*

  • inançlı(bkz: müslüman)(bir kaç dallama çıkar şimdi. evet başını örtmeyen de sakal uzatmayan da müslümandır.)insanlara sen sakallısın sen türbanlısın deyip devlet dairesi, hastane gibi bilimum mekanlarda hakettiği insanca davranışı göstermeyen ateist, budist, musevi şahıslar da olabileceği ihtimalinden yola çıkarak, ateisten bilim adamı olmaz, budisten bilim adamı olmaz gibi bir çok önermeye ulaşmamızı sağlayan önerme.
  • antitez: prof. dr. lubnia razia icaz..
  • bilim adamı olmanın devlet dairesinde çalışmakla pek bi bağlantısı olmadığı için yanlış bi önermedir bu..ırak, iran, nijerya vs. gibi ülkelerde 100lerce örneği vardır başörtülü bilim insanlarının..ha türkiye'de neden yok derseniz o da bizim gerzekliğimizdir..
  • insanlar bu yargıya başörtüsünün simgelediği inançlardan hareketle vardıklarını zannederler ama asıl dayanak noktaları kafalarında oluşmuş başörtülü insan profilidir, yobazlığa dindarlar arasında daha çok rastlandığı önyargısıdır yoksa sanmıyorum ki kimse başörtülü bir bilim kadınının laboratuarda melekleri gösterecek filtre yapmaya ya da kuark içerisinde ruh aramaya çalıştığını sanıyor olsun.

    şahsi görüşüm odur ki bu değil ama bir insan tipi'ne daha az dayanması bakımından astrolojiye inanandan bilim adamı olmaz daha yerinde bir tespittir.
  • bilim ve inanç birbirine tabandan zıt iki sosyal olgudur, biri soru sormayı diğeri sormamayı öğretir. bu halde "başörtülü insandan bilim teknisyeni/uygulayıcısı olmaz" anlamına gelmeyen bir önerme olarak nazarımda insanın topraktan yaratılmadığı önermesiyle eş doğruluğa sahiptir. gerisi tamamen tercih meselesi.
  • dini nitelik taşıyan tüm giyim eşyalarını ya da takılarını kullananlara karşı önyargı niteliğindeki önerme.haç takandan bilimadamı olmaz da denmesi gerekir. eğer burda tek sorun din faktörü ise.
    yok, haç takan ya da bilmem ne dinini sembolize eden bir eşyayı kullanan insanlardan bilim adamı olabiliyorsa,başörtüsü takandan niye olmasın diye düşündürür kişiyi. sonuçta kişi yobaz olmadığı müddetçe ne taktığı ne yaptığı ne ettiği,ne giydiği ne yediği ne de içtiği sorun değildir.kişisel tercihi onundur. önemli olan vazifesini eksiksiz yerine getirmesi,dinsel tercihini vurgulamak değil,mesleğini icraa etmesidir.bize düşense başkalarının değerlerini kendi değerlerimize göre yargılamamak yani nesnel davranmaktır.eğer başörtüsü takandan bilimadamı olmaz hipoteziyle islam dinine bir gönderme yapılıyorsa da,hatırlatırım ki zamanın en büyük bilimadamları,ilklerin öncülüğünü yapan kişiler de (ibn-i sina, ali kuşçu,battani,cabir ibn hayyan,ahmed el-biruni,takiyyüddin,sabit bin kurra ,nasirüddin tusi,mirimirim çelebi, mahmud bin muhammed ,harizmi,çağmini,........) islam dinine mensuptu.
    (bkz: bilmem anlatabildim mi)
  • bilim ve inanç birbirine tabandan zıt iki olguysa bütün bilim adamları ateist olmalı düşüncelerine gark etmemiz gereken önerme..
  • 20. yüzyılın ortalarında (ne yazık ki tam tarihi (!) bilemiyorum) toplanan dünya bilim konseyi, ateşli tartışmalardan sonra bu karara varmıştır. haç, davut yıldızı takma; toplumda benimsenmeyen kılıklarda olma gibi diğer bazı önemli sorunlar bir sonraki toplantıya bırakılmıştır.
  • bilimsel anlamdaki çıkarımların çoğunu isteyenin mistik temellere dayandırabileceğini *, ufaktan seçilip özenle yetiştirilmiş*, amerikada avrupada okutulmuş zehir gibi mücahitler* düşünülürse pek ciddiye alınmaması gereken önerme.
hesabın var mı? giriş yap