• el opmek uzerine kurulu bir temadan olu$an rituel.. butun bayram ziyaretleri boyunca surekli birileri birilerinin elini oper durur..
  • büyük, yaşlı akrabaların evine gidilir onların elleri öpülür, orda büyükler geyik muhabbeti çevirir, yaşlılar bunamıştır aynı şeyi dört kere sorarlar, her seferinde daha kısaltarak anlatılır, sıkılır, gelicek sene ankaraya gidiyoruz bahanesini kullanmaya karar verilir, nihayet gidilir...
  • sakallı amcaların bayramını kutlamak anında, sakallı amcaların eli süratle cebine uzanır... cebinden çıkardığı gazoz kapağı benzeri tedariği açıp "gel ewladım" dediğinde artık kaçmak imkânsızdır, haci yagi denilen ağır kokulu nesneyi elinizin üzerine sürer, siz de onu herhangi yerlerinize sürmek zorundasınızdır... böylece bi tinsel paylaşım ve ferahlamaya ulaşılır...
  • ismi bayram olan insanları ziyaret etmek durumuna da "bayram ziyareti" denmesi engellenemez. bu ziyaret "bayram'ın iade-i ziyareti" isminde size geri dönecektir.
  • her ne kadar sıkılırlarsa sıkılsınlar küçük çocukların asla reddedemeyecekleri para kazanma yolu...
  • zorunlu olmadıklarını düşündüğüm,yılda iki defa bir büyüğüne ziyarete gitmişsin bak hatırlandığını düşünmüş gözleri parlıyor şeklinde etkileri olan kısa ziyaretlerdir...mutluluk ve mali kaynak sebebidirler.
  • yeni çağın en nihayetinde bir görev ifa ediyormuş edasıyla yapılan işler sınıfına katmayı başardığı ziyaretlerdir. ne yazıktır ki, görev gibi yapıldığı için; ziyaretten alınan en büyük zevk, söz konusu olan görevi ifa etmiş olmanın verdiği dayanılmaz hafiflik olup, sıkı akraba-dost bağları ile tüketim çağının fast foodları arasında sıkışıp kalan genç kuşak, bu ziyaretlerle hem ana-babasından gördüğü şeyleri yapmaya devam etmenin verdiği hissiyatı yaşamaya devam etmekte; ve hem de tüketim çağının silip süpürdüğü dostluk, arkadaşlık, dayanışma gibi bağ ve değerlerin, kavramların tesirinde fazlasıyla kalmışlığından mütevellit, yaptığı ziyareti iki çift hoş lakırdı yapar gibi değil, anasından, atasından aldığı bayrağı taşımaya devam ediyor olma hissiyatıyla yerine getirmektedir. amaç, ne ziyaret edilen kişiyi görmek, ne de onunla sohbet etmektir. eğer hala anne-babadan alınan bayrağı bir şekilde taşımaya devam etmeye dair bir istek kalmışsa, bunun gerekliliğine dair inanç bünyede mevcutsa; gidilir, gidilen yerde beş dakika ya da maksimum on dakika oturulur ve "e hadi biz kalkalım artık." denilerek mekan terk edilir. görev yerine getirilmiştir.

    tüketim çağının, iş adamı ve iş kadını olmaya zorlanan, olmadığı ve çok çalışmadığı sürece aç kalmakla yüzleşmeye aday olan genç bireyleri; anadan babadan gördüğü davranış tarzı ile, tatile olan ihtiyacı arasında gel-gitler yaşaya yaşaya yapar bu ziyaretleri velhasıl. eh, aslında haksız da sayılmazlar. bayramları bir tatil olarak kullanmaya da bir anlamda zorunludurlar. nereden çıkmışsa çıkmıştır işte bu bayram ziyaretleri. empati denilen şey; yaşama şartlarının giderek güçleşmesi, dinlenmeye vakit olmaması nedeniyle bayram tatillerinin bir dinlenme süreci olarak görülmesinin çok normal olduğunu anlamaya muktedir kılar bizleri. lakin, yapılan şey bir ziyaret ise ve evde pijama terlik oturmak ya da bir tatil mekanına gidip her şeyden uzak yaşamak yerine söz konusu ziyaretleri gerçekleştirmek de bir şekilde tercih edilmişse, empati ve akıl ve mantık ve sağduyu ve yürek; yerine getirilen şeyin bir görev gibi değil de, istekle yerine getirilmesini diliyor ne çare ki. "madem geldiniz, hoş geldiniz. ne iyi ettiniz de geldiniz. bir dahaki bayrama kadar kim öle kim kala, haydi sohbetimize bakalım." diyesi geliyor insanın elde olmadan. görev aşkıyla yapılan şeyden pek hayır çıkmaz ama belki bir umut da vardır işte. "madem yapıyoruz şu ziyaretleri, bari tam yapalım. gittiğimiz evleri şenlendirelim, onları görmekten yana mutlu olmaya çalışalım..." demek, diyebilmek, belki işe yarar... bayram ziyaretlerini, yangın yerinden kurtarabildiğimiz son şeyler arasına katabiliriz belki ve hala...
  • parasına kıyamayan, başka şehirlerdeki evine gidecek vakti olmayan, işi olan, velhasıl binlerce başka sebepten evinde kalanların gerek ekşi sözlük, gerek komikaze gibi siteleri ziyareti. örneğin ekşi sözlüğü ele alırsak, siteye gidilir, entrylerin yaşlılarının eli, gençlerinin gözü öpülür, sonra yeni entryler peydahlanır kaşla göz arası. öyle sürer gider.. bir gün, bilemedin iki gün, yok olmazsa üç gün....
  • tam bir evcilik oyunudur. amcamlar bugün bize gelir, biz yarın amcamlara gideriz, amcamlara gittiğimizde bakarız halamlar da orada, onlarla beraber kalkar halamlara gideriz, akşam halamlar bize gelir. ee.. ne ki bu şimdi? maksat görüşmekse görüşüldü işte. ama evlerine gitmeyince kapris yapılır, "sen bizim eve gelmedin" denir.
  • kurban bayramının 4. gününde ziyaretlerin en güzeli, en anlamlısı ve en önemlisi yapılmıştır. bir bayram gününü daha okulumuzda, odamızda, neşeli ve mutlu bir şekilde geçirdik, bu önemli günde bir kez daha burda buluştuk.

    (bkz: coni)
hesabın var mı? giriş yap