*

  • alışınlana benzememe, değişik olma durumu. (bkz: değişiklik). (bkz: başka).
  • (bkz: farklılık)
  • dışımdaki olma. karşımdaki olma. bir bilincin kendisi için farklılık yaratmış şeyi algıladığında tanımladığı.

    başkalık, bizde olmayanı ve bizle eşit olmayanı kendi şartlarımız ve imkanlarımız dahilinde yorumlamakla da alakalı.

    gösterdiğimiz davranışları chose en soi (bizatihi şey) olarak ele almanın yanlışlığı, idealar dünyası lunaparkında karşılık bulamadığı zaman ortaya çıkıyor. yani davranışlara binaen inşa edilmiş başkalık yapıları, içinde bulunulan şartlar aynılaştıkça ve iklim sürekli bir tempoya girince yıkılıyorlar.

    öz başkadır. aksiyonlar benzeşen. öz ve aksiyon toplamı bir matematik dengeyi vermez. başkalık ancak öznenin yaratabileceğidir. nesnelerin başkalığı, insan algısının gidebileceği sınırın yüzölçümü kadardır.

    dünyayı başka yapan akıldır.

    naçizane mafizane..
  • ingilizcesi için (bkz: alterity) fransızcası için (bkz: altérité)
  • zamandan alınan parçanın daha çok katedildiği uzunluklar boyunca bir sürü şey öğrenirsin. cömertlik ya da öfkeyle saçılan öğretilerin tohumları, yine aynı iklimlerde boy göstererek nihilizmin ve kaderciliğin simetrisiyle yine aynı bitki örtüsünde yerini alır. anonim paradokslar endemik anlamlar, olağandışı renkler... hepsi de; ormanın rengi ve coğrafyasıyla örtülü aynılığın altında kalır. öğrendiklerini kullanırken aşınanın vakasıyla gelen ağıdın ve coşkunun işe yaramayacağı noktada zamanın uzun parçası, sürmüşlükle alır nitelemesini. nihai olana erişen gerçeğin ad ihtiyacı.

    geri dönüş başlar. korkunç bir yapısöküm. eleştirinin vefa bilmeyen şiddetiyle orman yavaş yavaş moğol enkazının renklerini alır. monochrome bir renkten diğer tekgörünüme geçişin bitişiyle tamamlanan döngünün taşıyıcısı olarak metruk bir başka ad konulur vakaya.

    yeniden doğulur. başlangıcın rönesansvari nitelikleriyle gelen sayısal üstünlüğü, yeni renkleriyle örtülü bir başka manzara yaratırken olağanüstü bir uzunlukla zamandan bir parça daha alır. bu sefer ne kadar sürdüğü değil; ne kadar derine düştüğüyle ölçülen yükseklik, nitelemeleriyle yeni şeyler öğretir.

    çavdar ve suyun ve toprağın biraraya gelmesiyle, taşın ve sürtünmenin ve kavın biraraya gelmesi arasında sadece zamanın uzunluk farkı var. güz zamanı esen rüzgarın filizkıran fırtınasına benzediğini baharın anlamak, tanıdıklık değil, yabancılık.

    bu yabancılığın bir uzunluğu ve derinliği yok.
  • insanın karakterinin belli yönlerinin, üyesi olduğu toplumun öteki insanlarından farklılığı, değişikliği, ötekiliği. ben'den bütünüyle ayrı olan benliğin sınırları dışında bulunan başka ben'leri, nesneleri, özellikleri, ilişkileri anlatmak amacıyla kullanılan felsefe kavramı. emmanuel levinas felsefesinde düşünen ben'e ya da özneye dayalı ikili karşıtlıkların ötesine uzanan ötekilik üstüne geliştirilmiş özgün bakış açısı.

    dolaşımdaki başkalık görüşleri, modern felsefeyi modern yapan en azından iki belirleyici özelliğe karşı çıktıklarında postmodern olarak nitelendirilmektedirler. kısaca söylenecek olursa, ilk karşı çıkılması gereken, dolaysız bir biçimde kendisini bilebilir bir konumda görülen bir özne tasarımı temelinde şaşmaz kesinlikte bilgiyi güvence altına alan dayanak bulmaya yönelik descartesçı arayıştır. karşı çıkışlardan ikincisiyse, gerek bilginin gerek farkına varmanın bütünüyle olanaklı olduğu öncülünden yolan koyulan kendilik bilgisi ile kendilik farkındalığını sağlama almaya yönelik hegelci felsefe yapma biçimine yönelmelidir.

