*

  • "taksim anıtına vardığımız zaman anıtın beyoğlu'na bakan yanında değil, elmadağ'a bakan yanında toplandık. bunun nedeni beyoğlu'na bakan yanda atatürk, elmadağ'a bakan yanda mustafa kemal oluşuydu. ve gün o gündü ki ülkemiz içindeki düşmanı dışarı atmak için yine savaşmalıydı. ben istiklal savaşı'nı temsil eden yanda konuşurken, bizimle beraber beyazıt'tan taksim'e yürüyen ihtiyar gözüme ilişti, yine heyecanlıydı. çağırdım, arkadaşların yardımıyla anıta tırmandı. ben takdim ettim: "şimdi bizimle birlikte yürüyen yaşlı bir dedemiz konuşacak". dede konuşmaya başladı:

    "bunlar ne süleyman'ın çocukları ne ismet'in çocukları. bunlar atatürk'ün çocukları. bu filonun ne işi var burda, çekip gitsinler, biz bu piçleri kovarız buradan, istemiyoruz bunları..."

    dedeyi dinleyenler önce bir alkış sonra da "bağımsız türkiye" diye bağırmaya başladılar. baktım dede de bağırıyor: "bakımsız türkiye".

    gençleri susmaya davet edip, "dedemiz yeni bir slogan söylüyor" (dedim), "bakımsız türkiye"; hep beraber söyleyelim. kalabalık tekrarladı: "bakımsız türkiye! bakımsız türkiye!"

    (harun karadeniz, olaylı yıllar ve gençlik, 11 şubat 1969 beyazıt yangın kulesi'ne vedat demircioğlu bayrağı çekildikten sonra taksim cumhuriyet anıtı'na yapılan yürüyüşü anlatıyor)
hesabın var mı? giriş yap