• bir solukta bitirilecek kitaplardan.. bana aziz nesin'in şimdiki çocuklar harika kitabını hatırlattı nedense
  • bir gece boyunca okuduğum kitap , gayet sürükleyici olmakla birlikte biraz deli saçması, ayrıca nedense anlatım olarak elif şafak 'ın bit palası ınıda anımsatıyor .
  • filme çekilmekte imiş kendisi.
  • anlatım olarak elif şafak'ı anımsatmasının haricinde, elif şafak'ın anlatımını katlamış ve çok çok üstüne yükselmiş mine söğüt'ün ilk romanı.
    doğa üstü güçlerden korkanların gece okumaması tavsiye edilir.
    okuyanı başlangıçta içe alıp son sayfada tokatlayan romanlardan biridir. ayrıca picus'un aralık 2004'te yayımlanmış sayısında hakan bıçakçı'yla yaptığı söyleşide mine söğüt bu kitaba kadar bir öykü yazmışlığı bile olmadığını söylemiştir.
    127 sayfadır.
  • okunması keyifli kitap. nedendir bilmem sıcak bir eser havası taşıyor bence, sevmiştim vakti zamanında.
  • "rüyasında kendini aşık gören kimse aklını yitirecek demektir. rüyada aşk, şuur dünyasının kralıdır. içine girdiği ruhu isterse atlıkarıncalarla gezdirir, isterse dipsiz uçurumların kasvetine düşürür. nasıl isterse..."

    anlatılan hikayelerdeki belirgin nesnelere dair ilginç rüya tabirleri de barındıran biraz kasvetli ama akıcı bir kitap.
    elif şafak'ın tarzını anımsatmaktadır, fakat yazarın elif şafak kadar güçlü bir anlatım yoktur.
    dolayısıyla bit palas veya mahrem'le karşılaştırmak abesle iştigal olacaktır.
  • gündüz vakti okunmasında faide olan mine söğüt kitabı..

    dün gece okumaya başladım..çok da sürükleyici falan ama durdum bi yerde..cinler, periler falan..purtelas 17 numeroda oturuyor olsam, tırsardım yemin ederim..

    "bugüne kadar kimse mezarlığa kendi ayaklarıyla gitmedi.."
  • romanın kurgusu çok başarılı. bütün olaylar ve kişiler birbirine o kadar güzel bağlanıyor ki metinde hiçbir şeyin eksik veya fazla olmadığını düşünüyorsunuz. ara sıra verilen rüya tabirleri de çok güzel işlenmiş hikayeye. öyle ki yaşananlar aslında rüya mı gerçek mi ayırt edemiyorsunuz. bu da romanın ketum havasına çok yakışmış. rüya gibi bir kitap.
  • 5-6 saat içinde bitirdiğim kısa, akıcı, farklı roman.

    romandaki 5 cinperi hikayesi ve 5 gerçek hikayenin anlatımı çok ama çok başarılı. kitabın sonunu bir biçimde hissetmemden dolayı kitabı taslak halinde okumuş olsam yazara hikaye sıralamasını farklılaştırmasını önerirdim.
    ama yine de çok ama çok beğendim der romandan bir cümle ile okuma hevesinde olanlara selam ederim:
    "aynaya baktığım zaman aynadaki görüntüm benim sıfatım" (s.102)
  • yalnız yaşayan ve bol bol yaratıcı rüyalar gören insanların nasılsa az sonra uyuyakalırım düşüncesiyle gece vakti okuması akıl mantık işi değildir. sonra tv karşısında "eki eki; yok ki bir şey?", "korkmuyorumkorkmuyorumlalalala; korkmuyorum..." telkinleriyle kapanan gözlere rağmen kendimizi ayakta tutmaya zorlayabiliriz.

    --- spoiler ---
    çakmağımı yaktım ve ateşe baktım; yanan ateşin altta kalan sarı alevinde şeytanların, üstte yanan mavi ateşte cinlerin dans ettiğini...
    dün gece içlerinden biri gözlerimin önünde hızla öldü. yaşlı suratlı korkunç bakışlı bir cin, saniyeler içinde gençleşerek bebek oldu, sonra yok oldu... ateş parmaklarımı yaktı, ölen derimden içeri aktı...
    --- spoiler ---

    spoiler vermeye bile feci tırsıyorum şu anda..
hesabın var mı? giriş yap