kullandığımız şeyler değildirler. dünyayı kurmamızı sağlarlar. çünkü dünyayı adlarla kurarız.} bilge karasu - imbilim ders notları
"bir büyü için en kötü şey başarısızlık korkusudur." madeline miller - ben kirke
"büyüler işe yaramıyor. suzanne iki haftada on farklı oğlanla yatıyor, bunun da yararı olmuyor. pyramid club'da bir kızla öpüşüyor, yine hiçbir şey değişmiyor." jennifer clement - dul bayan basquiat
"iki laf bir büyüdür. sizi dinler. baksın bakalım yalan mıymış. onun da elbet içerde adamları vardır. sorsun soruştursun!" kemal tahir - esir şehrin mahpusu
"çünkü büyü denen şey bundan oluşuyordu, yani bir şeyi gerçek ismiyle adlandırmaktan." ursula k. le guin - a wizard of earthsea
(bkz: cazı)
(bkz: walpurgis gecesi/@ibisile)
(bkz: abracadabra/@ibisile), abraxas/@ibisile
(bkz: sihirli sözcük)
(bkz: büyülü ada)
(bkz: sözcüklerin ruhu)
(bkz: tılsım)
(bkz: muska/@ibisile)
(bkz: kara büyü/@ibisile)
(bkz: okunmuş)
(bkz: düğün pastası/@ibisile)
(bkz: suçlunun olay mahalline geri dönmesi/@ibisile)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap