• kis boyunca sobanin arkasindan ayrilmayan ve hicbir kopege diklenmeyecek kadar uyusuk ve umarsiz kedisiyle, her gelene tablolarini satmak icin masalarina sacma sapan oturan garip ve saibeli ressamiyla,e$cinsel garsonlariyla ve self servis muzigiyle hatirladigim bar.
    basik olmamasi ve kucuk gibi gorunen ama birdolu insanin yaz aksamlarinda deli gibi tepinmesine yetecek buyuklukte bir alana sahip olmasi gidilebilir sebeplerdendir.
  • eli saz tutan müdavimlerin de birelden, birağızdan cümbüşe katıldığı, neşesi sokağa taşan alkolhane. gündüzleri de, hava da güzelse sokağa attıkları masalarda pek güzel kahve içilen mekan.
  • karşısındaki minik masalarda çay içip tavla oynamak çok leziz gelir insana. çay ocağının adı da bu şekilde anılır olmuştur artık alışkanlıktan.
  • carsambalari selim sesler abinin döktürdügünü duydugum mekan. henüz teyit edilmedi; ilk carsamba insalla...
  • dün selim sesler abinin keyifle dinlendigi ortam. salas mi salas, ancak süper sinematografik mekan. kozmopolit kitlesinden bahsetmeye gerek yok. bi de süper ucuz. eglenmek icin formul bu diyesi geliyor insanin.
  • son günlerde sarp keskiner ((bkz: istanbul blues kumpanyası) ve (bkz: mojo) falan) ve çoğu kanadalılardan oluşan yeni grubu "sweet papa lowdown" ın 30lu 40lı yılların blues şarkılarından derlediği şahane iki konserle başka 1 güzelleşen mekan.
  • ayrıca şu an garsonların hiç biri eşcinsel değil...
  • taksim yönünden yürüyerek tünel meydanına gelindiğinde u dönüşü şeklinde girilen hemen ilk sağdaki sokakta karşılaşılan ilk köşedeki cafe.
  • ekşi sözlük the cure zirvesinin yapılacağı en iyi tünel etrafı mekanı.
  • adını sahibinden alan, fiyat/performans anlamında gereksiz pahalı, nefret ettiğim, doğru düzgün bir dekorasyonu dahi olmayan, kişiliksiz, bir gün rock, öbür gün fasıl çalıp, kozmopolit olmaya çalışan ama herşey gibi gene arkasında tamamen duygusal bir sebep olduğuna inandığım fırlatma bir mekan.
hesabın var mı? giriş yap