bakkal diyalogları

• bir zamanlar bakkal diye ufak çaplı alışveriş merkezleri vardı. bazılarımız vakitlerinin yüzde bilmemkaçını orda geçiriyorduk.
  aman girizgahın ne önemi var, ben dialoglara geçeyim..
  
  weletler-amca şu elli liralık çikolatalar kaç lira (walla o zaman elli liraydı, yaşı da ele verdik ama)
  bakkal amca-elli lira
• daha bu sabah bi dialoga şahit oldum...
  
  müşteri hatun-hazır kart var mı?
  bakkal amca-aryanınki var
  müşteri hatun-hı? ne? o ne?
  bakkal amca-yeni operatör, bilmiyonuz mu?
• sene 92, yer tokat
  
  weletler heyeti biz-amca mayonez var mı?
  bakkal amca-hı? ne? (tabi anlamadı ne dediğimi, onlar cemenden başka bişey bilmezler ki, mayonez onun çün asır hadisesi olabilir) şeeey... o dediğinizden kalmadı!
  biz kikirdemece
• inatla mayonez arıyoruz... başka bi bakkala girdik
  
  -amca mayonez var mı?
  -ne maydonez mi? o dediğiniz manavda olur çocuklar...
  
  sinirden ölcem yaw, gidip yumurta ile limonu ben çırpacam...
• bazı bakkallar computerize mecmua da satıyolar...
  
  -abi chip var mı?
  -yok pcnet var vereyim mi?
  
  yani amcanın tavsiye ettiği herşeyi kullanmalısınız!
• bi de bakkallara sarkıtılan sepetler var. akıllara sakatlık. kazaya sebebiyetten yatmışlıkları var mı bilmiyorum sepet sarkıtanların.
  merak ettiğim bi husus var, nasıl oluyo da sepeti sarkıtmadan önce haber veriyo bu teyzemler, bakkal amcaya? gördüm gördüm bi kedi gördüm...
  
  -rüstem efeeeeeeeeeeendiiiiiiiiiiiiiiiii (kaç desibel idi sesin şiddeti ölçemedim)
  -he buyur asuman abla
  -şu sepete sepet sepet yumurta versene
  -e ama sen bi sepet sarkıtıyosun, kaç sepet yumurta istiyosun, olmaz ki!!!
• -bir kalem, bir pergel, bir de çikolata alacağım^*
  -buyur evladım
  -fişini de alabilir miyim?
  -(uyduruyom) bak fişini almassan sana bi sakız hediye veririm... soyalım şu devletin olmayan elbisesini..
  
  devamını unuttum. biz küçükken tivide böyle yararlı yayınlar oluyodu...
• -abi izolabant var mı
  -yok kardeş, yara bandı var olmaz mı?
  -tööbe tööbe... (adamı yaralayıp bandı alsak mı neh?)
• (windows 98 yeni çıkmıştır, hürriyet gibi gazetelerin arka kapağında yer almaktadır)
  
  - günaydın iki kemıl bi ekmek bi kola lütfen.
  - al umutçum.
  (al gıda ver para esnasında)
  - yau umut bu windoz 98 çıkmış çok hızlıymış sizde de var mı bundan kurdunuz mu?
  - ... gek gük vardı mardı
  - ya bizim kızı da bilgisayar kursuna göndericez çok meraklı yazılar çıkartıyo ekrana falan hangi kurs iyidir
  - ...
  
  falan şeklinde koşarak biter alış veriş.
• gazete de satıyo amcamlar. gazeteler bi ara bi ek furyasıdır üfürüyolar. üniversiteye hazırlık şeysi mi ne alcez. sabah sabah bitmişiz bakkalcımızın yanında..
  
  -abi zürriyet gazetesi verir misin
  -kalmadı
  -elindeki ne?
  -onu başkasına satcam?
  -neh? (sülaleni.!!!)