bakakalmak
-
bakma eylemini (tercihen mal gibin) sonlandiramamak.
-
şaşkınlık, hayret, hayranlık duyguların devamı niteliğinde gerçekleştirilebilen eylem.
-
bakilan noktanin cekiciligi, sasirticiligina, husranligina kapilmak, baktikca bakasi gelmek.
(bkz: agzi acik ayran budalasi) -
belki ölen birinin mezarına atılan toprağa
belki çekip giden sevgilinin saçına
belki ihanetin umursamazlığına
belki geçmişin izlerine
belki öldürülenin gözlerine
belki hayata -
kendini denize atacak cesareti bulamamak hali..
-
genellikle kaçan şeylerin (araba, sevgili..)ardından yada alışık olunmayan bir durum sabit oldugunda ademoglunun aldığı hâldir.
-
çoğu zaman iç acıtıcıdır. kayıtsızlığın en saf halidir. elden bişey gelmemesi, bütün vücutun gözlere yüklenmesidir. sadece bakabilmek ve acı bir şekilde öylece kalmak.
-
cümle içinde süper bir kullanımına örnek:
bakakalırım giden geminin ardından,
atamam kendimi denize,
dünya güzel.
serde erkeklik var,
ağlayamam...
(bkz: orhan veli) -
başkasını sevdiğini bile bile seni seven birini, zamanın ve devranın döndüğü bir zamanda başkasını severken sevmektir ardından.
-
(bkz: volkan demirel)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap