• --- spoiler ---

    " gelecek için kurduğumuz umutsuz hayaller, çoğu kez geçmişte göz ardı edip, kaçırdığımız fırsatlardır" diyerek :

    hayatın seçimlerden ibaret olduğunu anlatan , düş treni ile yolculuğun sonuna geldiğinde kahramana; cennet gibi bir yer de acısız bir hayat, belleğinin tamamen sıfırlanıp belirli bir yaştan itibaren hayatına tekrar başlaması, trene binmeden hemen önce ki eski yaşamı ve acıları olmak üzere 3 farklı seçenek sunulur...bu seçenekler sunulmadan evvel de kahramanın hayatını çocukluğundan itibaren kesitler alarak irdelemelerle onu heyecanlandıran, onu mutsuz eden, hatta travmatik etkiler yaratan , üzerinde etkileri büyük olan yaşantılarını trenin içinde bir tiyatro sahnesindeymişçesine betimleyen mehmet erloğlu kitabı...

    --- spoiler ---
  • yakın zamanda okumaktan en haz aldığım kitap diyebilirim...

    ---alıntı---
    "edebiyat bizi yaşamadığımız, yaşayamadığımız ya da yaşayıp da farkına varmadığımız hayatlar hediye eder."
    ---alıntı---

    ---alıntı---
    "insanlığın ortak dili matematik değilse, müziktir."
    ---alıntı---

    ---alıntı---
    "korku, insanı koruyan en sağlam zırhtır..."
    ---alıntı---

    ---alıntı---
    "uyku gençlik, uykusuzluksa yaşlılık hastalığıdır."
    ---alıntı---

    ---alıntı---
    "ölümümüzü beklemek; beklemeyi öğrenmek... tanım garip gelse de, hayat dediğimiz işte bu."
    ---alıntı---

    ---alıntı---
    "bazen hayatın insanların topluca zulüm gördükleri bir mahkumiyet olduğunu düşünmeden edemiyorum. bildiğim, hayat dediğimiz şeyin, mutsuz insanların çözmeye çalıştıkları bir bilmece olduğu."
    ---alıntı---

    ---alıntı---
    "iyi yaşam dileği hayalcilikten kaynaklanıyor; çünkü yaşamın kendisi de bir hayaldir."
    ---alıntı---

    ---alıntı---
    "mutluluk kadar ölüm ve acının da hakkını vermeliyiz. sırf kortuğumuz için ölüme haksızlık yapıyor, bize derinlik katan önemini göz ardı ediyoruz. unutmayın, bilge kişi ölümden değil, hayattan korkar."
    ---alıntı---

    ---alıntı---
    "acı, yalnızlığın akrabasıdır ama itirafların da dilini çözendir. sadece bu kadar da değil: en derin, en tutkulu dileklerimiz acıdan doğar."
    ---alıntı---

    ---alıntı---
    "insan neden sever? sevmek, insan olarak yalnızlığa katlanamamamızın bir sonucu mu?"
    ---alıntı---

    ---alıntı---
    " sevgi belki de sevilme isteğimizden başka bir şey değil. aslında sevgiyle ilgili tek bildiğim şey, sevginin nedenini aramanın bu duyguyu anlamsızlaştırmak olduğu... çünkü gerçek sevgi, nedensizdir."
    ---alıntı---

    ---alıntı---
    "acı mutluluğu anlamak için gereklidir; tıpkı ışığın karanlık sayesinde kavranması gibi..."
    ---alıntı---

    yukarıda yer alan alıntılar size çarpıcı geldiyse kitabı mutlaka okumalısın...
  • mehmet eroğlu kitabı.

    belleğini yitirmiş bay m'nin bir zaman treninin kompartımanlarında geçmişiyle ve acılarıyla yüzleşmesini anlatır. sonunda anılarıyla değiş tokuş edeceği yeni bir yaşam seçeneği sunulur.
    iki kapı vardır önünde; ya geçmiş kapısından girip aynı şeyleri yaşayacaktır veya gelecek kapısını seçip geçmişini teslim ederek yeni bir hayata başlayacaktır.
    "hayat, yaptığımız, yapacağımız çoğu kez de yapamadığımız seçimlerdir."
  • mehmet eroglu'nun uzun bi yolculuga cikan bay m'nin bu yolculugun sonunda hayatin ne oldugunu kavramasini anlattigi romani. * *

    --- spoiler ---
    "bu yüzden kisa vadeli, gelgec cinsellik et ve bedenden, ölümsüz cinsellikse hayalgücünden olusur demek pek de yanlis olmaz.."

