• 1960'ın anlaşılmazlığında geçen bir attila ilhan romanı.
  • bıçağın delici kısmı.
  • ilk basımı 1973 yılında yapılan 1960 yılını ocak ayından mayıs 27 mayıs a kadar anlatan attila ilhan'ın aynanın içindekiler serisinin ilk romanı. karakterlerin dp'ye ve menderes'e getirdiği eleştiriler şimdinin iktidarına ne kadar da uyuyor. tabi o zamanın ordusuyla şimdikinin arasında dünya kadar fark var da, neyse.
    "-...işçilerimiz mi? işçilerimiz, o sizin "hanım evladı" öl dese, yolunda ölecek albay'ım. uyandırmaya çalışanlar, hapiste. aydınlar çürük çıktı, ya kimin arabasına binerlerse onun türküsünü çağırıyorlar, ya başarısızlıklarının kahrını, kafayı çekip meyhanelerde atıp tutumakla gideriyorlar. gençliğe, sinemayla futbol yetiyor. orduya gelince, olanları kışlasından ibretle seyrediyor, ibretle ve utanarak."...
  • attila ilhan'ın kullandığı ağır kelimelere rağmen(her biri en az 10 kilo, böhüüü ne komik espri yaptım), anlatımındaki, tasvirlerindeki ve tıpkı vedat türkali gibi iç sesle diyalogları aktarımındaki ustalığıyla okuyucuyu konuya bağlayabilmeyi başardığı kitap.
  • et kesmek için iyi değildir. bileylenmis bir kenar, yuvarlak ve akıcı bir hareketle kullanılmalıdır.

    (bkz: et kesmek)

    not: ulaan, eskiden bu linkle gidilen et kesmek bolgesinde nuitari baba'nin supper bir entry'si vardi. o da gitmis zaar.... lanedossun adamim.
  • balığın yanağını yemek için kullanılır. neden? çatal parçalar o yanağı. bugün bir çinekop olsun, bir lüfer olsun, yanağı hep bıçağın ucu ile yenir.
  • attila ilhan’ın aynanın içindekiler adlı roman dizisinin 1973 yılında yayınlanmış ilk kitabı olma özelliğini taşır. aynanın içindekiler serisinde yazar, yakın türk-osmanlı tarihini, kendi tabirince, seyrettiği “dumanlı bir aynadan” fırlayan kişi ve olaylar üzerinden aktarır okuyucuya.

    “onları ben, büyük bir aynanın içinde gördüm. üstelik ayna dumanlıydı ve olmayan bir şehirde geziniyordu.”

    bıçağın ucu, 27 mayıs 1960 darbesi ekseninde türkiye’de yaşanan bir “cehennem” atmosferini sunar okuyucuya. bu cehennem, selim ileri’nin dediği gibi: “türkiye’deki aydınların yaşamıdır.”

    kitap farklı okumalara açık, birçok yönden tahlil edilebilecek özellikler taşır. attila ilhan’ın şair olmasından kaynaklı imgesel üslubu bile ayrı bir tahlili gerektiren başlı başına bir vakıa olarak durur.

    romanın kurgusu teknik alamda ustaca örülmüştür. romanda bir yandan hal-i hazırda içinde bulunulan zaman akarken diğer yandan şahısların zihninden geçmiş zamanları izleriz. bu geriye dönüşler yakın geçmişten başlayarak eserin sonuna doğru uzak geçmişe gider. yani sözün açıkçası okur, kahramanların geçmiş serüvenlerinin başlangıcını romanın sonuna doğru öğrenir.

    her ne kadar roman attila ilhan'ın bir bölümüne katılmadığım tezleri için bir kürsü vazifesi görse de dönemin dilini yansıtması bakmından çok lezzetli bir okuma tecrübesi sunuyor.
  • halim, her ne kadar romanın esas karakteri olsa da: bildiğin attila ilhan'ın yaşadıklarının * romanda can bulmuş karakteridir/halidir. nazım hikmet'in şiirini okuduğu için mimlenmesi ve bunu mimlenmiş aydın olarak lanse etmesi.ve buna mukabil cezaevinde yaşadığı serüvenler vs...

    halim karısını; evinin bir bölümünü kiraya verdikleri yüzbaşı demirden deli gibi kıskansa da.. halim'in karısı * matmazel raşel'le matmazel'in dükkanında sevişir..attila ilhan'ın diyalektik felsefesiyle fazlasıyla özdeşleşmiş olmasından mıdır nedir? fena halde leman* yanlış kadınlar yanlış erkekler* kitaplarında aykırı cinsel tandansları nasıl ele aldıysa bu romanda da es geçmemiştir.
  • kitabın etkisi bakımından yine bu kitaba en iyi yorum, içinde barındırdığı bir alıntı ile yapabilirim:
    --- spoiler ---

    - ... kitapların önünde -diyordu-, çâresiziz: bu bir gerçek! elimiz kolumuz bağlı! kesinlemeleri, ya da kuşkularıyla canımıza okuyorlar: ya dünyayı, onların yüzünden, olmadığı kadar güzel görüyoruz, ya da olduğundan çok daha rezil! her iki durumda, sonuç değişmiyor: ayni yabancılaşma, yabancılaşmanın da iyileşmezi!
    --- spoiler ---

    madem alıntı ile yorumladık temayı da alıntı ile belirtelim:
    --- spoiler ---

    - ... bulutları fethetmek ihtirası, lâtif bir hayal olabilir, lâkin o nispette boş ve tehlikelidir.
    --- spoiler ---
  • birkaç sayfa yorum okurum diye açmıştım ki başlığı, bu kadar az entryi görmek beni yazmaya itti. 60 darbesi öncesi aydın kesmin -ki kitabı okurken o kadar aydın olduklarını düşünmüyoruz- yaşadıkları sefillikleri çok güzel yansıtan kitap. kurgusu da hoş aynı zamanda. karakterlerin geçmişlerine yapılan flashbackleri okumak, o yaşadığı olayın karakterin şimdiki yapısına olan etkisini görmek ilgi çekici. yaşlı karakterlerin dillerinde eskimiş kelimelerin gençlere göre daha fazla olması da gözüme çarpan bir detaydı. o dönemi samimi bir şekilde izlediğinizi hissettiriyor kitap size. birçok tarihi olaydan izler barındırıyor aynı zamanda. attilâ ilhan, karakterin gözünden o olayı size yaşatmayı başarıyor ustaca.

    (bkz: 29 ekim 1923)
    (bkz: 14 mayıs 1950)
    (bkz: 4 aralık 1945 tan gazetesi baskını)
    (bkz: kore savaşı)
    (bkz: 28 nisan olayları)

    entryimi kitaptan birkaç cümleyle sonlandırmak istiyorum.

    --- spoiler ---

    evet, karımı seviyorum, ama sevgim yanıldığını görmeme niye engel olsun?
    ...
    olmayası görünen olasılaştı mı, hayal kırıklığı başlar; gerçekleşir gibi oldu mu felaket: tatsız tuzsuz bir sürü sorun somutluk kazanacak, çözüm bekleyecektir
    ...
    ihtiyarlayacağını düşünmek yüreğini daraltıyordu. kendi kendisine olan korkunç hayranlığı tamamıyla güzelliğine, güzelliğiyse gençliğine bağlıydı da!

    --- spoiler ---

    ayrıca
    (#69443459)
hesabın var mı? giriş yap