• yaptigi isten zevk alan bir suru sapik bankaci arasinda senelerce bankada calismis ve halen calismakta olan; fakat bankaciliktan da, bankacilikla ilgili sacma sapan bir suru bok püsürden de nefret eden, kendisini hic bir zaman bankaci hissetmemis kisinin daha fazla dayanamayarak etrafi bankacilarla dolu ve bankadayken atmayi istedigi ciglik.

    (bkz: yeteeeeer)
    (bkz: bankaci)
  • offshore hesaplarda parasi batmis musterilerin banka subelerinde her buldugu adama yapisip hesap sormasi esnasinda, canini kurtarmaya calisan baska bir musterinin yakarisi.
  • okuldan mezun olduktan sonra kazara bankaya girmis ama aslinda o tür kariyer palavralarında ipi olmayan , az da olsa ruhu temiz kalmış insanların vicdan azabiyla söyledikleri yakarış sözü. özellikle ilk kez tanışılan kişiye mesleğini söylerken utanıp sıkılarak " bak aslinda bankadan para kazaniyorum ama bildiğin bankacilardan değilim, sanattan anlarım, kültürlüyüm, kapitalizmin carkları arasındaki bir disli degilim" aciklamaları yapan insanın aslında demek istediği sey.
  • bir de soyle bir sey var (bkz: bankacilik ibneliktir)
  • her bankacının ruh halini yansıtan durum.. bir de konuyla ilgili kaynağı belirsiz ibretlik (!) bir hikaye..

    şarkıcı olma hayaliyle geldiği istanbul'da bankacı olan genç kızın feryadı yürekleri dağladı
    bundan 5 sene önce albüm yapma hayali ile geldiği istanbul'da kandırılarak önce üniversiteye gönderilen, sonra da özel bir bankada uzman yardımcısı olarak işe başlatılan burcu dağıtan (26)'ın dramı tüm türkiye'nin dikkatini çekmiş durumda. yardım çığlığını duyurmak için çalıştığı bankada düzenlediği basın toplantısı ile tüm kamuoyuna seslenen dağıtan, "hayallerimin peşinden koşarak geldiğim istanbul'da, şimdi üç otuz paraya hayatımı idame ettirmeye çalışıyorum. lütfen beni kurtarın, yalvarıyorum" şeklindeki sözleriyle içler acısı halini gözler önüne serdi.
    öğle tatili esnasında mikrofonların karşısına geçen burcu dağıtan, kendisini ofiste sabah 9 akşam 6 çalışmak zorunda bırakan talihsizlikleri anlatırken zaman zaman duygusal anlar yaşadı. memleketi burdur'dan istanbul'a uzanan hikayesinin, ailesinin izni olmadan bir gece yarısı otobüse atlamasıyla başladığını ifade eden genç bankacı, yaşadıklarını şu şekilde özetledi:
    "bir de baktım bankacı olmuşum"
    "bundan 5 sene önce, sadece şarkıcı olmak isteyen bir genç kız olarak geldiğim esenler otogarı'nda iyi giyimli, gayet etkileyici konuşan insanlarla tanıştım. önce beraber bir öğle yemeği yedik. o yemekte iş dışında bir şey konuşmadığımız için biraz şüphelenmiştim en başta. onlar prezantabl olmaktan dem vurdukça, deadline, proje lead etmek falan dedikçe ben duymazdan geldim. saflık işte, bir albüm için yapmayacağım şey yoktu ama en nihayetinde baktım, kendimi bir bankada uzman yardımcısı olarak buldum. kim bir genç kıza böyle bir şey yapar, niye yapar? evden kaçarken 'noolucak ki, en fazla pavyona düşerim' diyodum ama ondan beteri varmış. bildiğiniz plaza kadını olmuş durumdayım. buradan genç kızlarımıza sesleniyorum, lütfen ama lütfen çok dikkat etsinler..."
    "kimse yardım etmedi"
    "yol, yemek, sigorta, emeklilik güvencesi" gibi çeşitli vaatlerle ofis hayatına düştüğünü ifade eden burcu dağıtan, "ve işin kötüsü burada yalnız değilim. benim gibi binlercesi var.. yanlış duymadınız, binlercesi... açık ofis diye tabir edilen bir yerde, bir arada zorla çalıştırılıyoruz" derken, bu hayattan kurtulmak için ailesine de ulaştığını ancak müspet bir sonuç alamadığını belirtti. bir kere düşünce, kimsenin de dönüp arkasına bakmadığını kaydeden genç kız, "çok defalar aradım annemi, babamı, akrabalarımı... hatta polisi bile aradım. çoğunlukla 'aman kızım, bizi üzme, biraz sebat etsen aslında geleceğin parlak, orada çalışmayıp da napıcaksın?' gibi sözlerle beni oyaladılar" diyerek çaresizliğini anlattı.
    "plaza hayatına giren, çıkamaz"
    kendisi gibi çalışan insanları bir şekilde bir araya getirerek haklarını aratacak bir kurum kurma fikri olduğunu da söyleyen dağıtan; "ancak türlü sebeplerle engellendim. 'alemin enayisi sen misin?', 'kızım sivrilme bak işinden olacaksın', 'sen ekmeğine bak' gibi sözlerle sindirildim." şeklinde konuştu. son olarak tüm bunlardan uzaklaşıp, kaçmayı düşündüğünü de sözlerine ekleyen talihsiz genç kız, "fakat allah kahretsin ki, bu işlere bir kere bulaşınca hiçbir yere gidemiyorsunuz. en fazla bir hafta güneye kaçabildim bu yaz, ondan da bir şey anlamadım. harala gürele derken, bir de bakmışım tekrar işimin başında, masamdaydım" diyerek, plaza hayatına bir kez girince çıkmanın çok zor olduğunu vurguladı.
    uzman psikolog görüşleri
    burcu dağıtan'ın son çare olarak aradığı "baba beni plazadan kurtar" hattı uzman psikoloğu aycan cemilgen ise, bugün türkiye'nin hasır altında kalmış en önemli sorunlarından birinin zorla plazalarda çalıştırılan gençler olduğuna dikkat çekti. "maalesef kimileri merdiven altı plazalarda olmak üzere, son derece güç koşullarda zorla çalıştırılan plaza insanlarımız mevcut. bu insanlara kimi zaman beyaz yakalı denilerek, kimi zaman maaşlarına zam yapılarak bir tür sus payı verildiğini tespit ettik" diyen cemilgen, yardım amaçlı olarak kurdukları hatta son dönemde başvuruların arttığını, bu durumun sevindirici dile getirdi.
    cemilgen'in ülkemizin en önemli sorunlarından biri olarak gördüğü plazalara ilişkin paylaştığı bir takım verilerse şöyle;
    - türkiye'de her 10 üniversite öğrencisinden 7'sine zorla fotokopi ve faks çektiriliyor...
    - plaza çalışanlarının %79'u patronlarıyla bindikleri asansörlerde osurarak intikam almak istediklerini belirtiyor...
    - intiharı düşünen ancak son anda "emekliliğim var, özel sağlık sigortam var, yakmayalım şimdi durduk yere" diyenlerin oranı %68...
    - ayvalık'ta pansiyon açmak isteyen plaza çalışanlarının tamamı bu hayallerini gerçekleştirdikleri takdirde tam 77 futbol sahası büyüklüğünde yeni bir ayvalık gerekiyor..

    edit: haber zaytung a aitmiş.. mesajları ile şenlendirenlere selam ederim..
hesabın var mı? giriş yap