    "aci dedigimiz nedir?... belki de yitirdiklerimizle gecmiste edindigimiz ortak anilarin bir daha tekrarlanamayacak olmasiydi aci."

    "sonra yatisti; artik o acilara nasil dayanabildigini biliyordu: ne denli kisa ömürlü olursa olsun, nerede dogdugunu, nerede gizlendigini bilmedigi sevgi, en kalin zirhtan daha dayanikliydi"

    "oysa acisi yassiz anilara dönüsen kizlarini ve bir daha bulup bulamayacagindan emin olamadigi askini unutmanin esiginden döndügü bu anda, sevmenin, sevebilmenin ve sevilmenin bir ayricalik oldugunu kusku götürmez bir aciklikla anliyordu m."

    "hayatin sandigi ve diledigi gibi saf olmadigini kabul etmeliydi: tattirdigi tüm mutluluklara karsi önlenemez dramlar, kacinilmaz trajediler sunan bir kokteyldi hayat; sevinc ve acinin hangi ölcüyle birlestigi belirsiz - yazgisinin herkese farkli oranlarda sundugu - bir karisim"
    --- spoiler ---
  • ebedi bir saf mutluluğun* ne derece lezzetsiz, mesnetsiz ve niteliksiz olduğunu ilginç şekilde gözümüze sokan eserdir. yazarın acıyı açıkca methettiği söylenemez ama önemine çok büyük vurgu yaptığı kesin.
  • mehmet erdoğan'ın içinde bir yerlerde "kim size mutlu olduğunu söylüyorsa ona kuşkuyla bakın; çünkü bilinç, mutluluğu ancak sona erdiğinde algılar" diyerek hafızamda yer ettiği kitabıdır. ne güzeldir.
  • --- spoiler ---

    kitabin icerdigi onlarca fikir yurutmelerinin arasinda en vurucu olan soru sudur: tum acilarina ragmen yasadigin hayati bir daha yasamak ister misin? mehmet eroglu bey burada soruyu bir kerelige mahsus sormus gozukuyor. bu soru vasitasiyla acinin onemine bir sanatcinin gozunden isaret eder. kitap cesitli karakterler ve kahramanin evreninde zaman atlamalari ve gorecelikleri arasinda ilerleyip -bazen gerileyip- durur.

    simdi entrynin basinda isaret ettigimiz noktaya donelim ve nietzsche'nin su paragrafina kulak kabartalim: 'eğer şeytanın biri gece gündüz seni izlese, en gizli düşüncelerine girip şöyle dese ne olurdu: yaşamakta olduğun ve yaşamış olduğun bu yaşamı bir kez daha ve sayısız kez daha yaşamak zorundasın. yeni bir şeyle karşılaşmayacaksın, tersine her şey aynı olacak. her acı ve her sevinç, her düşünce ve her iç çekiş, yaşantında olan en büyük ve en küçük olaylar senin için yinelenmelidir. tüm bunların aynı sırayı takip etmeleri gerekir. varoluşun sonsuz kum saati sonsuz bir şekilde ve sen, tozların içindeki en küçük toz zerreciği, onunla birlikte döndürülmüş olacaksın. dişlerini gıcırdatıp kendini yere atmayacak mısın? seninle bu şekilde konuşan şeytanı lanetlemeyecek misin? ya da ona şu şekilde yanıt vereceğin anı daha önce yaşadın mı?: 'sen tanrı'sın ve ben daha önce bundan daha kutsal sözler işitmedim.'

    kitabi okuyacaklar neden nietzsche ornegi verdigimi trendeki cennet vagonu tasvirine geldiklerinde daha iyi anlayacaklardir.
    --- spoiler ---
  • bir karakterin geçmişinin bu denli vurucu ve çarpıcı bir şekilde yazılmış olduğu bir eser okumadım diyebileceğim bir roman. bu romanı okurken, özellikle kendi geçmişinizi sorgulayacak ve sizi siz yapan olayları hatırlamaya çalışacaksınız.

    "ölümden korkmamın nedeni, öğrendiğim her şeyi unutmak zorunda kalacak olmam." (s. 174)
hesabın var mı? giriş yap