    levinas, bu noktada fırsat buldukça, oldum olası varlığın yüzünü göstermesinin yüzü suyu hürmetine kişilere eğilen heidegger'e ağır eleştiriler yöneltmektedir. sözgelimi, sürekli cesaretle "kaygı"yla yüzleşen kendine yeter kahraman bir özne varsayan heideggerci felsefe, ölümü güçlü bir ben olabilmek için verili bir varoluş olanağı olarak tasarlamaktadır. oysa levinas, heideggerci ölüm tasarımına karşı, saltık öteki karşısında ezilen ben tarafından ölüm kaygısının hep bir güçsüzlük deneyimi olarak yaşandığını savunmaktadır. daha açık bir deyişle, levinas'a göre asıl olan ben'in ölümü değil, başkasının ölümü olduğundan, hem heideggerci şairane bir dille yazılmış olan ben öyküleri, hem de geleneksel özne tasarımı geliştirilen başkalık konumu karşısında bütün egemenliklerini yitirmiş olmaktadırlar.

    çoğunlukla sanıldığının tersine postmodern düşüncenin bu iki karşı çıkışı, zorunlu olarak başkalığı sonuna dek savunmaz, daha çok ben'in özdeşliği düşüncesini kökten başkalık doğrultusunda kavramaktan yanadır. çağdaş felsefede georges bataille'dan jacques derrida'ya, gilles deleuze'den jean-françois lyotard'a dek pek çok önemli düşünürün başkalık üstüne sundukları görüşlerin temelinde emmanuel levinas'ın çığır açıcı çalışmaları yatmaktadır. kendine özgü bakışında levinas, ötekinin başkalığının etik bakımdan her türden "ben yansıtımlı düşünme"ye önsel olduğunu ileri sürmektedir. levinas, husserl ile heidegger'in düşünceleri üzerine uzunca bir süre durduktan sonra, sonunda başkalık görüngübiliminin ne husserlci bilinç görüngübilimi doğrultusunda, ne de heideggerci varoluş yorumbilgisi aracılığıyla yapılamayacağına karar vermiştir. nitekim levinas'ın "başkalık felsefesi"nin başlıca amacı, geleneksel varlık felsefelerinin ikilikçi yapılarında, varlıkbilgisinden etiğe, anlamdan duyuma, görüngüden "yüze", bilgiden yaklaşıma, aynılıktan başkalığa, ben'den öteki'ye geçişin yaşanmasına olanak tanıyacak derin kırılmalar meydana getirmektir.

    levinas'ın görüşünde, asla aynılığa indirgenemeyecek olan başkalık (ne bilgi kuramı alanındaki cogito'ya ne de varlıkbilgisi alanındaki "varlığın aynılığı"na) etiğin ilk felsefe olarak temellendirilişine kaynaklık etmektedir. buna karşı levinas, "özün ötesinde varlıktan da öteki" başlıklı ikinci büyük yapıtında, öznellikten artık konukseverlik olarak değil "tutsaklık" olarak söz etmektedir. ben, yalnızca başkalık tarafından tutsak alınmakla kalmayıp, bir tutsaklık hali olarak başkasının yerine geçerek tutuklu haldeki başkasının bütün sorumluluğunu yüklenmektedir. kendi içinde açmaz oluşturan bu sorumluluk, kendisini ortaya koyan bir ben özne olarak tasarımlanmaz, çünkü tutuklu teriminin de açıklıkla bildirdiği üzere, ben en başında beri başkalık karşısında yaşanan yalınkat bir edilgenlik durumudur.

    özellikle 20. yy. felsefesinde önemli bir konuma gelen başkalık sorunu, çoğunlukla ya ben'in karşıtı bir konumda tasarlanarak ya da öznelliğin karşısına yerleştirilerek kavranmaktadır. başkası'nın öncelikli bir felsefe sorunu haline gelmesinde, edmund husserl'ın "başkasının ben'i sorunu" çerçevesinde sunduğu görüngübilimsel çözümlemelerin katkısı büyüktür. ben'in öteki benler karşısındaki felsefi değergesi varoluşçu felsefenin de değişmez soruşturma konuları arasında gelmektedir. gerek görüngübilimci gerekse varoluşçu felsefe bağlamında sorunun özüne inildiğinde, en altta, benimizde gövdelenen öznel yaşantılarımızın çevremizdeki başkalarına nasıl açılacağı ya ben'e özgü durum, duygu ve tasarıların dışımızdaki başkalarına nasıl iletilebileceği sorusunun yattığı görülmektedir.

