• dogus'un, söylerken yine acilar çektigi bir sarkisi .
  • geceleri ta uzakta gordugumuz isiklari yanan evlerin pencereleri ardinda yasayan bazen cok az, bazen de hic tanimadigimiz insanlar.
  • bu ülkede yaşayan en pis insanlara deniyor. bunların işbirlikçilerinin de adını burada deşifre etmek istiyorum:
    kimileri
    bu ikisi bazı konularda son derece kendini bilmez şekilde hareket ediyorlar.
  • bir yerde okumustum, birileri bazilarinin varligina inanmiyormus, onlarin bir cok kisi'nin inandiginin aksine ve herkes'ten farkli olarak aslinda gercek kisilere degil muhtemel durumlara referans veren varsayimsal kisiler olduklarina inaniyorlarmis. kaç kişiyle konuştum hepsi aynı şeyi dedi
  • bir şeyler hep bunlara kapak olur.
  • ne yapar eder hayal kırıklığına uğratır bazıları. yüzlerinde pişmanlık namına hiçbir şey görmemek de en fenası galiba.
  • ihtiyaç duyduğunda bazıları eksik bir yanını tamamlıyor nokta
  • bunların olaylar sürekli zoruna gider.
  • bazen tamamen dolmuş da taşmış insanlar görüyorum. yerlere taşmış acıları. hayatı elinde öylece kalmış, acı tavan yapmış, umudunu elinden almışlar, ne bitmiş, ne de yitmiş insanlar bunlar. misal bazısı çok özlemiş gidenleri, çok mutsuz bir diğeri! bazısı tükenmiş gitmelerden, diğeri beklemekten usanmış. bazısını aşk yormuş, kalan biri üzüntüsünü maskelerle gölgelemiş. başka bir bazısı beklentilerinden gökdelenler dikmiş! sonra bir bir üstüne yıkılmış beklentiler! ne çok var aslında o bazılardan. işte ne toplamak mümkün oluyor bu "bazılarını" ne de zarar ziyan tespiti! bir dokunuyorsun ki yüreği elinde öyle kala kalıyor. sonra neresinden tutarsan tut acının, yardımcı olmak mümkün olmuyor.
    insan yüreğinin taşıdıklarını ağır bir taşa benzetiyorum çoğu zaman. zorla taşıdığımız bu ağır yükleri nereye gidersek, kime gidersek peşimizde sürüklüyoruz. kiminle karşılaşsak biraz ona doğru veriyoruz taşın ağırlığı! ne iyidir birinin acısının ucundan tutabilmek. arada küçük nefesler almaya sebep. kalan acılar daha da mı ağır gelmeye başlıyor sanki içinden alındıkça. ya da derine indikçe dengeler mi şaşıyor nedir? dur bir dinle beni der gibi; biraz sana dökebilir miyim içimi? söz dağılmayacağım, dağıtmayacağım seni de! biraz kendimi anlatıp gideceğim o kadar! çok ağır kalbimin yükü!
    bir laf diyor o bazıları... gizli yarasına dokunmuş gibi olmayacak yerden kanıyor! dur demek geçiyor gene içimden, çizelim şunun altını kırmızı kalemle, bir daha o kısma gelince dikkat ederiz! ya da boşver sil at oradan o yarayı demek istiyorsunuz ama olmuyor. yara onun kesip atmıyor da sana ne oluyor? hele ki işin ehli değilseniz "elleme" bu yaraya da bırak kalsın, ziyan etme boş yere, kanatma şu yarayı demek istiyorum yükleri yüklenenlere.
    ama ben bana yüreğini açan herkesin iyi dinleyicisi oldum, zaman geldi bir de ağlayanı oldum, yetmedi elim kolum duacısı oldum! "herkes kendi acısını sahiplensin" diyen dost haklıydı eyvallah dedim ona zaten. bilmiyorum ben senin derdinin devasını ama iyi dinlerim bak! kimse kimsenin derdimi, çaresini tam bilemez! dilersen devan için bir tek iyi dileklerim var kabul eder misin? ama kabul; bazısında biraz fazla var gerçekten acı! peki siz biraz ucundan tutar mısınız bazılarının acılarından?
  • yazdığım entryi okuyan ama burada olmayan birinden aldığım mesaj;

    - bir de bazıları vardır candır onlar. bağırırsın, küfredersin onların yanında rahatlarsın. çünkü söylediğin şeyleri sen söylemeden anlarlar. gerçektir onlar yalansızdır. kırmaktan korkarlar kırılırlar ama kırmazlar. işte onlar tanıdık bazıları.
    - şanslı işte o bazıları.

    bazen kendimi en şanslı hissettiğim nokta tam burası. bana gelen ve beni bulan bir avuç insan. bazıları içinde olmak ne güzelmiş.
hesabın var mı? giriş yap