• i haven't fucked much with the past, but i've fucked plenty with the future.
    over the skin of silk are scars from the splinters of stations and walls i've caressed.
    a stage is like each bolt of wood, like a log of helen, is my pleasure.
    i would measure the success of a night by the way by the way by the amount of piss and seed i could exude over the columns that
    nestled the p.a.
    some nights i'd surprise everybody by skipping off with a skirt of green net sewed over with flat metallic circles which dazzled and
    flashed.
    the lights were violet and white. i had an ornamental veil, but i couldn't bear to use it.
    when my hair was cropped, i craved covering, but now my hair itself is a veil, and the scalp inside is a scalp of a crazy and sleepy
    comanche lies beneath this netting of the skin.
    i wake up. i am lying peacefully i am lying peacefully and my knees are open to the sun.
    i desire him, and he is absolutely ready to seize me. in heart i am a moslem; in heart i am an american;
    in heart i am moslem, in heart i'm an american artist, and i have no guilt.
    i seek pleasure. i seek the nerves under your skin.
    the narrow archway; the layers; the scroll of ancient lettuce.
    we worship the flaw, the belly, the belly, the mole on the belly of an exquisite whore.
    he spared the child and spoiled the rod. i have not sold myself to god.

    ****
  • sözlerinin internetteki yaklaşık, savruk, eksik, sanirim biraz da yanlış bir çevirisi aşağıdaki şekilde olan patti smith parçası.

    geçmişi düzmemişim ama geleceği düzdüm epey. okşadığım duvarların ve sahne kıymıklarının yaraları ipek tende. her ağacın budağı, helenin kütüğü gibi hazzımdı benim. p/a'e yuvalanmış sütunlardan akıtabildiğim sidikler, tohumlar gecenin hasılatıydı. kimi geceler parlayan, şakırdayan metal dairelerle işlenmiş yeşil ağın etekleri üzerinden haykırarak herkesi şaşırtırdım. mordu, beyazdı ışıklar. bir an taktım süslü yaşmağı. ama kullanmaya dayanamadım. saçlarım kırpıldığında örtmeyi istedi. ama saçlarımın kendisi artık bir yaşmak, oysa kaçık ve uyuşuk komançinin saçları derinin altında duruyor.

    uyanıyorum. huzur içinde uzanıyorum, apışımsa güneşe doğru. istiyorum onu, o ise öl desem ölecek. evde namazımda niyazımdayım. amerikalı sanatçıyım yürekte, günah bunun neresinde? hazzı istiyorum. derinin altındaki sinirleri arıyorum. daracık geçit. katmanlar. antik lotus tomarları. kusura tapınıyoruz. fosforlu yosmanın göbeğindeki köstebek. ruhunu tanrıya satmayan orospunun.
  • başka bir çevirisi de şöyle olabilecek şarkı.

    geçmişle pek kimseyi sikmedim, ama gelecekle epeyini siktim.
    ipek tende, okşadığım duvarların ve sahne kıymıklarının sıyrıkları.
    her tahta parçası gibi, bir helen kütüğü gibi, sahne, bu benim zevkim.
    bir gecenin başarısını her neyle, her neyleyse, “ebeveyne yasal uyarı” yazısına dayanmış sütunlara akıttığım, sızan çişimin, dölümün miktarıyla ölçerdim.
    kimi geceler ortalıktan kaybolup herkesi şaşırtırdım; parıldayan, şakırdayan metalik halkalar işlenmiş yeşil ağdan bir etekle.
    ışıklar mordu, beyazdı.
    süslü bir örtü vardı başımda. dayanamadım ama örtmeye.
    saçlarımı kazıdığımda delice arzuladım örtünmeyi.
    ama şimdi saçlarım, bir örtü kendiliğinden ve altındaki deri, çılgın, uykulu bir kızılderilinin kafa derisi, o ten örgüsünün altında yatan.
    uyandım. huzur içinde yatıyorum öylece. huzur içindeyim, yatıyorum öylece. dizlerim bacaklarım apışaram güneşe açık.
    onu istiyorum. hazır o da beni zapt etmeye. en içimde bir müslümanım, en içimde bir amerikalıyım;
    en içimde bir müslümanım, en içimde bir amerikalı sanatçıyım, suçum yok.
    zevki arıyorum. teninin altındaki sinirleri arıyorum.
    o dar geçidi; tabakaları, katmanları, yüzeyleri; o sarmalanmış o eskil marul yapraklarını.
    eksik olana tapınıyoruz, o boş şişliğe, şişliğe, zarif bir orospunun karnındaki o bene.
    tanrı ne dizini dövdü ne kızını; kızını esirgedi, sopasını kırıp attı. kendimi tanrı’ya satmadım.

    not: son mısrada eski ahit’ten süleyman’ın meselleri 13:24, 23:13-14’e atıf var. kısaca kızını dövmeyen dizini döver, demeye geliyor bu iki pasaj, ama yine de bakmakta yarar var.
    ikinci not: bu çevirinin geliştirilmeye, düzeltilmeye çokça ihtiyacı var.
hesabın var mı? giriş yap