    levinas'ın başkalık düşüncesi, jacques lacan ile julia kristeva'nın çalışmaları başta olmak üzere çağdaş ruhçözümleme kuramında, arzu diyalektiğinin "ben'in başkalığı" deneyimiyle çözümlenmesi bağlamında önemli bir yer tutmaktadır. nitekim levinas iki önemli yapıtından biri olan bütünlük ile sonsuzluk'ta arzuyu, saltık anlamda başkalığa duyulan arzu diye tanımlamaktadır. varolan bütün her şey, kendisine arzu duymak için yetersiz olduğundan, arzunun anlamı "başka'nın başkalığında" yatmaktadır. bu noktada levinas'a göre, autrui'nin (belli bir kişi tekinin başkalığı) görüngübilimsel betimi, kuramsal yaklaşımlarla ya da çözümlemelerle anlaşılabilir bir konu değildir; çünkü başkalık doğası gereği tanımlanabilir, yani belli bir aynılık yapısına oturtulabilir bir izlek değildir. bütünlük ile sonsuzluk öznelliği sonsuzluğun doruğuna ulaştığı yerde, başkalığın buyur edilişi olarak, başkası'na gösterilen konukseverlik olarak betimlemektedir. bu bağlamda, yalnızca varlıkların bütünlüğü bütünüyle başkasına bağlı olarak değil yüz görüngüsüne bağlı olarak da ayrımsanmaktadır.
  • kendi başına yapılan ekim dikim işi veya ortak değil bağımsız/tekil edinilen mal. başkalık eken ortak da değildir, ağa da değildir. orta sınıf, burjuva köylüdür. işçi köylüye maraba/ortakçı, aristokrat köylüye ağa diyebiliriz.

    anadolu şiveleri, ağızları içinde kaydedilmemişe benzeyen bir kavram. çukur çeylen'den bildiğim kadarıyla, ki tüm fethiye'de de bilinir (teke yöresi ve ege - akdeniz için de umutluyum), ortak olmayan taşınmaz özellikle tarla, çiftçilik alanı anlamında kullanılır. biraz nesneye işaret ediyor, daha fazla ise duruma, ortak olmama, bağımsız olma durumuna işaret ediyor. gene de "başkalık traktör aldı." derler miydi anımsayamadım. ikisini birden diyalog/konuşma içinde kullanırsak:

    - üseen bu yıl ortak mı ekti?
    - yok hasanca kendisi başkalık ekti.
    - demek ortağa veresi gelmedi ha, vay cavır vay.

    "ortak öküzün olacağına başkalık buzağın olsun."

    "ama erkek ile kadın arasındaki sevgilerin hepsi bütün değildir. tatlı bir nitelik taşıyabilir, birlikte erime olabilir, ermiş francis ile ermiş clare, beytanyameryem* ile isa örneklerindeki gibi, sezinlenen bir ayrılma, kazanılan bir tekleşme, benimsenen bütün bir başkalık hiç te görülmeyebilir." d. h. lawrence - anka kuşu

    ["başkalıklarını" ("otherness") her zaman korumalıdırlar. birbirleriyle kaynaşmamalı, tek varlık haline gelmemelidirler. (...) insanın asla bir yuvası olmamasını ister. bir kadınla bir erkeğin, kapılarını dünyaya kapayıp, hiç değişmeyen aynı dört duvar arasında yaşamalarını; başkalarını dışlayarak, salt kendi çıkarlarını kollayarak bir "egoisme a deux" (iki kişilik bir bencillik) kurmalarını, üstelik bu durumdan mutlu olmalarını iğrenç sayar.] mina urgan - d. h. lawrence

    ["aşılmaz başkalık" ile "ortaklık" dengesinin (bu dengenin içinde yer aldığı çerçeveyi nasıl, yani nite, tasarlayabiliriz?) bozulması ile bölüntünün "tarihte" sözü edilir hale gelmesi arasında bağıntı var mı?] bilge karasu - öteki metinler

    (ilk giri tarihi: 5.2.2015)

    (bkz: başka/@ibisile), başkalaşmak, başkalaşım
    (bkz: başlak başına)
    (bkz: ortak/@ibisile)
    (bkz: çatal kazık)
    (bkz: ben/@ibisile)
hesabın var mı? giriş yap