• fırsatı olanlar bi yerlere gider.gidemeyenler nan naapsam naapsam diye kafayı kırarlar.caddelere bayram harçlıını yemeye çıkmış veletlerle dolar.bizim burda kız kovalayan füze ve bilimum patlayıcı sesleri ile dolar.kapıya çocuklar gelir şeker isterler.boşluğa düşüp kapıyı açarsanız çocuklar da siz de ne diicenizi şaşırırsınız.en iisi kapıyı açmamak tabii.daha bilumum bayram ritüelleri.hep aynı hep aynı hep aynı...
  • bitsede gitsek hadisesi..
  • istisnasız her bayramda gelen giden misafirler yüzünden evden çıkamama durumu, sinemaların kapalı gişe olması, bazı alışveriş merkezlerinin kapalı olması nedeniyle depresyona eşdeğer etki yaratan bunalıma verilen isim.
  • aile baskısı altında zorla bayram namazına gitmek.sonrasında bayram ziyaretleri ve yaşanan daimi klişe hadiseler.
  • bayrama 1 kala 39 derece ateşle yatağa düşüp, güzelim tatili yatakta ve bayarak geçirmekten büyük bir bunalım düşünemiyorum.
    ama tabii herşey gibi bunun da iyi yanları var: misafirle haşır neşir olmamak, hizmet etmek zorunda kalmamak, bol bol ense yapmak...*
  • kimi zaman bayramı aileden uzakta gecirmekten dolayi yasanilan bunalımdır.
  • bunalim tam evresini bayrami calisarak gecirmek zorunda kalanlarin serzenisleriyle tamamlar.
    bu serzenise katilip cok bedbahtim be sözlük diyerek avutmaya calisiyorum kendimi. kimler var butonu ise bir nebze bunalimimi azaltmakta.
    (bkz: bayramda calismak)*
  • taziye sebebiyle sürekli evde olmak zorunda oldugunuzda, içinde bulundugunuz durumdur. bir de yardım edersin sen kal burda dendiğinde hayır da diyemiyorsanız, gitti 3 gün. 3 günün sonunda sürekli ayakta kaldıgınız için ayaklarınız şişer, sıkıntıdan gidip gelip tatlı yersiniz arada-bir kaç gün içinde sonuç da alınır bu durumda, bir de sürekli sorulan "sen nasılsın, nasıl gidiyo, başladın mı işe, neden olmadı peki vs" sorulardan fenalık gelir, bir süre kimseyle konuşmak istemezsiniz, sakin sessiz bir ortam ararsınız, bir de kendi yatagınızda uyumak istersiniz.
    böyle bir bayram bayram değildir aslında. küçükken deli gibi beklediğin bayramlardan artık nefret etmenize sebep olur. hatta bir süre için sevdiğiniz insanları da görmek istemezsiniz.
    işte bazen böyle yan etkileri de oluyor.
  • elinizi eteğinizi işinizden gücünüzden soğutan süreçtir. özellikle üç-dört günlük bayram, uzatmalarla dokuz güne çıkarılmışsa, aman aman... evlerden uzak. tabi bazı insanlar için iyidir. inançları ya da gelenekleri gereği onlar için önemlidir. efendime söyleyeyim kimileri de tatile gider, çok yoğun çalışıyorsa dinlenir, bayramı sadece tatilden ibaret gördüğünde gelsin diye bekler. neyse. bunlar diğerleriyle ilgili. ben, benden bahsediyorum. ben ve diğerleri arasında, kendimi tercih ediyorum. bayram içimi sıkıyor benim. sanki gırtlağım genişmiş, boğazımda durmuyormuş da ona kemer takmışım, bir de insafsızlığım üstüne gelmiş kemeri iyice sıkmışım gibi hissediyorum. ancak hemen pes etmiyorum. boğulmamak için "emek" harcıyorum. güzel bir bayram havası yakalamak için çabalıyorum. alıyorum kurban etini önüme. kanlı kanlı... bakıyorum. yok içim açılmıyor. geçen şeker bayramını anarak şekerle kolonyayı da gözümün önüne alıyorum. mümkün değil bebeğim, mümkün değil. bayram bir türlü sözlük anlamıyla yaşamıma sızamıyor. olmuyor olmuyor hayatım... "bunalım"dan "bunama"ya geçiş yapamıyorum; tüm gelenekselliği, etrafımı sarmalayan insanlığı, onların anlamlarını, düzenlerini unutamıyorum. bayram bunalımını "gençlik bunaması"na dönüştüremiyorum. oysa bunamak istiyorum. unutmak istiyorum. kimse fark etmiyor, içime sızmış başkalarıyla beraber yaşıyorum. ya onlar gitsin ya da ben gideyim istiyorum. onlar tanıdığım en yüzsüz, alınmayı bilmeyen "kalıcı misafirler" gitmiyorlar. onlar içimdeyken de huzuru bulamıyorum. sanki siyah bir canavar. içime saklanmış ve çok kuvvetli bir hönkürmeyle sokağa fırlatabileceğim onu. olmuyor kanaryam, karıncam, karafatmam, farem. hayvanlar alemi bana darılıyor. "tanrılar kurban istiyor"; onları yaratan düzenleri kurban olarak sunamıyorum onlara. içim daralıyor. içim şişiyor. bu durum neden bayramlarda daha çok ortaya çıkıyor, onu da bilemiyorum.

    gözümün önüne kurban etini koyuyorum. ohh kanlı kanlı... kurban vermiş birileri. aman aman. evlere şenlik. ne güzel de yenir. cık be şekerim. olmuyor. şekerle kolonya... yetmiyor fındık kurdum. sütlü çikolata yiyorum. ağzımın kusmuklu tadı geçmiyor. öğhhh. midem bulanıyor. insani kusur, tamirciye gidemiyorum güzelim. düzelt bizi diyemiyorum.

    bunalımdan bunamaya geçemiyorum. unutamıyorum. allah insanı elden ayaktan düşürmesin, amin de, ama "unutmak" kutsal yarattığımdır benim. çok şükür.
hesabın var mı? giriş yap